<Güven ve Barış>

15 4 8
                                    

Medya: Açılay Karaç (Müge'nin grubunda ayın açılarıyla farklı güçlere sahip bir miniş kızımız)

Hey ben geldim biçızlar!

Bölüm aralarına iki tane şarkı koydum. Okumadan önce onları açarak okursanız daha keyifli olacağını düşünüyorum.

Bölüm diğer bölümlerden biraz daha uzun ve resmi bol olan bir bölüm. Hadi daha fazla uzatmayayım koşun, uçun ponçik biçızlar<3

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Müge Sarnıç

- Ya Veli bak Efkan ve Müge'yi onlara düşman etmemiz en doğrusuydu. Eğer gerçekleri anlattığımızda bize düşman olurlardı . Şimdi anladın mı beni?

- Peki Veysel diyelim ki doğru olan bu, ya öğrenirlerse gerçeği. Bunun Gizli Diyar Anayasasındaki suçunu bilmez misin? Nasıl çıkarız bu işin içinden?

 Bunun Gizli Diyar Anayasasındaki suçunu bilmez misin? Nasıl çıkarız bu işin içinden?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Elimi ağızıma kapatmış kapıda dedemleri dinliyordum. İlk defa sessizce ağlıyordum. Her kelimede kalbim kırılıyordu. Dedem...benim bildiğim ailesini korumak pahasına Gizli Diyar'dan ayrılan dedem. Şimdi burada kendi çıkarları için torununu harcayan bir adama dönüşmüştü. Haydar hocanın yanına gitmeliydim. Daha fazla burada duramazdım. Gözyaşlarımı silerek sessizce hızlı adımlarla merdivenlerden bizim kısmımıza geçtim. Ne kadar yaşlarımı silsem de akmaya devam ediyorlardı.

Gizli kapıdan kendi bölümüme geçip ceketimi alarak aşağı indim tekrar. Bir bedene çarpmam ile dengem sarsıldı. Yere düşecekken bir kolun belimi sarmasıyla son anda kurtuldum. Yüzümü bedenin sahibine çevirdiğimde bu Efkan'dı. Dengemi sağlayarak ondan uzaklaştım. Ağladığımı görmemeli olanları sormamalıydı. Onun ağzını açmasına izin vermeden dış kapıya ilerledim koşarak. Kolumdan tutmasıyla kalakaldım.

"Nereye böyle?" Ona bakmamaya çalışıyordum. Tüm vücudum ona arkasını dönmüştü. "Müge bakar mısın bana?" Pes ederek ona döndüm. Yüzüm öne eğikti. Ayaklarıma bakıyor ellerimle oynuyordum. Yaşlar sessizce süzülmeye devam ediyordu yanaklarımdan. İki buçuk adım atarak aramızdaki mesafeyi yok etti. Eli çenemi kavradı ve kendi yüzüne çevirdi. Gözlerinde kendimi görebiliyordum. Kaşları çatılmıştı. Adem elması iki kez aşağı indiğinde yutkunduğunu anladım.

Elleriyle yüzümü avuç içlerine aldı baş parmaklarıyla gözyaşlarımı sildi. "Ne oldu sana böyle? Neden ağlıyorsun?" 

Bakışlarımı soruyla beraber başka yere çevirdim. Kaçıyordum. Ama yakalanacağımı bile bile yapıyordum bunu.

"Müge, güzelim anlatacak mısın?" Güzelim demesi ile başka yönde olan bakışlarım yine onu buldu. Yüzümdeki elleri tutarak indirdim. 

GİZLİ BİR DİYARWhere stories live. Discover now