'Kaybedilenler ve Kazanılanlar'

15 4 11
                                    


Merhaba Gizli Bir Diyar ailesi!!

Yeni bir günden daha merhaba. Bol üzücü bir o kadar da travmatik bir bölüm. Fazla bekletmeden buyurun bölüme.
Yukarıdaki bizzat benim aşık olduğum sesi açmayı unutmayın!!!!!?!?!
Oy verip yorum yapmayı unutmayın!!❤❤

_________________________________________

Yazardan Anlatım

12 HAZİRAN 2020

Akın'ı son kez gören Afra'nın yediği o büyük kara büyü darbesi ile tüm fonksiyonlar durur. Bilinci kapanır. Bunu doktorlar dahil kimse fark edemez. Aynı anda ilaç vermiş olsalar da Müge uyanmasına rağmen Afra hala uyuyordu. Doktorlar aceleyle odaya girer. Afra'yı kontrol ederler. Elektro şok vermelerine rağmen kalbi düzenli olarak atmaz. Sürekli tekliyordur. Yaklaşık on beş dakika sonra eski haline döner. Bu sayede doktorlarda fark etmişlerdir ki Afra Özel artık bitkisel hayattaydı.

Akın buna inanamaz herkes hastaneyi inletecek şekilde feryat etmeye başlar. Haydar öğretmen ve Gizli Diyar temsilcileri gelir hastaneye. Afra'yı Gizli Diyar'da tedavi ettirirsek belki umut olur diyerek onu Gizli Diyar'a götürürler. Anında tedaviye başlanır. Fakat yine umut yoktur. Bu böyle nasıl olacaktı...

14  Haziran 2020

Akın

Afra günden güne eriyordu. Bedeni yok oluyordu sanki. Her zaman bir çiçek açardı. Benim çiçeğim soluyordu. Onu özlüyordum. Bilseydim keşke onu göndermezdim. Keşkeler artarken umutlarım yok oluyordu... Yine bir tedaviye daha sonuç vermedi. Her tedavide umutla dolarken hayal kırıklığı ile geri dönüyordum. İçimde ki bir ses o kadın yaptı diyordu. O tutsak kadın yaptı her şeyi diyordu. Onun yokluğu, gözlerini görememek dayanılmazken içim öfke ile doluyordu. Başka bir evrende tutsak olmuştu sanki ve gelemiyordu yanıma... O başka evren sanki tutsak kadının bir evreniydi.

18 Haziran 2020

Odaya biri girmişti. Her saat başı aynı adımlar ve ayak sesleri ile geliyordu. O kişi Afra'nın ilk kahramanıydı. Hayatını onu düşünerek renklendiren kişiydi. Yine gelmişti. Elini tuttu ve öptü. Saçlarını çekmecedeki tarak ile taramıştı. Hıçkırıklarını tutarak tarıyordu. Derin bir nefes almıştı. "Üç santim daha uzamış ufaklık." tarağı yerine koydu ve nemli bez ile yüzünü nemlendirdi. Çenesini biraz çekerek ağızını açtı. Biraz su içirdikten sonra alnından öptü. 

"Seni ne kadar özledim bir bilsen. Seni bilmeden dahi hep korudum. Bilmediğin o kadar şey var ki. Yeter ki uyan. Söz veriyorum her şeyi sana anlatacağım. Sonunda ne olursa olsun umurumda değil yeter ki aç gözlerini. Beni duyduğunu biliyorum. Duyuyorsundur. Merak ediyorsundur. Uyanmadan bilemezsin ufaklık. Uyan ki her şey yerindeyken gör." 

Afra gerçekten de duymuştu. Ama uyanacak hali yoktu. Buna izinde yoktu. Dört defa geçit açılmış başka bir yere sürüklenmeye çalışılmıştı. Afra o kadar direniyordu ki uyanacak gücü kalmıyordu... 

22 Haziran 2020

Bugün acı günden biri. Afra'nın babası ölmüştü. Kızının uyanamadığı rüyalarına girip duruyordu. Onu son kez öpmüştü. Son kez saçlarını okşamıştı. Son kez sarılmış kokusunu içine çekmişti. Afra'nın duyduğunu biliyordu. "Özür dilerim kızım. Sana babalık yapamadım. Beni affet prensesim. Seni çok seviyorum. Varlığım ile yanında değilsem ruhum ve kalbim ile hep içinde olacağım. Hayat korkakları sevmez. Hayat mantıkla da yürümez. Ben bugüne kadar kalbim ve ruhum ile yaşadım. Sende uyan ve hayatını yaşa. Bu sözümü unutma prensesim. Hayat korkakları siler, sen cesur ol yaşa ve yaşat. Ancak o gün sonsuz olacaksındır. Bir yıldız gibi hep parlayacaksındır..."

GİZLİ BİR DİYARDonde viven las historias. Descúbrelo ahora