17 .Bölüm

99 8 0
                                    

  
Sabah erkenden uyandı , banyodaki işlerini halledip hemen kıyafetlerini giydi . Bir araç ayarlaması gerekiyordu.
Boston sokaklarında zaman kaybetmemek için, önceden internette bulduğu bir galeriye gitmek için otelden ayrıldı.

Yarım saatlik bir görüşme sonrası aracını aldı .Onun için markanın bir önemi yoktu . Aracına binip otele geri döndü ve bavullarını da aldıktan sonra yola koyuldu...

Bir saat yirmi dakikalık bir yolculuktan sonra Hyannis'e vardı . Feribot saatlerine baktı ve şansına otuz dakika sonra bir feribotun olduğunu gördü.

Etrafındaki insanları incelemeye başladığında , yüzlerindeki mutluluğu görünce doğru bir karar verdiğini düşündü . Neler yaşayacağına dair hiçbir fikri yoktu ama iç güdüleri ona Nantucket' te  mutlu olacağını fısıldıyodu . Tabii şu araba kuyruğu bitip , feribota girebilirse.

"Nihayet".

Yirmi dakikalık bir bekleyişten sonra feribota giriş yaptı. Aracını durdurdu yorulmuştu . Her an ,aracın içinde uyuyabilir di ama ,bu sıcakta arabada kalmak istemedi güverteye çıktı . İçinden;
"Arabada mı kalsaydım çok sıcak,en azından klima vardı ". diye geçirdi .

Hava cidden çok sıcaktı yinede denizi izlemek istedi . Ona her zaman huzur verirdi deniz . Tırabzanlara iyice yaklaşıp ,kollarını iki yana açarak deniz kokusunu içine çekti ve masmavi sulara baktı . Manzaraya kendini o kadar kaptırdı ki ;aklına gelen bir şarkıyı söylemeye başladı . Tabii onu dinleyen birinin farkında  olmadan .

"Tanrım ! Ne kadar güzel. Huzur verici" dedi .

"Bence de çok güzel ve huzurlu. İnsanı sakinleştiriyor".

Liz kafasını çevirip konuşan adama baktı . Onu daha önce görmüş gibi hissetti . Liz'in hatırlamaya çalışan bakışlarını farkedince ;
   
"Merhaba . Ben Steave  dün gece Linda tanıştırmıştı bizi " . Liz hatırlayınca.

"Ah evet! Kusura bakmayın . Bende nereden tanıyorum diye düşünüyordum erkek arkadaşıydın değil mi?".

Adam öyle bir güldü ki , Liz şaştı kaldı.

"O gevezeyi kim çeker bilmiyorum ama o kişinin  kesinlikle ben olmadığımı biliyorum."
  
"Nasıl yani ? Ama dün gece..."Liz ne diyeceğini bilemedi . Ya bu adam deli, yada ben yanlış anladım diye düşündü .

Adam hala gülüyordu . Sonra eli ile Liz'in arka tarafında olan birine 'gel gel' yapıyordu , Liz de bu hareketi ile arkasına döndü . Linda yı görünce çok mutlu oldu . Şu anda Steave' in kim olduğu , çoktan  önemini kaybetmişti . Linda , Liz' i görür görmez sarıldı.

"Liz! bu ne tesadüf . Sende mi Nantucket'e gidiyorsun ?"
  
"Evet "
  
"Çok sevindim . Ayrıldıktan sonra seni çok merak ettim .Ee telefon numaran da yoktu niye bilmiyorum ama...sana fena ısındım".

Liz nerede ise' kan çekiyor' diyecekti ama bu imkansızdı . Fakat oda çok sevmişti Linda yı . Sanki yıllardır tanıyor gibiydi .

"Açıkçası bende öyleyim ."

Linda Steave'e bakarak;

"Hey! Sen neye gülüyordun öyle ?"
  
"Ben mi ?"dedi genç adam.
  
"Tabi ki sen . Uzun zamandır gülmediğin için dikkatimi çekti ".

Genç adam yine gülümsedi.
"Arkadaşın bizi sevgili sanmış ."
  
"Ah Liz . Keşke bu kadar yakışıklı bir sevgilim olsaydı ama ne yazık ki bu yakışıklı benim abim."

"Tanrıya şükür, kardeşiz .Seninle asla olmazdım ."dedi burun kıvırarak .
Linda omzuna yumruk atıp;" zevzek" dedi .

"Ben sizi yakın görünce öyle sandım ."
  
"Sorun değil , Linda'nın sırnaşık tavırları yüzünden tanımayan herkes senin gibi düşünüyor . Onun yüzünden kızlar bana yaklaşmıyor."
  
"Haha diyene bak! Senin ketum hallerinden canım o. Bide şu aklından atmadığın gençlik aşkının yüzünden."

YENI BAŞLANGIÇLARWhere stories live. Discover now