çok değer verdiğim biri.

149 10 2
                                    

Kafeye gelmiştik. Çok tatlı bir kafeydi.
"Gittiğim kafeler arasında en sevdiğim kafe bu. Sıcak bir yer. Sahibi de çok iyi. Tatlış bir amca."
"Evet tatlı bir kafe gerçekten. Sevdim."
"Tatlılarını bir ye daha çok seveceksin."dedi gülümseyerek. Güldüm.
"Nereye oturalım?"dedim.
"Köşeye bir yere oturalım."dedi. Kafamı salladım. Cam kenarı bir yere oturduk. Dışarısı güzel gözüküyordu. Soğuk ve güzel bir gündü bugün.
"Ne yiyeceksin? Acaba ilk yemek mi yesek?"
"Olur. Fark etmez bana."
"Zaten fark etse de şaşarım."dedi Elif. Güldüm.

Siparişleri vermiş, yemeğimizin gelmesini bekliyorduk. Ben makarna söylemiştim, Elif'te İskender.
"Mac and cheese bayağı seviyorsun herhalde?"
"Hı?"
"Mac and cheese bayağı seviyorsun herhalde diyorum. Bir kere seninle konuştuğumda Mac and cheese yapmaya çalıştığını söylemiştin."
"Evet. Yani..seviyorum işte."
"Makarnayı kim sevmez kızım." Güldüm.
"Gönenç'in de annesinin en sevdiği yemek mac and cheese."
"Hı? Gönenç'in a-annesi mi?" Kafasını salladı.
"Anladım."
"Bir insanın kaynanasıyla aynı yemeği sevmesi bir şans herhalde."
"Kaynana mı? Kimin kaynanası var?"dedi biri. Kafamı kaldırdım. Aras'tı. İyi de burada ne işi vardı?
"Aras? Senin burada ne işin var?"dedi Elif. O da benim kadar şaşkındı.
"Bizimkilerle bir şeyler yemeye geldik. Siz kafeye gidiyoruz demiştiniz, buraya mi gelecektiniz?"
"Yani burası da kafe olduğu için, evet."
"Anladım. Neyse ben bizimkilerin yanına gidiyorum."
"Bizimkiler derken?"dedi Elif.
"Emre ve Gönenç." Gönenç de buradaydı.
"Okula gelmeyip kafeye mi geldi?"dedim anlamayarak.
"Evet öyle oldu. Zaten önemli dersler yoktu. Ayrıca koçtan izinleri var. Biliyorsunuz basketbol takımında benim kardeşim."
"Sanki kendi takımda ya öyle bir havalanıyor ki."dedi Elif. Güldüm.
"Neyse size görüşürüz. Daha sonra geliriz ya da siz gelirsiniz."dedi ve el sallayıp yanımızdan ayrıldı.
"Sen mi söyledin buraya geleceğimizi?"
"Kime söyleyebilirim tam olarak?"
"Emre'ye Elif."
"Hayır ya ben söylemedim. Niye söyleyeyim?"
"Bilmiyorum ya. Nasıl aynı gün aynı kafede karşılaşabiliyoruz?"
"İ don't know canım benim. Aman boşver. Arkadaşlarımız onlar sonuçta. Tabii sadece aralarından Aras arkadaşımız."
"Evet."
"Ne!?"dedi Elif sesli bir şekilde. Gönenç'ler dahil kafedekiler bize baktı şaşkınlıkla.
"Sussana rezil oluyoruz."
"Sen az önce ne dedin farkındasın değil mi? Sadece Aras arkadaşımız dedim. Bir dakika! Sen Emre'yi de mi seviyorsun?"
"Salak mısın Elif. Ben kimseyi sevmiyorum."
"Yeme beni ya. Ayrıca Gönenç'i seviyorsan bunu söyleyebilirsin biliyorsun değil mi? Yani gidip herkese söylemeyeceğim. Ben senin arkadaşınım."
"Gidip birine söylemenden korkmuyorum Elif."
"O zaman?" O sırada yemeklerimiz gelmişti.
"Ben Gönenç'le arkadaşım sadece. O da beni arkadaş olarak görüyordur. Neyse hadi yemeğimizi yiyelim. Soğumasınlar."
"Peki öyle olsun. Ama bu konuyu daha sonra da konuşacağımızı unutma." Cevap vermedim. Göz ucuyla Gönenç'e baktım. Bizim masaya bakıyordu. Bizi mi izliyordu? Arkama baktım. Arkamızda biri de yoktu. Bana çok dalgın bir şekilde bakıyordum. Gözlerimi hiç ayırmadan ona bakmaya devam ettim. Sonra kendisi önüne döndü. Gönenç gerçekten çözülemeyen biriydi. Kapalı kutu. Aynen aynen. Kapalı kutu.
Gönenç'ten
"Hadi artık konuş Elif'le."dedim Emre'ye.
"Yemeğini yesin. Bugün bir şey yemedi okulda."
"İşte insan var insan var."dedi Aras ilk gösterip daha sonra beni göstererek.
"Bence kendine bakmalısın. Grupta bir senin sevgilin olmadı."
"Yoo Duru'nun da hiç olmamış."
"Duru'nun hiç sevgilisi olmamış mı?"dedim şaşkınca. Aras kafasını salladı.
"Ben de çok şaşırdım. Aynı senin gibi."dedi Aras.
"Böyle güzel bir kızın nasıl hiç sevgilisi olmamış ilginç."dedim mırıldanarak.
"Senden böyle itiraflar duymak bizi çok şaşırtıyor Gönenç bey." Demek ki sesli bir mırıldanma oldu. Öksürdüm.
"Elif zaten yiyene kadar geç olur."
"Elif diğer kızlar gibi değil kardeşim. Biz varız diye naziklik yapmaz yani." Elif'e baktım. Gerçekten de naziklik yapmıyordu. Hiç kimseyi umursamadan iskenderini gömüyordu.
"Duru'da öyle değil. Dua edin bence. En azından rahat olan sevgilileriniz var. Oha! 'Sevgilileriniz' dedim. Sevgili olacaksınız. Demedi deme bak." Güldüm.
"Tamam."

"O zaman plan başlasın."dedi Emre.
"Tamam. Aras sen de biraz kıvran. Tuvaletin gelmiş gibi yap kısacası."
"Tamam. Hadi git Emre. Bir dakika. Sen nasıl gideceksin ki Duru'nun yanına? O zaman anlayacak bir iş olduğunu."
"Anlamaz merak etme. Anlarsa da ne yapalım yani?"
"Tamam ben gidiyorum."dedi Emre ve masadan kalktı.
"Sen oraya hiç bakma anlamasınlar."dedim Aras'a. Çaktırmadan oraya baktım. Elif ve Emre dışarı çıktı.
"Aras kıvran." Kafasını salladı.
"Uff karnım ağrıdı şu an."dedi sesli bir şekilde.
"Çok ta bağırma gerizekalı rezil oluyoruz."
"Neyse ben lavaboya gidiyorum."
"Defol."dedim. Biraz beklemeliyim değil mi? Yoksa anlardı. Ama göz teması da kurmalıyım bence.

Yaklaşık 8 dakika geçmişti. Aras arıyordu.
"Gerizekalı niye hâlâ gitmedin?"
"Anlaşılmasın diye."
"Anlaşılmasın diye 8 dakika mı bekledin? Sen gerçekten gerizekalısın."
"Kes be. Kapat. Gidiyorum ben."
"Çabuk git konuş da bende buradan çıkabileyim. Bok kokusu her yerimi sardı." Güldüm. Aramayı sonlandırıp derin bir nefes aldım ve Duru'nun olduğu masaya gittim.
"Merhaba."dedim.
"Merhaba."dedim şaşkın bir şekilde.
"Sizi yaklaşık yarım saattir izliyorum da gerçekten çok güzel birisiniz." Duru güldü.
"İzliyorsunuz?"
Hı hı. İzliyorum. Gerçekten çok güzelsiniz."
Teşekkür ederim."dedi gülerek.
"Burada mı yaşıyorsunuz?" Bu ne saçma bir soru?
"Hayır, bu kafeye gelmek için İzmir'den (!) geldim. Tabii ki burada yaşıyorum."
"Anladım. Evet biraz saçma bir soru oldu." Kafasını salladı. O da konuşmuyordu ben de. Ne yapacaktım?
"E oturabilir miyim?"
"Tabii oturabilirsiniz." Gülümseyerek oturdum.
"Arkadaşınızın işi mi çıktı? Biriyle giderken gördüm de."
"Bayağı dikkatli biriymişsiniz. İşi çıkmadı. Sadece erkek arkadaşıyla bir şey konuşacak." 'Erkek arkadaş' demek bir insana bu kadar mı yakışır ya?
"Yemeğinizi yememişsiniz. Aç değil miydiniz?
"Normalde asla yememezlik yapmam ama bu aralar birazcık iştahım yok."
"Aah? Sebebi ne peki? Yani özel bir konu değilse?"
"Çok değer verdiğim bir insanla birazcık kavga ettim de. Moralim bozuk." Kiminle kavga etti ki? Ben neden okula gitmeyince her şey oluveriyor?
"Erkek arkadaşınız mı?"
"Hayır. Sadece..arkadaşım."
"Neden kavga ettiniz peki?"
"Bilmem. Kendisi bir anda bana patladı. Herhalde kötü bir gün geçiyordu. Aslında o gün gayette iyiydi ruh hali. Daha sonradan kötüleşti."
"Belki kötü bir şey olmuştur?"
"Yani olabilir. Yoksa bir insan karşısındakine boş boşuna 'gerizekalısın' demez değil mi?" Ne?! Benden bahsediyordu. Çok değer verdiğim biri dedi. Ne?! Nasıl yani?! Duru bana değer mi veriyordu? Şu anda konuşamıyordum. Ama sadece arkadaşım demişti. Yani sakin olmalıyım. Peki ne diyecektim? Nasıl izah edecektim kendimi? Ne yapacağım?

Özel Alança Lisesi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin