2.Bölüm 🌻🌻

663 435 596
                                    

Iyi okumalar galaksilerim.

Bir gün herşey kötüye gider sen bile.
Asla pes etme, inadına git üstüne.
Her ne olursa olsun peşinden git
isteklerinin gör bak nasıl da güzel olacak
her şey.

Ardından Eray ve Ege ye bakıp  "Pozisyonunuzu alın. Bu kez işiniz daha zor olacak. " demişti. Eray atılıp " Usta lütfen affedin bizi." demişti. Ama Usta affetmeyecekti çünkü sorumluluklarını yerine getirmeyip onlar için çok özel olan bir şeyi kaybetmişlerdi.

Ustadan ses çıkmayınca ikisi de kabullenip aralarında yirmi santim boş bırakarak mekik pozisyonu almışlardı. "600 tane başlayın. Küçük hanım sende saymaya başka." demişti Usta olduğu yerden. Duyduğu sayı karşınında ikisi birden " Kaç!" diye bağırmışlardı. Usta istifini bozmadan " 600." diye tekrar etmişti. Ege isyan eder gibi " Her zaman 250 yapıyorduk ama." diye konuşmuştu.

Irem sesini çıkarmadan olayları izlemekle yetinmişti. Usta ellerini arkada birleştirip " 620 oldu." demişti. Eray ve Ege birbirine bakmış ve pes etmişlerdi. Usta hala ikisine bakarken Ireme " Başla küçük hanım." demişti.

Onlar mekik çekerken Irem de saymaya başlamıştı. Ilk iki yüzü çok zorlanmadan yapmışlardı. Ama sonrasıdan zorlandıkları her hallerinden belli oluyordu. Yüzlerinden akan ter yerde küçük bir göl yapabilecek kadar çoğalmıştı. Irem dayanamayıp "Usta bu kadar yetmez mi? Daha 150 tane var. " diye konuşmuştu. Usta kafa olumsuz anlamda kafa sallayıp devam etmelerini söylemişti.

En sonunda bitirdiklerinde kendilerini yere bırakmışlardı. Usta kapıya doğru yürüyüp "Dinlenmek için beş dakikanız var. " demiş ve kapıyı kapatıp gitmşti. Irem koşarak onların yanına gitmiş ve yanlarına çömelmişti. Zar zor nefes alıyorlardı. "Su su var mı burda getireyim." demişti Irem telaşlanarak. Ikisinden de ses gelmeyince ayağa kalkıp etrafı aramaya başlamıştı. Ağırlıkların oraya gittiğinde boş şişeler bulmuştu ama su bulamamıştı.

Kapıya doğru koşup dışardan getirmeyi düşünmüştü. "Bekle." Ege nefesini düzenleyip Iremi çağırmıştı. Irem elindeki şişelerle yanlarına gelip tekrar diz çökmüştü. Ikisi de sırt üstü yerde yatıyorlardı. Ege elini kaldırıp su şişelerinden birini almıştı. Kapağını açıp ellerinden su çıkartarak doldurmuştu. Irem gözlerini kocaman açıp daha neler görebilirim diye düşünmüştü. Ege elindekini Eraya doğru uzatıp başka bir şişe almış ve onu da doldurmuştu.

Ikisi de aynı anda kalkıp oturmuşlar ve şişeyi alıp suyu içmeye başlamışlardı. Irem hala gözleri kocaman açık bir şekilde onlara bakıyordu. " Beni korkutuyorsun şöyle bakmayı bırak." demişti Eray. Irem zar zor kendine gelip normal bir şekilde onlara bakmaya başlamıştı.

Kendini suçlu hissediyordu en başından kolyeyi almasaydım veya Ege'yi takip etmeden direk kolyeyi verseydim böyle olmayacaktı diye düşünmüştü. " Özür dilerim benim yüzümden oldu." demişti kendini tutamayıp. Eray elinde ki bitmiş şişeyi bırakıp ona bakmaya başlamıştı. "Senin suçun değil. Kolyenin ne işe yaradığını bile bilmiyorsun. Onu kaybeden bizdik sıra bizdeydi ve biz onu koruyamadık. " demişti Iremin üzülmemesi için, fakat gerçekten onun suçu değildi.

" Kimsenin suçu değil tamam mı. Kolyeyi koruma sırası benim takımımdaydı. Ve ben salak gibi tutup yanında okula getirdim. Tek suçlu benim." Ege dayanamayıp birden patlamıştı

Kapı sesini duyduklarında kapıya doğru bakmışlardı. Usta içeri girip kapıyı kapatmıştı. Yanlarına gelip "Dinlendiniz mi bakalım." demişti. Irem oturduğu yerken kalkmış ve Ustanın yanına gitmişti. Tam konuşacağı zaman Usta ona eli ile susmasını söylemişti. " Benim odamın yerini bulabilir misin küçük hanım." Yüzünü İrem'e dönmeden konuşmuştu. Irem biraz düşünüp "Bulabilirim." demişti. Usta ona gitmesini söyleyip Eray ve Ege'nin yanına doğru ilerlemişti.

Koruyucu ( Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin