5.Bölüm Yıllar önce

136 10 3
                                    

Liz ve Emre tanıştıkların da üniversite de okuyorlar dı. Emre ikinci sınıf ta dil eğitimi okurken ; Liz' de ekonomi birinci  sınıf tı . Dönem başında öğrencilere motivasyon olsun diye okul yönetimi kampüsün içinde bir parti düzenlemişti. Laura ve Liz partiye birlikte gitmişler Laura mini bir elbise ve topuklu ayakkabı giymişti.
Liz :

" O topuklular la rahat edebileceğinden emin misin?" dese de, Laura umursamadı.
Çünkü boyu Jonathan 'dan kısaydı. Liz ise ;blue jeans ve üzerine beyaz bir tişört giymiş spor ayakkabılarla gayet rahattı. Partide üst sınıflardan bir Grup sahne alıyordu. Bütün kızlar gitaristi konuşuyordu gerçi konuşulmayacak gibi de değildi... Liz kendini müziğe kaptırarak olduğu yerde dans ederken, Laura etrafına bakınıp duruyordu. Liz kendini o kadar kaptırmıştı ki Laura'nın dürtmesi  ile irkilerek arkasına döndü. Karşısında iki uzun genç duruyordu Laura onları tanıştırdı. Fakat Liz sesten  pek anlayamamış ,ama Laura'nın yanında ki gençle bakışmalarını görünce onun Jonathan olduğunu anlamıştı.Jonathan ve Laura dans ederken diğer genç Liz' i süzüyor gözlerini ondan alamıyordu.Oysa Liz hiç aldırış etmeden müziğin tadını çıkarıyordu.Orkestranın hemen önünde sayılırlar dı . Solist de gözlerini Liz' den alamıyordu. O kadar güzel bir yüzü ve fiziği vardı ki,çuval giyse yakışır dediklerinden. Liz şarkılara eşlik ediyor ,tempo tutuyordu. Şarkı bitince solist ;

" Sırada ki  şarkı için bir tane bayan arkadaş arıyoruz.Kim eşlik etmek ister" diye sormuştu.

Bir sürü kız ben diye çığlık atmaya başlamıştı. Laura bile elini havaya kaldırıp ;      
" Ben ben" diye bağırıyordu. Liz
"Deli olmalısın"dedi şaşkınlıktan.
" Bu kadar insanın içinde ben bile cesaret edemem".

Solist onlara bakarak "sen gel"demişti.

Laura mutluluktan çılgına dönmüş,fakat solist tekrar konuşup
" uzun boylu sen"diyerek Liz 'i işaret edince yüzü asılmıştı.

Liz şaşkınlık içinde etrafa bakarken solist ;

"Evet uzun boylu ,kum...kumral beyaz tişörtlü sen"demişti yeniden.

Ne olduğunu anlamadan yanındakilerin ittirmeleri ile Liz kendini sahnenin önünde bulmuştu . Liz tam itiraz edecekken solist birine göz kırparak kafasını hadi anlamında yana eğincede arkasından biri onu bacaklarından kavrayıp havaya kaldırmıştı. Dönüp baktığında Jonathan ' nın yanındaki gencin gülümseyen yüzü ile karşılaştı. Daha ne olduğunu anlamadan kendisini sahnede bulmuştu.

Tam sahneden inmek için hareketlendiğin de solist onu kolundan tutup kendine doğru çekmiş ve
"bu gecenin şanslı kişisi sensin" demişti.

Kaçışı olmadığını anlayıp "peki"demiş başını öne eğmiş ti.

Solist Liz' i kolunun altına almış orkestra ile bir araya toplanmış kısa bir konuşma yaptıktan sonra önüne dönmüştü.

" Biz hiçbir konserimiz de onun şarkılarını söylememiştik sanırım bu ilk olacak . Seçilen arkadaşımızın isteği bu. Gitaristimiz de onayladı.Durum böyle olunca e sesini de bilmediğimiz için , ortaya kötü bir şey çıkarsa sorumlusu bu güzel ve gitaristimizdir" demişti.

O konuşurken Liz' de az arkada gitarist ile bir şeyler konuşuyordu. Fakat Liz hem heyecandan hemde gitaristin gözlerinde kaybolmaktan pek bir şey konuşamadı. Heyecandan mikrofonu bile tutamıyodu.
Gitarist elini tutup      
"yapabilirsin" deyip göz kırptı.

Tanrım ne yumuşak bir dokunuş bu dedi içinden.Sonra soliste dönüp

"Tanrı aşkına başkasını seçemez miydiniz"diye serzenişte bulunmuştu.

Solist kulağına doğru yaklaşıp ,
"Sesinde senin kadar güzeldir umarım"demişti  fısıltıyla. Geri çekilip"hey adın ne senin" ,

"Elizabeth"...

Müzik başlamıştı ve  gitarist biraz öne doğru çıkmış iki yüksek tabureden birine oturmuştu.Liz ise diğer tabureye yaslanıp gözlerini sımsıkı kapatmıştı..

Liz ilk dörtlüğü bitirdiğinde kocaman bir alkış kopmuştu. Islıklar ,tezahüratlar gözlerini  açıp  gitarist'e baktığında gitarist ona göz kırpmış ve devam etmesi için onu desteklemişti. Oda devam etmişti , hayran olduğu Frank Sinatra' nın şarkısı olan "My Way"i söylemeye.
Şarkı bitmişti herkes alkışlıyordu.Solist yanına gelip yanağından öpüp sarılmıştı. Liz rahatsız olsa da o anın heyecanı ile oda sarılmıştı. Liz herkese teşekkür edip gitariste göz kırptıktan sonra , soliste dönüp ;
"Sahneden inebilir miyim?"diye sormuş,solist ise muzip bir şekilde ,
"Tabiki Elizabeht ama önce erkek arkadaşını sahnenin önüne çağıralım ki seni kucaklasın . Düşmeni istemeyiz dimi?"diyerek göz kırptı.

Liz kendi kendine "erkek arkadaşım mı?oda kim" diye söylenirken aynı çocuk sahnenin önünden ona ellerini uzatmıştı bile.
" Tanrım ! O benim erkek arkadaşım değil ki .Hay arkadaşım bile  değil" demişti.        Çocuk ona hadi deyince Liz sahnenin kenarına oturmuş ,kendini onun kollarına bırakmıştı. Boynuna sımsıkı sarılmıştı ."Of bu ne güzel koku" bir anda başı dönmüştü.Tabii genç çocuk da aynı şeyi düşünüyordu. Zaten gözlerini ondan alamıyordu .Yere bırakılırken Liz karşısındaki kişiye teşekkür etmişti.

YENI BAŞLANGIÇLARWhere stories live. Discover now