bölüm 2

10.4K 487 54
                                    

AYLİN' DEN...
Kaldığım odanın kapısının hunharca ve patavatsızca açılması, yerimden sıçramama neden olurken kapıyı açan öküze baktım. Kimdi bu? Kaç tane öküz vardı ki bu evde?

Ege

Kanıtlanmış, patentli öküz, Ege...

Hızla yanıma gelip kolumu yakaladı ve oturduğum yataktan kalkmama neden oldu. Bakışlarında saf bir öfke ve merak vardı. Neden öfkeliydi ki. Acilen öğrenmem gerekiyordu çünkü odamın dışına sürükleniyordum.

"Ne yapıyorsun ya barbar gibi. Bıraksana kolumu!" Umurunda değilmişim gibi bendi bildiğini okuyup sürükledi dışarı. Ahşap merdiven korkuluklarına tutunup beni ilerletmesine izin vermedim.

"Aylin üçe kadar sayıyorum ve onu bırakıyorsun. Bir" şaşkınlıkla baktım yüzüne. Ciddiydi. Ciddi ciddi kaçırıyordu beni. Gerçi ona bile şüpheliydim ya, sağı solu belli olmuyordu onun...

"A-a. Ciddisin sen"

"Iki" kolumu geri çekmeye çalıştım. Bırakmadığında bağırdım.

"Bıraksana lan kolumu" yandaki iki odanın kapısı hızla açıldı ve bir odadan burak, diğerinden dolunay ve uluay çıktı. Bunlar neden aynı odalarda kalıyordu? Gerçi, yapmışlardı yapacaklarını dolunay kendi kendine yapmamıştı herhalde bebeği! Onun da bir an önce kararını vermesi ve işe koyulması gerekiyordu.

"Üç" dedikten sonra hareket etmediğimi  gördüğünde yanıma yaklaşıp aniden bir un çuvalıymışım gibi beni omuzuna attı ve merdivenlerden inmeye başladı. Hızla sırtına vurup bağırdım.

"Bıraksana lan. Aptal mısın" burak kahkaha attığında üçü de dahil oldu buna.

"Aptal değilim. Konuşacağız" dedi burnundan solurken.

"Sabah sabah ne acelen var ya ne konuşacağım ben seninle? Kudurdun mi gerizekalı?" Kahkaha sesleri artsa da umursamadan kapıyı açıp dışarı çıktı ve hızlı adımlarla ilerledi. Delirecektim. Delirmenin sınırındaydım. Sokağın ortasındaydık ve beni omuzunun üstünde taşıyordu.

"Bırak beni, bırak anlamıyor musun? Konuşacağımız hiçbir şey kalmadı seninle. Olan oldu ve bitti. Beni or*spu gibi görmeden önce düşünecektin sen onu" şoka girdiği çok belliydi ama ben yalan söylememiştim. Kuytu bir sokaktaydık ve onun yapabileceklerinden ziyade benim düşünmeden yapabileceğim şeyler ürkütüyordu beni. Hızla yere indirip omuzlarımı tuttu ve arkamda duran evin bahçesine sırtımı yasladı. Gözlerindeki öfke bir gram azalmamıştı.

"Ben seni ne zaman or*spu gibi gördüm aylin?"

"Hakkın olan şeyi al diyen bendim değil mi Ege." Yutkunup derin bir nefes aldı ve gözümün içine baktı.

"Sana her şeyi, en başından anlatacağım. Fevri davranmadan düşün, yapacaklarına öyle karar ver çünkü ben eski aylini istiyorum. Barda tanıştığımız gün, sevgilimden yeni ayrılmıştım, biliyorsun. Sinirlerim çok bozuktu ve sen, ben kendi şokumu atlatamadan gelmiştin yanıma. Düşünmeye ihtiyacım vardı. Sana hiçbir zaman öyle bir muamele yapmadım, yapmam, yapamam. Sen beni öptüğünde ben sana kızmadım, ittirmedim, sinirlenedim, sakinleşmeni sabırla bekledim. Sarhoştun diye konusunu bile açmadım, sana hiçbir zaman kötü davranmadım aylin. Aksine, yüzüne bakmak istemedim çünkü kafam çok karışıktı ve sonra ayrılacağıma dair şüphelerim vardı. Seni umutlandırıp duygularınla oynamak istemedim, farklısın, biliyorsun bunu ve ben seninle oynamak istemediğim için bana daha fazla bağlanma diye bakmadım yüzüne" dedikleri kalbimin orta yerinde bir yara açarken titrek bir nefes alıp ısrarla kaçırdığım gözlerimi kırptım. Yanağıma bir damla yaş düştü.

"Ama şimdi eminim" dedi kendinden emin ve sert sesiyle. "Yanında olmak istediğim sensin. Okula o gün geldiğim için de pişmanım. Keşke zamanı geri alabilsem ama olmuyor. Sadece, artık hiçbir şüphem yok. Kafam karışık değil, ne istediğim belli. Ben seni istiyorum aylin, yanında olmak, saklamaya çalıştığın sevgiyle gözlerime bakmanı istiyorum. Seni seviyorum ve beni kendi sevginden mahrum bırakmaman için her şeyi yaparım, inan bana" açılan yaranın deşilip beni ölüme sürüklediğini hissettim. Gözlerimi kaçırmaktan vaz geçip ona baktım. Şefkat doluydu gözleri, aynı ses tonu ve sözleri gibi.

"Senden tek bir şey istiyorum" diye fısıldadım, umutla baktı yüzüme.

"Söyle, ne istersen yaparım" birazdan yapacağım şeyden sonra kendimi o duruma düşürebilirdim fakat öyle düşünmeyeceğini ummaktan başka çarem yoktu. Zira bu kadar yakınımda duruyordu ve ben onu üç seneyi geçik bir zamandır seviyordum. Ne yapsam yeriydi.

"B-beni acınası ve sevgine muhtaç biri olarak görme"

"Seni hiçbir zaman öyle görmedim aylin" elimi tedirginlikla kaldırıp dirseğimi omuzumda duran koluna yasladım ve elimi ensesine götürdüm. Yumuşak saçları elimde kayıyordu.

"Peki, seni öpmeme izin verir misin?" Masum bir şeymiş gibi sormuştum. Gözleri dudaklarıma kaydı.

"Bunu ne kadar çok istediğimi tahmin bile edemezsin" yutkunup başımı yukarı aşağı salladım.

"Evet ederim" bir şey söylemesine izin vermeden parmak ucuna kalkıp dudaklarımızı birleştirdim. Elini yanağıma yerleştirip kıpırdattı ve bir elini belime indirip bedenini bedenime yasladı. Omuzumun üzerinde duran saçımı kenarı ittirip elini boynumda hareket ettirdi. Yavaşça geri çekilip derin bir nefes aldığımda alnını alnıma yaslayıp fısıldadı.

"Bana güvendiğin Teşekkür ederim" kalbimin atışı susturulamaz ve göz ardı edilemezken duyup duymadığından şüpheliydim.

"Seni öpmeme izin verdiğin için teşekkür ederim" dudağını kısaca dudağıma değdirip geri çekildi.

"İstediğin her zaman, yanındayım"

"Ohoo, bunlar işi çoktan ilerletmişler de bizim haberimiz yok. Aşk olsun, bir ben sap kaldım ya" hayıflanan burağın sesi kulağımıza geldiğinde oraya döndük. Hepsi sırıtarak bize bakıyordu. Dolunay bile bütün dertlerini unutmuş gibiydi. Sadece onun anlayabileceği şekilde gülümsediğimde aynısından bana yolladı. O an aklıma gerçek geldi. O ne yapacaktı...

***************

Selamlar... Biliyorum, bölümler gerçekten çok kısa ve uzun zaman arayla geliyor, bunun için hepinizden özür dilerim fakat şunu bilmenizi isterim, lise sınavına hazırlanıyorum (burada yaşımı bilmeyenler şoka girer. Neyse...) ve bölüm yazmayı her şeyden çok istiyorum, elimden geldiğince yazmaya devam edeceğim, umarım anlayışla karşılarsınız.

İkinci olarak, Oyun' u kitaplaştırsam ve tek bir kitap olsa alacak olan var mı? Kurgu tamamıyla aynı ve düzenlenmiş halinde ama tek bir kitap ve finali daha güzel olur. İkinci serisi wattpad e özel burada kalır ve wattpad e özel final olarak tanınır. İçimde Oyun'u kitaplaştırsam iyi yerlere gelir diye bir his var. Düşünceleriniz neler? Zaten hali hazırda basılı bir kitabım olsa da Oyun'un yeri bende ayrı. Alacak olan olur mu?

Son olarak, sizce Dolunay ne yapacak? Bir cana son mu verecek, yoksa kabullenecek mi? Yorumlarınız benim için çok değerli. En kısa sürede yeni bir bölümle gelmek dileğiyle...

OYUN 2 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin