28. Bölüm

58 7 0
                                    

Steave koşarak merdivenleri çıkıp odaya girdi . Yaşlı amcası ve doktor Liz'in başında durmuş endişe ile ona bakıyorlardı .

"Nasıl ?" diye sordu nefessiz bir şekilde .
"Ateşi var ve sayıklıyor . Sinir krizi geçirdi ama  bu daha çok atak gibi geldi bana . Sakinleştirici yaptım ,sabah nasıl uyanır bilmiyorum . Yaşadıkları onu çok yıpratmış , bekleyeceğiz ." diyerek Steave 'e açıklama yaptı .

Steave üzgündü . Gözleri yaşlarla dolunca , bir süre tavana bakıp derin derin nefes aldı . O sırada Liz yine konuşmaya başladı .

"Baba . Baba beni bırakma ."
Steave hemen yatağa oturup elini avucunun arasına alıp öptü . Saçlarını okşayıp " burdayım , yanındayım . Korkma seni bırakmayacağım ."dedi .

Yaşlı adam onlara biraz baktıktan sonra , 'biz aşağı inelim ' deyip odanın kapısına yöneldi . Doktor çıkarken Steave 'e , ateşini kontrol etmesini ve başındaki havluyu sık sık değişmesini söyleyip odadan ayrıldılar.

Steave Liz 'in saçlarını okşuyor ,öpüyor , kokusunu içine çekiyordu . Eğilip kulağına
'seni seviyorum güzel kadın . Seni çok seviyorum' derken onun titremeye başladığını görünce ,hemen ateşini ölçtü . Ateşinin 40 derece olduğunu görünce ,  Linda 'yı arayıp yukarı gelmesini söyledi .

Linda hemen geldi .
"Ne oldu?"
"Ateşi 40 olmuş . Yardım et ,ona duş aldırtmalıyız  ."
Linda abisine ' ben yapamam 'der gibi kafasını salladı.
"Tanrı aşkına Lin ! Hadi banyonun kapısını aç ben yaparım . Sen sadece elini tut ıslanmasın " deyip Liz 'i kucaklayıp Linda 'nın kapıyı açmasını bekledi .

Liz' i kendine yaslayıp , bir elini beline dolayıp diğeri ile suyu açtı . Linda yaralı elini tutup kaldırdı . Steave Liz 'i baştan aşağı ıslatırken kendi de ıslandı . Duş başlığını kenara koyup ,Liz' in gövdesini kendine çevirip bir eli ile belinden sıkıca kavrayıp onu kendine yasladı . Liz titremeye başlayıp
"Üşüyorum çok üşüyorum " deyince , "tamam güzelim az kaldı " dedi Steave .
Liz kedi yavrusu gibi Steave' in göğsüne sokulunca , Steave  zorlansada  işine devam etti .

Musluğu kapatınca Linda ona havlu verip kıyafet almak için yan odaya geçti . Steave yatağa oturup onu da kucağından indirip önüne oturtup , Liz' in sırtını göğsüne yasladı. Havluyu aşağı çekip Liz 'in tişörtünü yanlardan tutup yukarıya çekip çıkardı . Linda  Liz 'i tutunca , oda hafif geriye kayıp havluyu yukarı çekip dizi ile Liz'in sırtını destekledi . linda Liz' in sütyeni'ni çıkarıp başından tişörtü geçirdi . Sonra Steave onu kol altlarından çekip yatağa yatırıp ,banyo ya geçip üzerini değiştirmeye gidince  Linda Liz' in iç çamaşırını da değiştirdi .

Yarım saat sonra  ateşini  tekrar ölçtüler  ve nitekim düşmüştü . Linda yatmaya gidince, Steave 'de Liz 'in üzerini örtüp yanına uzandı . Gün doğmak üzere iken Steave' in göz kapakları uykuya yenik düştü .

İnsanın canını en çok yakan 'canım ' deyip değer verdikleri oluyor bu hayatta . O kadar değer verirsin ki , bütün yaptıklarını tölere edersin . Sen tolere ettikçe o seni kırmayı kendinde hak görür ve seni kırdığı yerden tekrar tekrar parçalara böler . Kırıla kırıla geçte olsa gerçeğin farkına varırsın . O sende kaybolmaya yüz tutarken, sen onda hiç var olmadığını anlarsın . Ve ne yazık ki  sen kırılan parçalarını toparlamaya çalışırken ; seni paramparça eden ,başkalarına çoktan can olmuştur .
Sen ise  hiç tanımadığın , yabancı gözüyle gördüğün insanla kırılan parçalarını onarıp , yola devam etmeye çalışırsın . Ama çalışırsın... Tıpkı Liz gibi ...

Vakit öğlen vaktini geçmişti . Sabah doktor hastaneye , Doug  evine gitmiş ve yaşlı Steve de yürüyüşe çıkmıştı . Pansiyon sakinleri ise tekne ile açılacakları için gecede geç saatte döneceklerdi .

Linda  ise kendini ağacın gölgesinde ki hamağa  atmış kitap okuyordu . Liz ve Steave hala uyuyordu . Pansiyon'a huzurlu bir sessizlik çökmüştü . Ta ki Linda ' nın telefonu çalana kadar .

Arayana baktığında 'Martha ' yazısını görünce ,endişelensede cevapladı .

"Alo Martha ."
"Linda ! Ben Beth ." Linda kadının güçlükle konuştuğunu fark etti . Keyifli bir sesle
"Beth ! Merhaba , nasılsın ?" Dedi .
"Ben iyiyim ee ..."

Linda onun iyi olmadığını anladı . Tabi neden aradığını da . Kadın torununu merak ediyordu doğal olarak .

"Beth !. Neden aradığını biliyorum . O iyi merak etme ."

"Bana doğruyu söyle . İyi olmadığına dair bir his var içimde . Ne oldu ?"

Linda şaşkındı.
"Nasıl ?" iyebildi .

"Beni yorma Linda anlat ,lütfen."

"Beth . Artık saklanmaya gerek yok . Deliller mahkemeye teslim edildi . Cezalarını bulacaklar ."

" Ama bu nasıl oldu ? Avukat ..."

"Biliyorum ,biliyorum dinle " deyip sözünü kesip , bütün olan biteni kısaca anlattı.

Kadın Liz'in kriz geçirdiğini duyunca ;
"Yüce Tanrım ! Şimdi nasıl ?" dedi endişe ile . Linda ilacın etkisinde olduğunu ve uyuduğunu söyledi .

"Benim bebeğimi ne hale getirdi . Ben onun tek bir saç teline kıyamaz iken o " kadın ağlamaktan cümlesini bitiremedi .

"Beth ! Lütfen ağlama , Liz duyarsa çok üzülür . Sen onun için çok kıymetlisin . Martha ile konuştuktan sonra senin için çok ağladı ."

" O doğduğundan beri benimle . Benim herşeyim ve ..." Kadın yine sustu . Sonra;

"Linda . Liz en son ailesinin ölümünde böyle olmuştu . Ağlama nöbetleri geçiriyordu . Çok zor toparladım onu ama  o hep içinde yaşadı üzüntüsünü . Bu olay üzeri kapatılmış acıları da yeniden açığa çıkaracaktır , depresif olacaktır . Hatta size bile kötü davranabilir . Öyle olursa,  onu yalnız bırakın . Kendi içinde olanları hazmetmesi gerekecektir ."Deyip ona bilgi verdi.

" İyi de , abim ondan bir saniye bile ayrılmaz  ki . Şu an yanında ve  onun için bütün dünyayı yakmaya hazır aptal aşık "deyip küçük bir kahkaha attı .

"Yaa . Buna çok sevindim ." Beth çok duygulandı duydukları karşısında .

Kadın bir süre konuşmayınca Linda endişe ile sordu.
"Sen iyi misin ?
" Ben bilmiyorum . Ona bir şey söyleme , çok iyi değilim ."
"O Beth ben "Linda ne diyeceğini bilemedi.
"Bir şey söyleme canım . Ben onun orda kendini bulup ,mutlu olacağını biliyordum. Siz çok iyi insanlarsınız . Sizden ricam , benim kimsesiz yavrumu yalnız bırakmayın. O genç adama söyle onu üzmesin ."
"Beth , lütfen. Böyle konuşma hem sen de gelirsin ."
Kadın yapmacık bir gülümseme ile ;
" Ben o feribotu çoktan kaçırdım canım . Size , amcanıza minnettarım ." dedi ve telefon kapandı.

Linda 'nın gözlerinden yaşlar firar edip yanaklarından süzülüyordu . Bu konuşma onu çok etkiledi . O oturduğu yerde ağlarken abisi onu balkondan izliyordu . Linda kalkıp banyoya gidip , elini yüzünü yıkayıp mutfağa geçip çorba yapmaya başladı .

Steave balkondan içeri girince ,Liz 'in yataktan kalkmaya çalıştığını görünce  hemen yanına gitti .

Liz yatağın kenarında oturmuş , öylece bakıyordu . Bomboştu . Sanki birileri bedeninin içini boşaltmış da dışı kalmış gibi hissediyordu , ruhsuz .

Steave önüne geçip dizlerinin üzerine  çöktü . Umutla onun bir şey söylemesini bekledi ama Liz boş ve ifadesiz bakıyordu . Steave elini hafif kaldırarak
"Selam "dedi .

Liz dudaklarını araladı sonra yine kapadı . O da Steave gibi yalnızca elini kaldırdı . Yatağın baş ucunda duran suya bakıp uzanmaya çalıştı . Steave bunu fark edince hemen bardağa su doldurup ona uzattı . Liz içip bardağı ona geri verdi .

Steave bardağı yerine koyup Liz'in ellerini avuçlarının arasına alıp gözlerinin içine baktı . Baktığı  gözler , sanki onun güzel gözlüsüne ait değildi . Onun güzel gözlüsü sevgi dolu , umutlu bakardı hep . Ama bu gözler de hiçbiri yoktu . Boş ,umutsuz , ruhsuz . Yeşil gözlerinde ki ışık yok olmuştu .Steave 'in yüreği sızladı . Ellerini avuçlarının içinde biraz daha sıktı .

"Liz benim güzel gözlüm . Herşey yoluna girecek, inan bana . Ben hep yanındayım . Bu gün nasıl elini tutuyosam ,bil ki bu  ilelebet böyle olacaktır . Kimsenin seni üzmesine izin vermem . Sen benim ışığımsın ." dedi .
Dedi ama , yine hiç bir tepki yoktu . Liz yine öylece bakıyordu .

YENI BAŞLANGIÇLAROnde histórias criam vida. Descubra agora