diyemem.

146 9 2
                                    

Duru'dan
"Selam gençler."dedi Aras sınıfa girerek. Arkasından da Emre ve Gönenç. Nasıl yani? Gitmemiş miydi?
"Sen gitmedin mi?"dedim Gönenç'e.
"Hayır."dedi. O sırada Elif yanımdan kalktı ve Gönenç yanıma oturdu.
"Dediğim gibi görmek istediğim biri var ve o kadar kısa görmek daha çok can sıkıcı oluyor."dedi fısıldayarak. Güldüm.
"Gördün mü bari?"dedim ben de sessizce.
"Evet. Şu an dünyalar benim oldu."
"Niye?"
"Niye olacak görmek istediğim kişiyi gördüm de ondan."
"Anladım."
"Sen gördün mü peki?"dedi. Hâlâ fısıldaşarak konuşuyorduk.
"Gördüm. Ama ben o kadar da mutlu değilim."dedim. Yüzü bir anda asıldı.
"Neden?"
"Okula artık gelmiyor kendisi ve onu göremiyorum." Gülümsedi.
"Senin de işin zor."
"Evet. Kendisi biraz zor uyuyor da." Daha çok gülümsedi. Bütün yüzüne yayıldı gülümsemesi.
"Yazık ona. Şimdi halsizdir de o. Gidip yemek yapabilirsin aslında ona."
"Kendisi iyi yemek yapıyor diye biliyorum. Daha doğrusu bilmiyorum, anlaşılıyor."
"Yetenekli de yani? O zaman sen yaşadın."dedi. Güldüm.
"Evet öyle oldu biraz."
"Biz niye fısıldaşıyoruz?"dedi Gönenç.
"Bilmiyorum."dedim gülerek. O da gülmeye başladı.
"Allah'ım iki insan birbirine bu kadar mı yakışır ya?!"dedi Aras bize bakarak.
"Bizim sevdiğimiz var yalnız."dedi Gönenç.
"Evet. Yani bizi yakıştırmazsanız seviniriz."dedim. "Sonra kıskanır mazallah."
"Aynen. Sonra kıskanır falan."dedi bana bakarak. Gülümsedim.
"Derslere girecek misin?"dedim Gönenç'e.
"Evet. Derslerden geri kalmamak lazım. Sonra zor olur benim için."
"Evet zor olur senin için." O sırada zil çaldı. Abi ciddi misin?!
"O zaman biz gidelim. Ders beklemez."dedi.
"Ne alâka?"dedim gülerek.
"Bilmiyorum."dedi gülerek. "Neyse görüşürüz diğer teneffüs." Neden herşeye gülüyorduk?
"Görüşürüz."dedim. Saçımı okşadı ve sınıftan çıktılar.
"Şimdi bana Gönenç'ten hoşlanmıyorum diyemezsin."dedi Elif. Diyemem.
"Diyemezsin değil mi?"
"Bilmem."dedim.
"Abi sen ciddi misin ya?!" Güldüm.
"Hadi otur yanıma hoca gelecek."
"Peki Duru hanım." Gelip sırasına oturdu. Bugün.. güzel bir gündü.
Aras'tan
"Yemin ederim çok tatlıydınız ya."dedim Gönenç'e. Hatta gizlice fotoğraflarını bile çekmiştim. Çünkü çok tatlı duruyorlardı.
"Aras biraz sessiz ol istersen. Çünkü şu an sınıftayız."
"Sen niye bugün okula geldin? Olm sen gerçekten çok dengesizsin ha."
"Niye be?"
"İki gün gelmedin. Okula gelmeyeceğim dedin. Şimdi de bir bakıyoruz okula geliyorsun. Hem de Duru'yla beraber."
"Ne var yani bunda? Geç kalmıştı ben de aldım onu."
"Anladım. Anlaşılan aranız düzeldi."
"Evet. Sonunda."
"İyi iyi, sevindim. Sen şimdi kesin Duru için okula geldin değil mi?"dedim. Kafasını salladı gözlerini kaçırarak.
"Abi sen nasıl bir insansın ya."
"Ne var olm ya!"
"Yok bir şey. Sadece okula iki gün gelmeyip şimdi Duru için gelmen biraz şaşırtıcı açıkçası."
"Sizi de özledim Aras. Okulu da özledim. Ayrıca lisenin bitmesine az bir zaman kaldı."
"Gerçekten be. 4-5 ay sonra liseli olmayacağız artık. Yani tabii kalmazsak."dedim. Güldü.
"Kalmayız merak etme."
"Sen öyle diyorsan öyledir. Ulan bari çanta bir şey getirseydin."
"Dersi dinleyeceğim de sanki."dedi.
"Hoca kızarsa ne yapacaksın?"
"Kızmazlar bana."dedi. Güldüm.
"Niye? Ayrıcalığın falan mı var?" Yüzü bir anda ciddileşti. Kötü bir şey mi demiştim? Yoo dememiştim.
"Olm sana diyorum. Cevap versene."
"Hı?"
"Ayrıcalığın mı var diyorum?"
"Ne alâka ya!? Getirmedim işte. Gidip evden mi aldırtacaklar yani? Ayrıca ilkokul da mıyız Aras? Bir şey demezler."
"İyi sen bilirsin."dedim yerime geçerek. Yüzü hâlâ anlayamadığım bir ciddilikteydi. Halbuki kötü bir şeyde dememiştim.
"İyi misin?"dedim.
"Bir lavaboya gitsem iyi olacak."
"Niye? Bir şey mi oldu?"
"Hayır. Sadece tuvaletim geldi."dedi ve hızlıca sınıftan çıktı. O sırada da hoca girmişti sınıfa.
"Aras, Gönenç iyi mi? Bir şey mi oldu?"
"Yok hocam. Lavaboya gitti sadece."
"Anladım. Evet merhaba arkadaşlar."
Yağız'dan
"Hoca derse girecek şimdi ve sen lavaboya mı gideceksin? Bu ara baban bir şey demiyor herhalde sana."dedi Emre.
"Tuvaletimi yapmayayım mı yani?"
"Uff git yap ya. İğrençsin!" Sırıttım ve sınıftan çıktım. Lavaboya girdim. Ellerimi yıkadım. O sırada öğürme sesi duydum. Biri kusuyordu herhalde. Yazık. Kusmaktan nefret ederim. Bu kadar iğrenç bir şey olamaz. Acaba yardıma ihtiyacı var mı? Kapıyı tıkladım.
"İyi misin?"dedim. Cevap gelmedi. Ne yapıyordu bu içeride? Daha sesli bir şekilde konuştum. "Yardıma ihtiyacın var mı? Bir şey istiyor musun?"
"Git sadece. İyiyim ben."
"Peki."dedim. Gidecek miydim? Hayır. Lavabonun kapısını açıp kapadım. Gittiğimi zannetmeliydi değil mi? Daha sonra çocuğu beklemeye başladım.
5 dakika olmuştu ve çocuk hâlâ daha çıkmamıştı.
"Olm yaşıyor musun?"dedim kapıya vurarak. Cevap gelmemişti.
"Giriyorum bak."dedim. Kapı kilidini çevirdim ve içeri girdim. Ne?! Bu Gönenç'ti! Bayılmış mıydı? Ne yapacaktım? Şu an ders saatiydi. Hocalara haber vermeli miydim? Doktorunu mu aramalıydım? Ne yapmalıydım? Ya da Fırat abiyi arayabilirdim. Ama ya o da bilmiyorsa? Uff, ne yapacaktım? Ellerimi saçlarımın arasından hızlıca geçirdim. Levent hocaya diyebilirdim. En azından o bir bahane bulabilirdi diğer hocalara. Hemen Levent hocayı aradım.
"Sen derste değil misin lan eşek?"
"Hocam çok acil bir sorunumuz var. Üçüncü kattaki erkekler tuvaletine hemen gelebilir misiniz? Hızlı olun hocam, çok önemli."dedim ve telefonu kapattım.
"Gönenç beni duyuyor musun?"dedim Gönenç'i dürterek.
"Hastaysan niye okula geldin salak herif ya!?"

Özel Alança Lisesi (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now