24. Bölüm 🌻🌻

174 168 40
                                    

Iyi okumalar galaksilerim 🌌🌌

" Günaydın." Irem daldığı kağıtlardan kafasını kaldırdığında Eray'ı görmüştü. Derin bir nefes aldıktan sonra  " Sen miydin." demiş ardından " Günaydın. " demişti. Eray Irem'in yanına gelip  "Korkuttum sanırım." demiş ve kağıtlara bakmıştı. Irem olumlu şekilde kafa sallayıp " Başkası geldi sandım. Sen neden bu saatte uyandın?" diye sormuştu. Eray kağıtlardan gözlerini çekip Irem'e bakmış ve " Yeni uyanmadım saat 9.30 ayrıca yemek yiyeceğiz o yüzden seni çağırmaya geldim." demişti. Irem saati duyunca önünde duran kağıtlara tekrar bakmış ve " 9.30 mu emin misin?" diye sormuştu şaşkınlıkla. Eray Irem'in şaşkın halini anlamayıp " Evet daha yeni baktım. Neden ki?" diye sormuştu. Irem kağıtları göstererek " Ben saat 6 da uyanmıştım sonra boş durmamak için buraya geldim. Çok dalmışım sanırım sadece 10 dakikadır burdayım gibi hissediyorum." diye açıklamıştı. Eray hayır anlamında kafa sallayıp " Hayır saat 9.30 ve sen beni neden çağırmadın yardım ederdim." demişti biraz uyarır bir tavırla. Irem gözleri iyice küçülene kadar gülümseyip " Uyandırmak istemedim. Çok tatlı uyuyordun." demişti. Eray Irem'e biraz daha yaklaşıp beline sarılmış ve "Teşekkür ederim ama bir dahakine yanlız kalma ve beni de uyandır." demişti kulağına fısıldayarak. Irem kafasını Eray'ın göğsüne yaslayıp " Tamam ama şimdi  gidelim merak etmesinler." dedikten sonra Eraydan ayrılmış ve kağıtları toplamaya başlamıştı. Ikisi bir kağıtları topladıktan sonra kaldıkları odaya gidip kağıtları çantaya koymuş ve kahvaltı yapmak için yemek odasına gitmişlerdi.

Yemek yedikten sonra çevreyi araştırmak için yola çıkmışlardı. Söylediklerine göre yarın onlar için bir parti yapılacaktı. Irem ve diğerleri ne kadar gerek olmadığını söyleseler de balon gezegeni halkını kırmamak için kabul etmişlerdi.
Çevreyi gezerken İrem'in aklı hala dün gecede kalmıştı. Ege'nin kiminle konuştuğunu  merak etmişti. Hem bunları düşünerek hemde etrafı inceleyerek akşama kadar araştırma yapmışlardı. Uyuma vakti geldiğinde herkes kendi zihninde dolaşan düşünceleri rafa kaldırıp gözlerini yummuşlardı.

Sabah olduğunda Cansu dakikalarca İrem'i uyandırmaya çalışmıştı. En sonunda yastık ile boğmaya kalktığında Irem mecburen uyanmıştı.
Cansu yeni uyanan İrem'e bakıp " Sonunda uyandın kalk hadi hazırlanmamız gerek bugün bizim için parti verilecek sen daha uyuyorsun. " diye sitem ettiğinde İrem yatakta oturmuş ve  "Haklısın tamam kalktım. Diğerleri kalktı mı?" diye sormuştu. Cansu kafasallayıp "  Can uyanmadı daha onu da uyandırıcam şimdi." dediğinde Irem yerinden kalkıp "Tamam hazırlanıp geliyorum." demişti bir yandan sa tuvalete giderken. Normal günlerden daha özenli bir şekilde hazırlanıp yanlarındaki hayaller ile birlikte parti alanına gelmişlerdi. Fazlasıyla güzel süslemeler ve hayallerin zorla onlar için yapmaya çalıştığı tatlılar her yeri süslemişti.
Küçük çocuklar havada hoplayıp zıplarken Cansu da onlara katılıp oyun oynamaya başlamıştı. Ege masalardan birine oturmuş ve yapılan tatlılardan teker teker yiyerek puanlama yapmaya başlamıştı. Eray ve Can kendi aralarında sohbet ederken Irem ve Gece yanlarına gelen hayal ve balon gezegeni koruyucusu ile konuşmaya başlamıştı. İrem tam arasında duran balonlara bakıp neşeyle gülmüştü. Bir süre sonra İremlerin yanına elinde tüp ile bir hayal gelip İrem'i uyarmıştı. "Efendim." Irem kendine seslenen kişiye baktığında "Arkanızdaki balonlara hava basmam gerek." demişti lafı kısa tutarak. Irem hayalin dediğine " Tabi buyurun lütfen." demiş ve balonların önünden çekilmişti. Hayal balonlara hava bastıktan sonra Irem durduğu yere tekrar geçmişti önlerindeki masaya bir kaç dakika sonra iki hayal büyük bir pasta getirmişti. Içeriden birisi pastaya büyük bir maytap diktikten sonra İrem'in yanına Cansu, Eray, Can, Gece ve Ege de gelmişti.

Cansu havayı kokladıktan sonra " Kokuyu alıyor musunuz?" diye sormuştu Irem havayı kokladıktan sonra " Ne kokusu?" diye sorduğunda Cansu " Bilmiyorum." diye yanıtlamıştı. Aralarından biri çıkıp  ucunda ateş olan uzun bir çubuğu İrem'e vermişti. Irem elindeki ateşe kısa bir süre bakıp "Hadi gelin hep birlikte mumu yakalım." dediğinde hepsi çubuğun bir yerinden tutmuştu. Mum yandıktan kısa bir süre sonra duyulan patlama sesi ile herkes korku ile kaçışmaya başlamıştı. Irem kulağında hissettiği çınlama ile kulaklarını tutup yere çökmüştü. Bilincini kaybetmeden önce son kez duyduğu kime ait olduğunu bilmediği  " Su getirin." ve " Abi nefes almıyor." bağırışları olmuştu.

Koruyucu ( Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin