nefes alamaya bilir.

169 9 2
                                    

Gönenç'ten
"Bugün nasılsın Gönenç?"dedi doktor. Evet. Yine hastaneye gelmiştim. Çünkü artık ağrılarım çoğalmaya başlamıştı.
"Ağrım var. Ama baş ağrısı falan değil bu. Arada geliyor ama gitmek de bilmiyor ve çok acıtıyor."
"İlaçlarını düzenli içiyor musun peki?" Kafamı salladım.
"Artık hastanede kalmaya ne dersin? Bak sen de söylüyorsun Gönenç. Ağrılarım oluyor diyorsun. Gerçekten zamanı geldi bence."
"Ben zaten zamanının geldiğini biliyorum. Ama istemiyorum. Ailemin beni hastanede görmesini veya hastanede yatmayı istemiyorum. Hastaneyi sevmiyorum. Beni çok kötü hissettiriyor. Sanki hemen..sanki hemen ölecek misin gibi hissediyorum. Sizinle konuşmak için geldiğimde bile kötü oluyorum."
"Ama hastaneye gelmen seni birazcık bile olsa iyi hissettirecek. Güzelce uyuyabileceksin."
"Aslında bu iki gündür güzel uyuyorum. Zaten sadece uyumak istiyorum."
"Uyumak mı istiyorsun?" Kafamı salladım.
"Gönenç, bugün bir tahlil yapalım sana. Ne dersin?"
"Bir sorun mu var? Bir şey mi oldu?"
"Hayır. Sadece haftalık rutin gibi düşün. Seni kontrol ediyoruz sadece."
"Anladım. Olur fark etmez bana. Peki hemen mi?"
"Olabilir aslında. Şu an kendini iyi hissediyor musun?"
"Biraz başım dönüyor sadece. Onun dışında bir şey yok."
"Tamam. O zaman şimdi koluma tutun ve yavaşça tahlil yaptırmaya gidelim." Kafamı salladım ve nefes alarak ayağa kalktım. Bir anda başım dönmeye başlamıştı. Neden böyle olmuştu?
"İyi misin?"
"Hı hı, iyiyim. Başım döndü dediğim gibi."
"Tamam. Bana tutun sen. Geçen gün gelen arkadaşını arama mı ister misin?"
"Geçen gün gelen arkadaşım mı? Sizinle görüştü mü?"
"Evet. Arkadaşının durumunu öğrenmek istedi sonuçta."
"Hayır ona söylemeyin. İstemiyorum."
"Ama o artık biliyor. Yine de istemiyor musun?"
"Endişelenmesini istemiyorum. İşi vardır zaten onun."
"Peki sen bilirsin."
Yağız'dan
Yatağımda uzanıyordum. Evde çok sıkılmıştım. Ve yapacak bir şey de yoktu. Dışarı da çıkmak istemiyordum. Çünkü dışarıda da yapacak bir şey yok. Gönenç nasıldır acaba? Evine mi gitsem? Olabilir. Belki bir şeye ihtiyacı vardır. Telefonumu aldım ve Gönenç'i aradım. Telefonumda numarası yoktu ama bu olaydan sonra Emre'den numarasını almıştım.
"Alo?"dedi bir kadın sesi. Nasıl yani?
"Gönenç'i aramıştım ama ben."diyebildim sadece.
"Evet Gönenç beyin telefonu bu. Şu an kendisi uyuyor. Serum taktık kendisine."
"Serum mu? Bir şey mi oldu Gönenç'e?"dedim ayaklanarak.
"Hayır hayır, bir şey olmadı. Sadece tahlil yaptırdı ve birazcık başı döndü bu yüzden serum taktık. Ve uyuyor şu an."
"Anladım. Hangi hastane?" Kadını dinledim ve hızlıca yataktan kalkıp arabamın anahtarını aldım ve odamdan çıktım. Merdivenlerden indim. Arabaya binip hızlıca hastaneye sürdüm.

"Gönenç Alpaycı hangi odada?"
"Neyi oluyorsunuz?" Şunların da şu b*ktan soruları beni sinir ediyordu.
"Çocukluk arkadaşıyım hanımefendi. Hangi odada arkadaşım?"
"132." Asansörlerin olduğu tarafa gittim ve bekledim.
12. kata bastım. Umarım şu an Gönenç iyidir. Korkuyordum.
Evet 12. kata gelmiştik. 132. odayı bulmalıydım şimdi. 128, 129, 130.. 132! Evet 132! Kapıyı tıkladım ve içeri girdim. İçeride sadece Gönenç vardı. O da uyuyordu. Derin bir nefes aldım. Ellerimi lavaboda yıkayıp, yatağın yanındaki koltuğa oturdum. Kesme hastanede tedavi görmemek için bu kadar direnmese. Kendi iyiliği içindi bu sonuçta. Bu kötü bir şey değildi. Değil mi? Evet evet değildi. O kadar hızlı hareket etmiştim ki yorulmuştum. Şu an doktorla konuşmalı mıydım? Gönenç'in durumunu öğrenmek istiyordum. Uyansın öyle konuşurdum doktoruyla. Gönenç'in bir zaman sonra hayatta olmayacak olması beni gerçekten çok kötü hissettiriyordu. Bu hastalığı nasıl olmuştu ki? Ben gerçekten anlamıyordum. Hani nasıl yani? Artık okulda Gönenç diye biri olmayacaktı. Hayatımda da. Hayatta da. Dünyada da benim çocukluk arkadaşım Gönenç olmayacaktı. Zaten Gönenç'le yaklaşık 2-3 yıldır konuşmuyorum ve şimdi 3 ayı kalması.. Bu kadar az bir zaman olmamalıydı.
"Burada ne işin var?" Gönenç uyanmıştı. Gözlerindeki ıslaklığı sildim. Ağlamış mıydım?
"Uyandın mı?"
"Hayır."dedi. Evet sorum biraz saçma olmuştu.
"İyi misin şu an?" Kafasını salladı.
"İyiydim zaten. Başım döndü biraz sadece ve tahlil yaptırdım."
"Anladım. Bir şeye ihtiyacın var mı?"
"İhtiyacım olursa şurada ki düğmeye basarım. Sen gidebilirsin."
"Doktorunla konuşacağım da o yüzden sordum."
"Konuşmana gerek yok."
"Zaten her şeyi biliyorum. Konuşsam ne olacak?" Ayağa kalktım.
"İstersen telefonunu bırakayım?"
"Kimi arayacağım o zaman? Telefonun ben de olacak?"
"Doğru."dedim.
"O zaman ben gideyim. Gelirim zaten biraz sonra."
"Tamam. Gelmene de gerek yok. İstersen doktorla konuştuktan sonra direkt git."
"Hastane de bile misafirperversin."dedim.
"Hadi git."dedi. Kafamı salladım ve odadan çıktım. Gözlerinin altı çok morarıktı. Korkmaya başlıyordum. Hızlıca doktorun odasına doğru ilerledim. Doktorun asistanına hastasıyla ilgili konuşmam gerektiğini söyledim. İçeri girebileceğimi söyledi.
"Hoşgeldiniz Yağız bey." Adımı unutmamış.
"Hoşbuldum."dedim. Çünkü ben adını unutmuştum.
"Nasılsınız? Buyrun oturun lütfen."
"İyiyim siz nasılsınız?"
"Ben de iyiyim. Bir sorun mu var?"dedi.
"Yok. Sadece neden Gönenç'e serum takıldı merak ediyorum."
"Biraz başı döndü ve yürümekte zorlandı. Bizde sakinleştirici verdik, uyması ve dinlenmesi için."
"Tahlil falan yaptırmış. Bu neden?"
"Bana bazı şeyler söyledi. Sürekli başının döndüğünü ve bazen nefes alamadığını söyledi. Ben de biraz işkillendim açıkçası."
"Neden?"
"Hatırlarsanız biz Gönenç için tahmini 3-4 ay vermiştik. Bu zamanın daha da azaldığından şüpheleniyoruz. Bugünlerde sürekli uyuyormuş. Bu beyninin ona verdiği bir komut. Normalden Gönenç uyuyamıyordu. Ama bu aralar uyumak istediğini söyledi bana."
"Nasıl yani.? Şimdi siz bana ne demeye çalışıyorsunuz?"
"Demeye çalıştığım; Gönenç'in ömrü 3-4 aydan da az olabilir."
"Ne? Ne demek 3-4 aydan da az olabilir? Siz bunu bilemiyor musunuz? O kadar tıp okudunuz nasıl bilmiyorsunuz?!"dedim sertçe. Şu an kendimi kaybetmiştim. Bana kardeşimin daha az bir ömrü kaldığını söylüyordu. Mantıklı mıydı bu?
"Şu an da size hak veriyorum. Ama inanın bizim de yapacağımız bir şey yok. Tam kesin bir şey söyleyemiyoruz. Bakın ilk başta 3-4 ay dedik ama şu anda da daha az bir zamanı olduğunu düşünüyoruz. Ve bundan..eminiz."
"Ne? E-Emin misiniz?"
"Gönenç bir zaman sonra konuşmakta bile zorlanacak. Bu yüzden sürekli yanında olmaya çalışın. Ben şimdi Gönenç'in yanına gidiyorum onu kontrol etmek için. Ve ona ilaç yazacağım almayı unutmayın."dedi ve odadan çıktı. Tam olarak neler oluyordu şu an? Ben nasıl bir şeyin içine düşmüştüm? 3-4 aydan az bir zaman..

Gönenç'ten
"Daha iyi misin Gönenç?"dedi doktor. Kafamı salladım.
"İyi görünüyorsun."
"Öyleyim zaten. Yağız nerede?"
"Buradayım."dedi yanıma gelerek.
"Sen gitmedin mi?"
"Hayır. Sana mı soracağım arkadaşım ne zaman gideceğimi?"dedi.
"Neyse. Şu an iyiyim değil mi bir şeyim yok?"
"Evet. Ama biraz daha müşahede altında tutacağız. İyi uyudun mu?"
"Evet. Sanırım bütün uyuuamadığım gecelerin acısını çıkarttım."dedim. Yağız sırıttı.
"O zaman iyi. Peki basın dönüyor mu?"
"Hayır. Ama başım ağrıyor. Hem de fazlasıyla. Konuşamuyorum pek."
"Tamam o normal. Bir saat daha burada kalacaksın. Görüşürüz daha sonra. Yağız bey siz kapıya gelebilir misiniz?"
"Tabii."dedi ve Yağız'la doktor odadan çıktılar. Ben de telefonumu masanın üzerinden aldım. Yaklaşık 27 tane mesaj vardı. 14'ü Duru'dan, geriye kalanı ise gruptan. Hemen WhatsApp'a girdim ve Duru'nun yazdıklarını okudum.
Gönderen:Duru
'Bir şey mi oldu? Neden açmıyorsun telefonunu?'
'Sana diyorum. İyi misin sen?'
'Hey!! Tam sana bir şey diyecekken ortadan kayboldun!'
'Neredesin ya?! Telefonunu da açmıyorsun!' WhatsApp'tan çıktım. Duru sesli mesaj bırakmıştı.
"Neden telefonunu açmıyorsun? Gerçekten bugün şans üzerimde yani! Hey!! Sana bir şey söyleyecekken bir anda yok oldun! Bu mesajı dinler dinlemez direkt beni ara! Anladın mı?!" Bu kıza ne olmuştu? Ne diyecekti bana? Hemen Duru'yu aradım. Direkt açtı.
"Gönenç?"
Duru'dan
"Efendim Duru?"dedi sakince. Sesi çok güzel geliyordu.
"Neden açmadın telefonlarımı?"
"Uyuyordum."
"Hee. Pardon."
"Sen bir şey diyecektin galiba?"
"Evet. Ama boşver. Artık diyecek gaz yok bende."
"Ne? Gaz mı? Sevmediğim bir şey mi diyeceksin?"
"Bilmem. Bilmiyorum yani."
"Hadi söyle merak ettim."
"Hayır söyleyemem. Sen uyumana devam et."
"Duru. Söyler misin?"
"Sonradan bana farklı bir gözle bakarsın diye korkuyorum. Ayrıca bu telefonla konuşulacak bir şey değil."
"Sanki aşkını falan ilan edeceksin de telefonla konuşulacak bir şey değil diyorsun."dedi. Cevap vermemiştim.
"Duru?"dedi.
"Hı?"dedi.
"Sen ne diyeceksin bana? Yoksa ben doğru mu tahmin ettim?"dedi sakince. Ama sesi şaşkına dönmüş gibiydi.
"Ga-Galiba."
"Nasıl yani?"

Özel Alança Lisesi (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now