16.Bölüm 🌻🌻

248 234 18
                                    

Iyi okumalar galaksilerim 🌌🌌

Önceki gibi yine bordo portalın içine girmişlerdi. Eray yanında duran Irem'e bakıp "Irem gelmeden bize yeni gezegen hakkında bilgi versene." demişti meraklı bakışlarla. Irem kafa sallayıp çantasından Ustanın verdiği gezegen kitabını çıkarmıştı. Gidecekleri gezegenin yerini bulduktan sonra sesli bir şekilde okumaya başlamıştı.
"Sky planet
1.300.000.000 kişilik nüfusa sahipler.
Orda yaşayanlara air yani hava denir.
Bulutlardan oluşan bir gezegendir.
Sevginin ve saygının hakim olduğu herkesle samimi olan müziğe önem veren bir gezegendir.
Orada yaşayan kişilerde kanat bulunur ve sevdikleri şeylere zarar verilmesini hiç sevmezler.
Bunları özet olarak görebiliriz. Diğerleri gezegen hakkında." demiş ve kitabı tekrar çantasına koymuştu. Cansu ellerini çırpıp
"Ben sevdim bu gezegeni benim gibi müzik seviyorlar. Ama bir sorun var bizim kanatlarımız yok." demişti aklına birden gelen düşünce ile. Diğerleri de aynı soruyu düşünürken Eray çıkıp
"Orda yardım ederler bence." demişti. Can da Eray'a "Katılıyorum." diyerek hak vermişti.

"Ben daha çok gencim ölmek istemiyorum." diye bağırmıştı Can.

Portaldan geçtikten sonra kendilerini boşlukta buluşlardı ve aşağı düşmeye başlamışlardı. Uzun İrem tekrar anka kanatlarını çıkarıp Gece'yi ve Cansu'yu tutmuştu. Diğer arkadaşları hala düşerken uzaktan beyaz, kocaman kanatları olan ve insana benzeyen 4 kişi uçarak diğerlerini tutmuşlardı. Saçları kahve ve siyah karışımı renkte ve tenleri kumral. Kıyafetleri beyaz bol bir tişört ve yine beyaz renkte bol olan eşorfman gibi bir şey vardı ayaklarında ise bir şey yoktu. Gözleri sadece mor renkteydi İrem gil bundan çok etkilenmişlerdi. Yanlarına gelen airler den biri "Geç kaldığımız için özür diliyoruz. " demişlerdi. İrem onlara bakarak "Sorun değil." demişti. Diğer bir air "Bizi takip edin sizi gitmeniz gereken yere götüreceğiz." demiş ve onlara öncülük ederek uçmaya başlamışlardı.

Birkaç dakika sonra gökyüzünde büyük bir bulut ve etrafında onun gibi bir sürü büyük bulut görmüşlerdi. En yukarda olan ve en büyük olan buluta doğru ilerlemişlerdi.Oraya geldiklerinde onlara yardıma gelen airler Ege, Can ve Eray'ı bulutun üzerine koydular. Onlar koyunca İrem de Cansu ve Gece'yi koymuştu. Çevrelerine baktıklarında pamuk şekere benzeyen devasa büyük olan bir küre görmüşlerdi. Can airler bakıp "Biz sizi nasıl anılıyoruz yada siz bizi nasıl anlıyorsunuz?" diye sormuştu. Air onlara bakıp
" Biz özel asker airleriz Can bir çok gezegenin dilini biliyoruz." diyerek açıklama yapmıştı. Ege air in dediğine şaşırıp "Iyi de bizim gezegende bilmem kaç dil var." demişti. Airler den biri Ege'ye dönüp "Dediğim gibi özel airleriz ve sizin gezegeniniz yani dünyadan 300 yıl ilerideyiz bu yüzden. Öğrenmeyi kolaylaştıran bir sürü yöntemlerimiz var yani zor olmadı." demişti gururlanır bir şekilde.

"Anladım. Adımı nerden bildiğini sormayacağım bilgi gelmiştir zaten değil mi?" demişti Ege cevabından emin olduğu soru ile. Air onaylayıp "Evet geldi. Şimdi hepiniz uçamadınız için bu suları içmeniz gerekiyor." Herkes kendisine verilen küçük şişedeki mor suyu alıp içmişlerdi.

Herkes şişelerdeki suları içtikten sonra sırtlarında hissettikleri ani acı ile hepsi oldukları yerde kıvranmaya başlamıştı. Irem arkadaşlarına bakıp onlara doğru ilerlemişti. Can sinirle " Bu acı da nerden çıktı şimdi. Ne içirdiniz lan bize?" diye bağırmıştı. Irem Gece'nin ve Cansu'nun yanına geldikten sonra
" Dayanın geçecektir eminim." demişti. Bir süre sonra acılarının yerinde airlerdeki gibi beyaz büyük kanatlar çıkmıştı. Airler onların yanına gelip " Kanatlarınıza kavuştunuz. İrem sende testi geçtin ilk günden hatta ilk saatlerden geçecegini düşünmemiştim. " demişti olanları açıklığa kavuşturmak istercesine. İrem ayakta onlara bakan aire bakmış ve "Ne testi?" diye sormuştu.Airler onlara yerden kalkması için yardım ederken içlerinden biri de konuşmaya başlamıştı. "Eğer gelmeden önce baktıysanız bizim sevdiklerimize zarar verilmesinden hoşlanmadığımızı biliyorsunuzdur. Sizin özelliklede koruyucu olarak senin arkadaşlarına ne kadar değer verdiğini görmek istedik." demişti

Koruyucu ( Kitap Oldu)Where stories live. Discover now