12. Bölüm 🌻🌻

370 318 52
                                    

Iyi okumalar galaksilerim 🌌🌌

Ayrılık küçük sevgileri öldürür.
Ama büyük sevgileri güçlendirir.
Tıpkı rüzgarın mumu söndürüp yangını körüklediği gibi.

Savaş günü geldiğinde Irem'e destek olmak için arenaya Usta, Eray, Gece ve Ege de gelmişti. Arenaya gitmek için Usta onları portal odasına götürüp gerekli kodları girdikten sonra hepsi beraber gitmişlerdi. Irem arenada rahat olmak için siyah esnek bir pantol ve üzerine rahat bir sweat gitmişti. Saçlarını topuz yapmış ve botlarını giymişti.

Eray ve diğerleri arenadaki olayları seyretmek için yapılan alana geçmişlerdi. Irem'i  giriş kapısında direk olarak arenadaki savaşın başlama yerine götürmüşlerdi. Depo gibi bir yerde bir çemberin üzerinde durmasını söylemişlerdi. Irem denileni yapıp çemberin üzerinde hazırda beklemeye başlamıştı. Bir süre sonra üzerinde bulunduğu çember haraket etmeye başladığında Irem sarsılmış ve dengede durmak için yere eğilmişti.  Yukarı doğru yükselmeye başlamıştı.  Kafasını kaldırıp yukarı baktığında tam üstünde ki yerin açıldığını görmüştü. Tamamen dışarı çıktığında ilk olarak hızlı bir şekilde etrafı incelemeye başlamıştı.

Bulunduğu yer ormanlık bir alandı ileriye doğru baktığında yüksek bir dağ görmüştü. Etraf sandığından daha sesiz ve ıssızdı arenanın ortasında havada hologram bir ekran çıktığında Irem dikkatini oraya vermişti. Içlerinde kendisinin de bulunduğu bir sürü resim görmüştü. Farklı bendenler farklı isimler farklı gezegenler. Hologram ortadan kalktığında durduğu yerde ilerlemeye başlamıştı. Sesiz ve dikkatli bir şekilde yürümeye bir yandan da çevreyi incelemeye devam etmişti. Ağaçların sıklaştığı yerde bir ağacın üstünde  çanta  gördüğünde ağacın yanına gidip dallar yardımı ile tırmanmıştı. Çantayı sırtına takıp geri inmeye başlamıştı. Biri ayağından tutup çektiğinde dallara tutunamamış ve yere düşmüştü. Aniden gelen saldırıya karşı hızla yerden kalkıp saldırı için pozisyon almıştı.

Karşınına baktığında sarışın kahverengi gözlü cılız bir vücuda sahip biri çıkmıştı karşısına. " Üzgünüm seni düşürmek istememiştim sadece biraz hızlı çektim sanırım. " demişti. Irem ellerini indirip karşındakini baştan aşağı süzdükten sonra bir şey dememişti. Irem cevapsiz kaldıktan sonra onu düşüren çocuk 
" Sırtımdan bıçaklamayacaksan gidicem." demişti. Irem karşısındakinin sadece gözlerine bakıp " Sen yapmazsan bende yapmam." demişti. Sarışın çocuk Irem'e arkasını dönüp başka yine doğru koşmaya başlamıştı. Irem sarışın çocuk gözden kaybolana dek onu izlemiş ardından kendi de yürümeye başlamıştı.

Sesiz bir yer bulduğunda yere oturup çantayı dökmüştü içinden küçük bir çakı uzun ince ama sağlam bir halat matara ve birkaç küçük şey daha çıkmıştı. Içinden çıkanları tekrar çantanın içine koyup yola devam etmişti. Ağaçların arasından ilerlemeye devam ederken baş aşağı dönmesi bir olmuştu. Şaşkınlığını üstünden attıktan sonra ayaklarına bakmıştı. Bastığı yerde ustaca gizlenmiş tuzağı görmediği için üstüne basmış ve şuan baş aşağı asılı kalmıştı. Kendini biraz salladıktan sonra vücudunu ayaklarına yaklaştırıp bir kaç denemeden sonra tuzağa düştüğü halatı  tutmuştu. Çantanın küçük gözüne koyduğu çakıyı zorlukla çıkarıp bileklerine dolanan halatı kesmişti. Yerden çok uzak olmasa da halatı kestiği an yere düşmüş ve sırtı acımıştı.

" O tuzağı kurmak için o kadar uğraşıyorum ama sen iki dakikada kesip atıyorsun. " Irem arkasından gelen ses ile hemen arkasına dönüp ağaca yaşlanmış kızıl saçlı  kıza bakmıştı. Omuzlarına kadar gelen kızıl renkte saçları yüzü de saçları gibi kırmızı renkte olan kız bir elini yukarı kaldırıp avucunun için de bir ateş topu oluşturmuştu. " Benim de seni yakıp atmama ne dersin?" dedikten sonra avucundaki  ateş topunu Irem'e doğru fırlatmıştı. Irem kızın attığı ateş topundan sonra kendini hızla toplamış ve  kendisi de elinde su küresi oluşturmuştu. Gözlerini kısıp karşısındaki kızı dikkatlice izlemeye başlamıştı. Kız biraz durduktan sonra seri bir şekilde ateş topu atmaya başlamıştı. Irem de kızla eş zamanda attığı su küreleri ile kendini korumaya çalışmıştı.

Koruyucu ( Kitap Oldu)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz