<Plan 3- Ayağa Gelen Düşman Atağı>

22 4 13
                                    

Efkan

Dedemlerin kurduğu illegal imparatorluğu Müge ve ben devralmıştık. Hayatımda bu kadar iyi hissetmemiştim. Hırs ve kin beni buralara kadar getirmişti. Afra eğer kliniğe yatmamış olsaydı onu yanıma alacak ve bu işleri beraber yönetecektik. Akın'da ne buluyor, ne görüyor bilmiyorum ama Afra'dan vazgeçmeyecek kadar hırslanmıştım. Kumarhanelerin başına ben geçerken holdinglerin başına da Müge geçmişti. Hepsine ortaktık. Yarın ki sevkiyatı yaptığımızda herkesten daha da üstün olacak yıkılmaz bir imparatorluk olacağız.

"Gir!"

"Selam!"

"Hoş geldin!" Gelenin Müge olduğunu gördüğümde öncekilerden daha farklı olduğunu fark ettim. Giydiği elbise bir holding ortağı olarak fazlasıyla açıktı. Boğazımı temizleyip koltuğumda dikleştim.

"Müge!"

"Efendim"

"Giydiklerin biraz fazla açık sanki ha"

"Anlamadım."

"Yani bu kadar tasarrufa ne gerek var diyorum. Çok açık giydiklerin."

"Tamam onu anladım da neden bunu sen söylüyorsun?"

Bakışlarımı masaya çevirdiğimde umursamaz yüz ifademi taktım ve bakışlarımı yüzüne çevirdim. İlk defa saklayamıyordum duygularımı. Kendimi kaybediyordum sanki. Bunun nedenini hala anlayabilmiş değildim.

"Evet, bir cevabın yok mu?"

"Ben sadece erkeklere bu kadar fırsat vermemeni söylüyorum. Bende bir erkeğim ve onların ne düşündüğünü bilebilirim. Sen bir kadınsın ve kendi değerlerini bilmen lazım. Sen istediğini giyebilirsin evet. Ama bu kadar olmamalı. Erkeklere bu kadar basit gözükmemelisin. Böyle yaparak erkeklerin, seni kolay elde edebileceğini gösteriyorsun. "

"Anladım tamam. Eve uğrayayım o zaman ben. Teşekkür ederim!"

"Eve neden gideceksin?"

"Ee elbisemi değiştireceğim. Yol üstünde almıştım."

"Beni mi dinliyorsun yani?!"

"Evet...yani...oha ben seni dinliyorum şu an!"

"Evet aferin."

"Ama..."

Duraksadığında kaşlarımı çatmıştım. "Ne oldu?"

"Yani, ne bileyim...ben bir değişik hissettim. Bu sende oluyor nedense. Ben...gitsem iyi olacak!"

Onun böyle saçmalarken ilk defa görüşümdü. Hızla ayağa kalktım. Öne doğru ilerlediğimde benden gözlerini kaçırmış çantasını topluyordu. Çantasını alıp kapıya ilerlediğinde kolundan tuttum. Ne diyeceğime düşünmeden tuttuğum için kendime kızmıştım. Yanaklarının kızardığını ve göz bebeklerinin büyüdüğünü fark ettiğimde gülümsemeden edemedim.

"Kaçıyor musun?"

"H-hayır...yani gitmem gerek akşam mekana gideceğiz. Ona göre hazırlanıp geri dönerim. Hadi görüşürüz."

Hızla bana yaklaşıp yanağımdan öpmüştü. Öylece kaldığımda o da elini ağızına götürüp ağızının içinde bir küfür etmişti. Hızla kapıyı açıp koşarak çıktığında halen olduğum yerde durduğumu fark ettim. Bunun ne olduğunu bilmiyordum ama çok güzel olduğunu fark edebiliyordum. Bu değer miydi? Hayır değildi, Müge'nin arkadaşlarına da aynı değeri veriyorum ve aynı şeyleri hissetmiyorum. Sevgi miydi? Şu an hayatımdakilere de aynı sevgiyi gösteriyordum ve bu aynı duygu değildi. Ben aşık mı olmuştum?

GİZLİ BİR DİYARМесто, где живут истории. Откройте их для себя