33. Bölüm

53 6 11
                                    


Liz'in de tahmin ettiği gibi bu adamın kabuk bağlamayan bir yarası ,bir hikayesi vardı .

Steave Martin .
Her ne kadar  huysuz deseler de ona , bu adamın sevgi dolu bir kalbi vardı ki hala var . Belki de böyle olmasının sebebi hüsranla biten ama içinde bitiremediği aşktı .

Steave çocukluğundan genç delikanlı olana kadar her yaz ailesi ile adaya tatile gelirdi . Annesi, babası ve kız kardeşi ile . Şu an pansiyon olarak işlev gören ev büyük babasına aitti . Her yaz geldikleri için burda bir arkadaş grubu edinmişti .
Doug ve Tom . Üçü de denizi ve tekneleri çok severdi .  Gündüzleri denizde yada tekne ile açılır geceleri de barda takılırlardı . Steave 21 yaşında olduğu yaz yine adaya gelmişler ama bu belkide onun
son gelişiydi . Çünkü babasının şirketinde çalışmaya başlayacaktı ve bir yıl sonra babası işleri ona devretmeyi düşünüyordu . Steave istemese de yapacak bir şey yoktu .

O yaz bir akşam arkaşları ile birlikte bara gitmişlerdi . Karşı masada kızlı erkekli bir grup vardı ama sevgili gibi değil de daha çok arkadaş grubu gibi . Bu grubun içinde yeşil gözleri ve sap sarı saçlara sahip olan kızı görünce o gözlerde takılıp kalmıştı . Gülüşü , yüzü , mimikleri , saçlarını sol omzundan sarkıtması ,ilk görüşte aşk buysa Steave aşık olmuştu . Arkadaşları o masadan kızlarla eğlenirken ikisi de yalnız kalınca Steave yanına gidip tanışmış sohbet etmeye başlamıştı . İkisi de sesten rahatsız olunca dışarı çıkıp sakin bir yerde sohbete devam etmiş ve yarın için sözleşmişlerdi .

Sonraki gün diğer arkadaşları ile beraber daha sakin olduğu için adanın kuzeyine gittiler . Adanın bu kısmı genelde sisli olsada , o gün güneş muhteşem yüzünü bahşetmişti onlara . Kız ve Steave ne zaman elleri birbirine değse sanki ateşler de yanıyordu ikisi de . İkisi de ilk görüşte aşık olmuştu .

Akşam olunca kumsalda ateş yakmış şarkılar söylemişlerdi hep bir ağızdan . Bir süre sonra dolaşırken kız bir kulübe görmüş ve merakla Steave 'e sormuştu kime ait olduğunu . Steave büyük babasının bir arkadaşına ait olduğunu söyleyince kulübeye gittiler . İlk öpüştükleri yer o kulübeydi ve bir sonraki gece camdan yansıyan ay ışığında onlar birbirlerinin tenlerinde kaybolup aşkı yaşadılar . O gecenin bitmesini hiç istememişti Steave çünkü aşık olduğu kız artık herşeyi ile onundu .

O geceden sonra iki hafta boyunca günün her anını birlikte geçirip , fırsat buldukları her boşlukta sevişiyorlardı . Dünya durmuş da sanki sadece onlar ve aşkları vardı .
Aşklarının başladığı o kulübe de birbirlerine söz vermişlerdi . Bu aşk bir yaz aşkı olarak kalmayacak , evlenecekler ve aşklarının başladığı bu yerde yaşayacaklardı . Birbirlerine hediyeler vermişler , kız gidince ailesi ile konuşup gelecek yaz aşkının kollarına gelecekti . Kulübeden çıkmadan kız gidince halletmesi gereken önemli bir işi olduğunu söylemiş ve ;
"Bu meseleyi yoluna koymadan gelemem . Ama sana söz veriyorum Steave seneye yaza burda olacağım söz veriyorum geleceğim . Seni çok seviyorum çok özleyeceğim . Ama bilki sen benim hayatımın aşkısın ve bunu hiç bir şey değiştiremez " demişti .

Steave de ona ; seni burda ,bu kumsalda bu kulübe de bekleyeceğim . Ben sonsuza dek seninim , bu kalp senden başka kimse için atmayacak ve bilki bir ömür beklemem gerekse bile yine bekleyeceğim seni sevgilim " deyip vedaşlaşmışlardı .

Steave ona süpriz yapmak için o kulübe yi ve olduğu araziyi satın almış ve oraya ev yaptırmıştı .

Steave bu gün 78 yaşında ve hala onu her yaz aşklarının başladığı evde ilk günkü aşkla bekliyor . Hiç aşık olmadı ve hayatına kimseyi de almadı.

Şimdi Steave ve Liz'i gördükçe hep o yaz ve  kavuşamadığı aşkı geliyordu aklına . Bu yüzden di gizli gizli ağlaması . Ama inanıyordu sevdiği kadın bir gün ona gelecekti ,söz vermişti .

YENI BAŞLANGIÇLARWhere stories live. Discover now