< TANIŞMA MERASİMİ>

166 47 175
                                    


Afra'dan

İğrenç bir ses ile gözlerimi araladım. Gözlerimi açmam ile popumun üstüne düşmem bir oldu. Gerçekten bu yeni haftaya başlangıç için iyi bir tekmeydi. Hala iğrenç sesiyle çalmaya devam eden alarmı alıp susturdum. Şarjdaki telefonumu elime aldığımda saat 6.30'du. Bildirim panelini indirdiğimde Açelya'dan arama olduğunu gördüm. Telefonu cebime atıp banyoya attım kendimi. İşlerimi gördükten sonra yüzümü yıkadım ve kuruladım.

Diş fırçama macun sürüp fırçalamaya başladım. Cebimdeki telefonu da çıkarıp Açelya'yı aradım. Kendisi benim kuzenim olur. Küçüklüğümden beri arkadaş gibiyizdir. Rüya, Ada, Ayşıl gibi. Onlar da bizimle küçüklüğümüzden beri, kardeş gibiyizdir.

"Alo Afra kalktın mı?"

"Evet kalktım. Ben hazırlanıyorum sen bizimkileri topla okulun oradaki parkta buluşalım" dedim fırçam ağızımdayken.

"Tamam ben hallederim. Hadi çabuk ol!"

"Tamam."

Telefonu kapatıp eşofmanımın cebine attım. Ağızımı yıkayıp banyodan çıktım. Dolabımdan formamı alıp giydim. Formamız klasik kareli mavi etek. Üstü de gömlekti. Kravatta takmak zorunluydu. Gömleğin solunda okulumuzun arması vardı. Üstüme bir sweat geçirdim ve saçıma geçtim. Saçımı tarayıp salık bıraktım. Hiç uğraşamazdım diğer kızlar gibi. Sadece maskara ve dudak nemlendirici sürüp makyajımı da tamamlamış oldum. Hip hop spor ayakkabılarımdan beyaz olanını aldım. Bu ayakkabılara ne denir bilmiyorum ama ben bunu demeyi tercih ediyordum. Askılıktaki çantamı ve montumu da alıp aşağıya indim. Annem ve babam çalıştığı için bugün abim ile gitmek zorundayım. Abi demeye de bin şahit isterdi ya hani neyse. Öküz falan ama seviyorum gerçi kendisini.

Aşağıya indiğimde abimi kahvaltı yaparken buldum.

"Günaydın öküz!"

"Günaydın bücür!"

"Ne bücürü ya söyleme şu lafı."

"Yalan mı bücürsün."

"Hayır sen fazla uzunsun. Kendinde ara biraz şu boy meselesini."

"Neyse gel şu tostunu ye çıkacağız birazdan."

"Tamam."

Hemen tostumu kocaman ısırıklarla yedim. Annemin zorla içirdiği sütü de içtim. Eğer içmeseydim anlardı. Bu anneler şeytan gibi maşallah.

"Afra hadi abim gidiyoruz."

"Tamam abi."

Bunun kesin sevgilisi ya da sevdiği var. Yoksa beni 'Bücür gel hadi aksama kadar bekleyemem' diye çağırmasını bilirdi. Bunda bir haller vardı ama neyse.

Arabaya bindikten sonra birde abimi bekliyordum. Hem beni çağırıyor hem de bekletiyor. Bu sırada en azından kızları alması için yalvarmazdım. Hemen Rüya'yı aradım.

"Alo Rüya neredesiniz?"

"Afra, biz parktayız da kızım sen neredesin?"

"Oh tamam, siz şimdi hemen bizim eve gelin ben arabadayım abim gelmeden gelin hadi yalvarmam bak ona göre."

"Tamam."

Park Allah'tan uzak değildi. En az yürüme mesafesindeydi. Yaklaşık beş dakika sonra kızlar gelmişti bile. Hemen arabaya binmişlerdi. Abimde ardından çıkmıştı evden. Arabaya biner binmez yüzünde bir afallama belirdi. Bunun fotoğrafını o kadar çekmek istiyordum ki o kadar komikti yani. Derin bir nefes verdi. İçinden de sabır çektiğine emindim. Abim bir şey demeden yola devam etti. Okulun önünde bıraktı ve bir şey demeden gitti.

GİZLİ BİR DİYARTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang