Liz'in de tahmin ettiği gibi bu adamın kabuk bağlamayan bir yarası ,bir hikayesi vardı .Steave Martin .
Her ne kadar huysuz deseler de ona , bu adamın sevgi dolu bir kalbi vardı ki hala var . Belki de böyle olmasının sebebi hüsranla biten ama içinde bitiremediği aşktı .Steave çocukluğundan genç delikanlı olana kadar her yaz ailesi ile adaya tatile gelirdi . Annesi, babası ve kız kardeşi ile . Şu an pansiyon olarak işlev gören ev büyük babasına aitti . Her yaz geldikleri için burda bir arkadaş grubu edinmişti .
Doug ve Tom . Üçü de denizi ve tekneleri çok severdi . Gündüzleri denizde yada tekne ile açılır geceleri de barda takılırlardı . Steave 21 yaşında olduğu yaz yine adaya gelmişler ama bu belkide onun
son gelişiydi . Çünkü babasının şirketinde çalışmaya başlayacaktı ve bir yıl sonra babası işleri ona devretmeyi düşünüyordu . Steave istemese de yapacak bir şey yoktu .O yaz bir akşam arkaşları ile birlikte bara gitmişlerdi . Karşı masada kızlı erkekli bir grup vardı ama sevgili gibi değil de daha çok arkadaş grubu gibi . Bu grubun içinde yeşil gözleri ve sap sarı saçlara sahip olan kızı görünce o gözlerde takılıp kalmıştı . Gülüşü , yüzü , mimikleri , saçlarını sol omzundan sarkıtması ,ilk görüşte aşk buysa Steave aşık olmuştu . Arkadaşları o masadan kızlarla eğlenirken ikisi de yalnız kalınca Steave yanına gidip tanışmış sohbet etmeye başlamıştı . İkisi de sesten rahatsız olunca dışarı çıkıp sakin bir yerde sohbete devam etmiş ve yarın için sözleşmişlerdi .
Sonraki gün diğer arkadaşları ile beraber daha sakin olduğu için adanın kuzeyine gittiler . Adanın bu kısmı genelde sisli olsada , o gün güneş muhteşem yüzünü bahşetmişti onlara . Kız ve Steave ne zaman elleri birbirine değse sanki ateşler de yanıyordu ikisi de . İkisi de ilk görüşte aşık olmuştu .
Akşam olunca kumsalda ateş yakmış şarkılar söylemişlerdi hep bir ağızdan . Bir süre sonra dolaşırken kız bir kulübe görmüş ve merakla Steave 'e sormuştu kime ait olduğunu . Steave büyük babasının bir arkadaşına ait olduğunu söyleyince kulübeye gittiler . İlk öpüştükleri yer o kulübeydi ve bir sonraki gece camdan yansıyan ay ışığında onlar birbirlerinin tenlerinde kaybolup aşkı yaşadılar . O gecenin bitmesini hiç istememişti Steave çünkü aşık olduğu kız artık herşeyi ile onundu .
O geceden sonra iki hafta boyunca günün her anını birlikte geçirip , fırsat buldukları her boşlukta sevişiyorlardı . Dünya durmuş da sanki sadece onlar ve aşkları vardı .
Aşklarının başladığı o kulübe de birbirlerine söz vermişlerdi . Bu aşk bir yaz aşkı olarak kalmayacak , evlenecekler ve aşklarının başladığı bu yerde yaşayacaklardı . Birbirlerine hediyeler vermişler , kız gidince ailesi ile konuşup gelecek yaz aşkının kollarına gelecekti . Kulübeden çıkmadan kız gidince halletmesi gereken önemli bir işi olduğunu söylemiş ve ;
"Bu meseleyi yoluna koymadan gelemem . Ama sana söz veriyorum Steave seneye yaza burda olacağım söz veriyorum geleceğim . Seni çok seviyorum çok özleyeceğim . Ama bilki sen benim hayatımın aşkısın ve bunu hiç bir şey değiştiremez " demişti .Steave de ona ; seni burda ,bu kumsalda bu kulübe de bekleyeceğim . Ben sonsuza dek seninim , bu kalp senden başka kimse için atmayacak ve bilki bir ömür beklemem gerekse bile yine bekleyeceğim seni sevgilim " deyip vedaşlaşmışlardı .
Steave ona süpriz yapmak için o kulübe yi ve olduğu araziyi satın almış ve oraya ev yaptırmıştı .
Steave bu gün 78 yaşında ve hala onu her yaz aşklarının başladığı evde ilk günkü aşkla bekliyor . Hiç aşık olmadı ve hayatına kimseyi de almadı.
Şimdi Steave ve Liz'i gördükçe hep o yaz ve kavuşamadığı aşkı geliyordu aklına . Bu yüzden di gizli gizli ağlaması . Ama inanıyordu sevdiği kadın bir gün ona gelecekti ,söz vermişti .
YOU ARE READING
YENI BAŞLANGIÇLAR
General FictionAmerika da okurken aşık olduğu adamın peşinden büyük umutlarla Türkiye'ye gelen bir kadın. Başta herşey mükemmel ilerlerken,zamanla kadın adamın onu sadece yükselebilmek adına merdiven olarak kullandığını anlar. Gitmek istesede gidemedi kadın.Çünkü...