11. Bölüm 🌻🌻

360 322 26
                                    

Iyi okumalar galaksilerim. 🌌🌌

BILGEYIM
Çünkü hatalarımdan çok şey öğrendim.

Hafta sonu olduğu için yatakta yarım saattir uyanmaya çalışmıştı ama yorganın sıcacık kolları onu bir türlü bırakmamıştı. En sonunda annesinin çağırması ile zoraki bir şekilde yataktan kalkıp elini uyuşuk uyuşuk yürüyerek yüzünü yıkamaya gitmişti. Elini yüzünü düzgünce yıkadıktan sonra mutfağa gitmişti. Annesi haşlanmış yumurtanın kabuğunu soyarken Irem'i görmüş ve "Günaydın uykucu." demişti. Irem de annesine karşılık verdikten sonra masaya oturmuş ve babasına da günaydın dedikten sonra kafasını masaya koymuştu.  

Annesi Irem'e baktıktan sonra " Aaa uyanmadın mı sen daha saçların hep yemeklere giriyor." diye azarlamıştı. Irem kafasını kaldırdıktan sonra dudaklarını büzüp kaşlarını çatmıştı. " Uykuummm vaaar." diye sitem ettikten sonra tekrar kafasını masaya koymuştu. Babası masadaki surahiden bir bardak su alıp Irem'e vermiş " Su içmek uykuyu açar." demişti. Irem suyu içtikten sonra ifadesini bozmadan sadece kafasını masadan kaldırmış ve kafasını eline dayamıştı. Yemek yemeye başladıklarında Irem'in aklına gelen şeyle yemeyi bırakıp " Bugün arkadaşlarımın yanına gidicem ders çalışıcaz eksiklerimizi tamamlamak için." demişti hızlı bir şekilde. Annesi normal bir şekilde tepki verip izin vermişti ama babası aşağı yukarı kafa sallayıp " Hangi arkadaşın, ben görmüş olabilir miyim acaba? Buralar da mı oturuyor?" diye sormuştu. 

Irem babasının yaptığı imayı anlayıp "Yok bence görmemişsindir." demişti. Annesi onlara garip bakışlar atarken Irem çoktan yemeğini yiyip hızlıca odasına gitmişti. Dolabı açıp mor eşortmanını gitmişti üstüne de beyaz miki fare olan salaş tişörtünü giyip saçını at kuyruğu yapmıştı. Küçük spor çantasına telefon, su, şarj aleti gibi bir kaç bir şey atıp evden çıkmıştı. Merkeze giden yolu yarıladığında saate bakmıştı. Saatin on bir olduğunu görünce biraz daha hızlanmıştı. 

Bir süre sonra merkeze vardığında giriş yapıp içeri girmişti. Sabah saatleri olduğu için kalabalık olan merkezden sadece tanıdığı bir kaç kişiyi aramaya başlamıştı. Bu şekilde bulamayacağını anladığında onları bulmaktan vazgeçip Ustanın yanına gitmişti. Içeri girdiğinde her zaman ki gibi sandalyesinde bağdaş kurmuş olan Ustayı bulmuştu. Kapıyı kapattıktan sonra sessizce onu izlemeye başlamıştı. Usta bir gözünü açıp Irem'e baktıktan sonra " Hoşgeldin kızım. Bugün erkencisin." demişti. Irem bir elindeki çantasını önüne tutup iki eliyle tuttuktan sonra " Hafta sonu olduğu için erken geldim hem bugün ve yarın ateş elementi için son çalışma günlerim. Haftaya hava elementine geçiyorum." demişti. 

Irem Usta ile biraz daha sohbet ettikten sonra odadan çıkmıştı. Yerini ezberlediği ateş elementi odasına gidip içeri girmişti hala atlatamadığı çekingenliği ile. Eray sandalyede oturmuş kafasını masaya dayamıştı. Irem sesizce yanına geldikten sonra elini Eray'ın saçına atıp biraz okşamıştı. Eray hiçbir tepki vermeden Irem'in saçını okşamasına izin vermişti. Kafasını Irem'e doğru çevirdikten sonra "Hoşgeldin." demişti. Irem de aynı şekilde karşılık verdikten sonra masaya oturup çantayı yanına koymuştu. Eray masada olan kafasını kaldırıp Irem'in dizlerine koymuş ve gözlerini kapatmıştı. "Saçlarımla biraz daha oynar mısın?" demişti. Irem geçirdiği küçük şoktan sonra bir elini kaldırıp hafif kıvırcık yumuşak saçlara atmıştı. 

Küçük tam kıvırcık sayılmayan bukleleri parmağına dolayıp geri çözmüş sonra tekrar dolayıp tekrar çözmüştü. Eray'ın nefes alış sesleri düzene girdiğinde uyuduğunu anlamıştı. Şeklini bozmadan saçları ile oynamaya devam etmişti bir süre. Kapı sert bir şekilde açıldığında Eray Irem'in dizlerinden irkilerek kalkmıştı. Kapıya baktığında Ege'nin kapıyı kapatıp yanlarına geldiğini görmüştü. " Yavaş girsene lan içeri deprem oldu sandım." demişti Eray ardından gözlerini oluşturup esnedikten sonra geriye doğru yaslanmıştı. 

Koruyucu ( Kitap Oldu)Where stories live. Discover now