Birinci Bölüm

241 24 4
                                    

Ertesi sabah uyandığında içi umut doluydu."Güzel bir gün " diye fısıldadı kendine.Kahvesini içti ve üzerine bir kot bir tişört geçirdi.Saçlarını her zaman'kinin tam aksine dağınık bırakarak evden çıktı.

Arabasında giderken yapacaklarını yeniden kafasında sıraladı. "Gidiyorum" derken Liz bile kendine inanmıyordu. Sürekli bu gidişi düşünüyor , planlıyor ama bir türlü başaramıyordu.Hayatı ile ilgili hayal kurar ,sonra vazgeçerdi. Hep küçük şeylerden umudu kırılırdı.Bu defa değil bu defa umutlarının kırılmasına izin vermeyecekti .

Şirketin önüne geldiğinde binaya baktı , buraya yıllarını vermişti.Boşa harcanmış onca zaman.Gözünden akan bir damla yaşı sildi ve içeri girdi.Onu üzerinde jean ayağında spor ayakkabılarla görenler şaşkınlıkla bakarken o kocaman bir gülümseme ile hepsine selam vererek geçti yanlarından. Zeynep'i görünce hemen sarıldı.

"Elif !Canım nerde kaldın?"
Ona Elif diye hitap eden tek kişi Zeynep'ti.Ilk adı Elif'ti ve bunu çoğu kişi bilmezdi.

"Hiç gelmeyeceksin diye düşünmeye başlamıştım."

"Biliyorum geciktim biraz küçük bir işim vardı."

"Kararlı mısın hala?"

"Evet. O geldi mi? Odasında mı?"

"Odasında seni sorup duruyor. Bu sabah bir gariplik var onda. Artık iş arkadaşlığınız yeterli gelmiyor sanırım eskisi gibi olmak istiyor."

"Geçti canım , o köprünün altından çok su aktı .Şu işi halledeyim konuşuruz"dedi elinde ki zarfı göstererek.
Zeynep'in yanından geçip odanın önünde durdu.Derin bir nefes alıp kapıyı tıklattı.Içerden yanıt alınca kapıyı aralayıp;

"Vaktin var mı?"
"Liz!tabi ki .Bende senin gelmeni bekliyordum gir."

Zeynep haklıymış Emre ona da bir garip göründü.

"Fazla vaktini almayacağım ben.."
"Liz ,bak ben çok düşündüm"diyerek onun sözünü kesti.
"Ne kadar aptalca davrandığımı anladım."

Liz konuşmak istese de Emre izin vermedi.

"Lütfen Liz beni dinle. Biliyorum haklısın ,duymak istemiyorsun ama inan bu defa ciddiyim.Yalan yok seni çok kırdım çok üzdüm her defasında affettin.Ama ben yine hırslarıma yenik düştüm . Anladım ki ben sensiz bir hiçim.Senin sevgini hak etmiyorum belki ama seni seviyorum.Ne olur bana bir şans daha ver.
Liz 'in yanına gidip ellerini tuttu."Lütfen "

Liz o an garip bir his hissetti.Heyecanı geçmişti ama içi burkuldu. Birazda şaşkındı. Yerinden kalktı.

"Emre ben ... bak ben artık yokum"dedi sırtını ona dönerken.

"Yıllar önce yapmalıydım bunu ki yaptım ama sen" dedi ve dönüp Emre'ye baktı zarfı eline almış açıyordu.Liz onu koltuğun kenarına bırakmıştı otururken. Emre zarfın içinde ki kağıda bakarken kaşları şaşkınlıkla kalkarken yüzünü öfke kapladı.

"Tanrı aşkına Liz!bu da ne demek şimdi? İstifa öyle mi? Sen aklını mı kaybettin?Sen sen lanet olsun!"

Masasının üzerindeki herşeyi eliyle iterek yere düşürdü. Kırılanlar arasında Liz ile onun fotoğrafı da vardı.Eline alıp çerçeveyi koltuğa fırlattı ve işaret parmağını Liz 'e doğrultup ;

"Bunu yapamazsın . Buna izin vermem veremem vermeyeceğim de anladın mı?"

"Ya ..öylemi ? Yine üzerime borç mu yıkacaksın ? Ya da dur , adıma sahte hesap açıp pis işlerinde mi kullanacaksın?Umrumda değil ben yokum artık zaten senin için hiç olmadım ben. Tehtitlerinle de korkutamazsın bitti anladın mı?Uzun zaman önce bitmişti . Şimdide işi bırakıyorum. Gidiyorum Emre.Kendi hayatıma gidiyorum.Içinde senle ilgili ufacık bir şey olmayan yeni bir hayata . Bence sende kendin için bir şeyler yapmalısın. Hoşçakal."

Odadan çıkarken gözünden süzülen yaşları sildi.Emre arkasından bağırıp çağırsa da aldırmadı Zeynep'i arayıp eşyalarını şirketin önüne getirmesini isteyerek arabasının yanına gitti. Ağlamamak için direniyordu.Onun yüzünden yine ağlamak istemiyordu.

"Elif ! Tatlım ne oldu öyle? Sesiniz dışarı kadar geldi. Bak bu manyak'tı ,daha da manyamış."

Liz dirensede gözyaşlarını durduramadı. Adlandıramadığı bir acı vardı içinde birde öfke.

"Ağlama ,geçecek biliyorsun yapma."

"Mesele geçip geçmemesi değil. Geçecek bir şey de yok zaten.Ben bu adamı nasıl sevmişim? Kendimi nasıl değersiz bir eşya gibi onun ellerine teslim etmişim. Kendimi nasıl bu kadar yok sayabilmişim . Hala kendini düşünüyor. Benim ne hissettiğimin ne istediğimin bir önemi yok onun için. İzin vermeyecekmiş . Adi tehdit ediyor yine. Göreceğiz kim kimi bitirecek."

"Tamam canım . Hadi gidelim."

"Yok gerek yok sen işine dön. Ben biraz yalnız kalsam iyi olur. Hem halletmem gereken işler var. Akşam gel ve ne olursa olsun sana bir şey sorarsa bilmiyorsun."

"Peki"dedi Zeynep .Arkadaşının dediğini yaptı ve şirkete geçti .

Arabasına binip çalıştırdı. Araç yol alırken radyoyu açtı. Geçer geçer diyordu Sezen Aksu Liz de ona eşlik etti.

"Buda geçer neler neler geçmedi ki . "

Arabasını sahile park etti ve içinden çıkmadan öylece denizi seyretmeye başladı. Herşey bir gün tamamen geçecekti. Bu yaralar da bir gün iyileşip kabuk bağlayacaktı elbet.

***
Aslında zamanla anlıyomuş insan boşluğun ne kadar tehlikeli olduğunu. İsteyerek veya istemeyerek neler yaptırabildiğini . Yanlış olduğunu bilseniz de , küçük bir umut sizi o yanlışın tam göbeğine çeker sonra da o çukur da kaybolursunuz. Siz o çukurdan çıkmak için çabalarken zaman akıp gider ve siz farkında bile olmazsınız . Kendinizi bulduğunuz da çoktan geç olmuştur.Siz , siz değilsinizdir artık . Peki kim için ? Ya da ne için ? Sevda mı? Aşk mı ?

Aşk ...
Sevdiğimiz zaman olanları anlama ihtiyacımız yoktur. Yalnızca severiz işte. Kendimizden ödün vererek ,sadece onun sevdiği , onun istediği ,o ve yine o. Sanki her şeyiniz odur.Fakat o sizi görmez bile .Sevgililer de böyledir. Sizden haz ister ,zevk ister,hayatta toplumda güvenilir bir yer ister . Bir süre sonra sizin ne hissettiğinizin yada ne istediğinizin bir önemi yoktur. Siz yalnızca onun boş anlarını dolduran alışılmış bir gürültü olarak kalırsınız. Ve tabiki onu bir yerlere taşıyan merdiven olursunuz.

Liz tüm bunları yaşamıştı. Gerçeklerin farkına vardığında çoktan kaybolmuştu ama hiç bir şey için geç değildi. Farkına varmak ta geç kalsa da ,hayatını geri kazanmak için geç kalmayacaktı .

YENI BAŞLANGIÇLARWhere stories live. Discover now