Duru ve Gönenç.

258 14 1
                                    

Emre'den
"Ne oldu Gönenç'le?"dedi Elif.
"Yani pek konuşmadık. Yemek falan yaptık, yemek yerken bir konuştuk. Bazı şeylerde emin olmadığını söylüyor."
"Ne gibi şeylerde?"
"Canım şu an sana söylemem pek doğru değil tamam mı?"dedim. Elif'le görüntülü konuşuyordum.
"Tamam. Ama haberdar et beni tamam mı? Gerçekten şu 1 hafta içerisinde ne olduğunu anlayamadım. Duru ve Gönenç bir şey mi yaşadı acaba?"
"Nasıl yani?"dedim.
"Bilmiyorum bana da demedi. Ben kütüphanede seninle çalışırken beni biri aradı ya hani?"
"Evet."dedim devam etmesi için.
"O Duru'ydu ve zaten sana söylemiştim. İşte ne yapıyorsun falan dedi. Ben de kütüphanedeyim dedim ve o da tamam o zaman dedi. Büyük bir ihtimalle benimle konuşacaktı ama kütüphanedeyim dediğim için vazgeçti. Bugün de o gün benimle bir şey mi konuşacaktın dedim. Hayır dolaşırız diye aradım dedi."
"Zaten biz de Gönenç'te bir haller olduğu için konuşmak istedik."
"Ay ilginç bir durum. Neyse birazcık rahat bırakalım bence. Zamana ihtiyaç var sadece."
"Aynen. Sen ne yapacaksın bugün? Şu Gönenç ve Duru olayından dolayı seni göremedim."
"Daha dün beraberdik Emre. Abartma."
"Anladım ki sen beni özlememişsin."
"Çok özledim ama ders çalışmam lazım. Sen de çalışsana Emre. Nasıl geçmeyi düşünüyorsun sınavlardan?"
"Ufff çalışırım ben."
"Sakin bir yere falan gitme Gönenç'lerle."
"Gönenç evde olur zaten bu aralar."
"Aras'larla da takılma. Otur ders çalış."
"Tamam."
"Aferin benim oğluma. Hadi kapatıyorum."
"Akşam görüşürüz ama. Hı?"
"Seni seviyorum Emre. Ders çalış hemen!"
"Ben seni seviyorum. Ama hiç ders çalışmak istemiyorum."
"Kapatıyorum."
"Peki."dedim ve telefonu kapatmasını bekledim. Gülüp telefonu kapattı. Güldüm. Gerçekten ders çalışmam gerekiyordu. Annemin dırdırı ve Elif'in dırdırı? Ders çalışmam lazım. Hem de hemen!!
Duru'dan
"Anne sence ne giymeliyim?"
"Siyah elbiseni giy bence. Hem sana çok yakışıyor."
"Anne üşümez miyim?"
"Üstüne hırka al. Evde çıkarırsın. Özlem orada mı olacak?"
"Zannetmiyorum."
"Ordaysa selam söylersin."
"Anne yarın gideceğim biliyorsun değil mi?"
"Yarın mı parti?"
"Anne beni dinlediğin o kadar çok belli ki."
"Şu an ne giyeyim dediğin için dedim herhalde bu akşam gideceksin."
"Şu an karar verip deneyeceğim. Yarına belki seçemem, vaktim olmaz."
"Ben seni götürürüm."
"Hayır gerek yok ya ben giderim."
"Sen diğer arkadaşlarınla bu aralar pek konuşmuyorsun. Neden?"
"Elçin ve Nil yurtdışındalar projeleri için. O yüzden rahatsız etmedim. Okulla beraber gittiler ya hani?"
"Daha gelmediler mi?"
"Anne 2 ay sürecekti."
"Uzunmuş bayağı."
"Aynen. Onların zamanı yoktu aramayayım dedim. Orçun ve Furkan'la da.. haklısın pek görüşmüyorum."
"Orçun geliyor mu partiye?"
"Tabii ki gelir anne. Furkan'ın bir numaralı kankası. Sence gelmez mi?"
"Doğru."
"Anne neden bilmiyormuş gibi konuşuyorsun? Sanki arkadaşlarımı tanımıyorsun." Annem gülmeye başladı.
"Öyle mi davranıyorum. Hiç fark etmedim açıkçası."
"Neyse ben deneme yapmaya gidiyorum."
"Tamam." Odama çıktım. Büyük bir ihtimal annemin dediği siyah elbisemi giyecektim. Üşürsem hırka giyerdim. Ya da beyaz elbisemi de giyebilirdim. Altından da ten rengi ayakkabı. Hemen gardırobumdan beyaz elbisemi çıkardım.
Yağız'dan
"Yağız bey babanız sizi çağırıyor."
"Gelmeyeceğimi daha ne kadar söylemem gerekiyor? O masaya gelmeyeceğim. Gidip bunu iletirseniz sevinirim."
"Peki Yağız bey." Görevlinin odamdan çıkmasını bekledim. O masada oturmak istemiyordum. Onun o iğrenç suratını  görmek istemiyordum! Beni gerçekten sinir ediyordu. Keşke zamanında gurur yapmayıp bu evden gitseydim. Anneme bir şey yapmasından korkuyordum. Böyle bazı şerefsiz babalar sadece kendilerini düşünüyor. Yanındakiler umurlarında bile değil. O an kapım açıldı. Annem içeri girdi.
"Babanı yine delirtmek mi istiyorsun?"
"Yine derken? Her gün deli değil mi zaten? O adamı görmek bile istemiyorum."
"Seni neden okula göndermiyor?"
"Yine kendince cezalandırıyor beni işte, ne olabilir sence?"
"Bir şey mi oldu Yağız?"
"Bir şey olmadı."
"Bir şey olmadıysa baban seni okula göndermemezlik yapmaz Yağız. Ne oldu söyle." Derin bir nefes verdim.
"Ben.. takımdan çıktım."
"Takım? Basketbol takımından mı?"
"Evet. Başka takımda mı oynuyorum anne?"
"Sen delirdin mi? Babanın ne kadar çok basketbol oynamanı istediğini bilmiyor musun?"
"Biliyorum. Ama önemli olan benim ne istediğim değil mi? Ben bıktım artık basketbol oynamaktan!"
"Bağırma. Duyup gelecek şimdi!"
"Evet yine sinirlenip vuracak bana."
"Lütfen sus Yağız."
"Anne kendine üzülmüyor musun?"
"Ne?"
"O adam tarafından aldatılmak seni üzmüyor mu?"
"Ne saçmalıyorsun sen?"
"Yalan mı? Babamın seni aldattığını biliyorum anne. 1 yıldan beri resmen eve sadece bizimle yemek yiyip, arada sırada anaannem buraya geldiği için geliyor. Bu senin için bir sorun değil mi?"
"Sana ne benim hayatımdan? Ben bu eziyete senin için katlanıyorum."
"Benim için mi? Sen eğer herşeyi benim için yapsaydın şu an da bu herifle aynı masada yemek yemezdin! Onunla aynı yatakta yatmazdın!"
"Sessiz ol Yağız! Ve bir daha bu konuyu ağzından duymak istemiyorum."
"Sen kendini böyle kandırmaya devam et."
"Masaya gel yoksa yarın okula falan gidemeyeceksin. Babana hazırlandığını söyleyeceğim o yüzden kendini toparla biraz."dedi ve odadan çıktı.

Özel Alança Lisesi (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now