Sabah uyandığında güneş ışınları tüllerin arasından odasına süzülüyordu . Yatağında kendini esnettikten sonra balkona çıkıp mis gibi havayı içine çekti. Biraz yat limanını izleyip , bahçeye baktı . Biraz bakım yapılsa çok güzel olur diye düşündü .
Odasına dönüp saate baktı daha yedi bile olmamıştı . Odasından çıkıp, sessizce aşağıya inip , mutfaktan geçip bahçeye çıktı . Garaja girip etrafına baktıktan sonra gerekli malzemeleri alıp ,çiçeklerin yanına ilerledi , bir güzel budadı hepsini . Kurumuş yaprakları topladı ,
topraklarını çapalayıp tazeledi . Birazda çiçek gübresi ekledikten sonra suladı onları . İşlem tamamdı . Aslında çimlerin de biçilmesi gerekiyordu ama , bu saatte yapamazdı .' Belki Steave daha sonra yapar' diye düşündü .Sonra kendi düşüncesine şaşırdı . Daha geleli bir gün bile olmamış iken nasıl da alışmıştı buraya . Kaldı ki Steave onu burda istemiyordu en kısa zamanda bir ev bulması gerekiyordu. Gerçi yaşlı Steave kalmasını söylemişti ama diğeri istemiyorsa kalması doğru olmazdı.
Düşüncelerinden sıyrılıp ellerini silkip içeri geçti . Kahve makinesini çalıştırıp ocağa da çay demlemek için su koydu. Dolabı açıp malzemelere baktı , gerekli olanları çıkarıp tezgaha bıraktı . Dışarı çıkıp bahçe masasını sildikten sonra tekrar içeri girip çayı demledi , kendine kahve koydu . Saate baktığında dokuza geliyordu ve kimse uyanmamıştı .
' En iyisi çıkıp bir duş alim, kahvaltıyı sonra hazırlarım 'diye geçirdi içinden .
Kahve fincanını yıkayıp tezgaha bıraktı . Arkasını döndü ve karşısında kollarını göğsünde birleştirip onu izleyen Steave ile göz göze geldi .
Liz ne söylemesi ya da nasıl davranması gerektiğini bilemedi . Steave ona o kadar güzel bakıyordu ki, kafası karışmış ,öylece baka kaldı .
"Günaydın Liz " dedi Steave yumuşak bir sesle.
Liz dünkü haline nazaran bu haline şaşırsa da o da düz bir sesle "günaydın" dedi .
Aralarında sessizlik oluşunca Liz ;
"Şey e... kahve yapmıştım. Çay da var , ister misin ?" Dedi kekeleyerek .Steave cevap vermeden ona iyice yaklaşıp ellerini omuzlarına koydu . Liz hareketlerini izliyordu 'tanrım ne yapıyor bu adam . Ah bide şu odunsu kokusu yok mu' diye düşünürken , Steave onu omuzlarından hafif sarsarak yüzüne bakmasını sağladı .
"Liz . Bak ben , dün için üz" cümlesini tamamlamasına izin vermeden;
"Bir şey söylemene gerek yok , haklıydın . Kimse tanımadığı üstelik ne olduğu belli olmayan birini evinde istemez . Seni suçlamıyorum . En kısa zamanda giderim ben ."
Steave sıkıntı ile ellerini Liz ' den çekip saçlarını karıştırdı . Derin bir nefes alıp ;
"Hayır , gidemezsin . "Liz ona anlamayarak bakınca ;
"Şey ...Yani ben gitmeni istemiyorum . Hem gidersen bizimkiler canıma okur ." Gülümsedi . Ona karşılık Liz' de gülümsedi .
"Ben biraz ileri gittim . Sanırım ,yargısız infaz yaptım özür dilerim. Biz seni çok sevdik . Ee yani bizimkiler , demek istemiştim ." İyice saçmaladığının farkına vardı ve kendini toplayıp ;
"Özetle , aileme zarar gelmediği sürece, bende sana sorun çıkarmam. Tamam mı?"deyip nefesini bıraktı.
Söyledikleri Liz 'i mutlu etmişti .
"Tamam. Teşekkür ederim " dedi .O an yine göz göze geldiler . Buğulu gözler Liz'i fazlasıyla etkiliyordu . Boğazı kupkuru olmuştu ve farkında olmadan dudaklarını diliyle ıslattı . Steave o an yutkunmak zorunda kaldı . Gözleri yeniden Liz'in gözleri ile buluşunca ,yeşil gözlerde kaybolup gitti. Liz kendini toparlayıp,
YOU ARE READING
YENI BAŞLANGIÇLAR
General FictionAmerika da okurken aşık olduğu adamın peşinden büyük umutlarla Türkiye'ye gelen bir kadın. Başta herşey mükemmel ilerlerken,zamanla kadın adamın onu sadece yükselebilmek adına merdiven olarak kullandığını anlar. Gitmek istesede gidemedi kadın.Çünkü...