Sabah uyandığında üzerini değişip kahvaltı hazırlamak için mutfağa indi . İlk işi olarak rutin hale gelen kahve makinesini çalıştırdı ve bahçeye açılan kapıyı açıp dışarı çıkıp temiz havayı soluduktan sonra çiçekleri sulayıp tekrar içeri geçti .
Steave gideli daha bir gün olmasına rağmen onu özlemişti . Kısa zamanda ona çok bağlanmış , o olmayınca bir yanı eksik hissediyordu .Linda da dün gece evde olmadığı için aramış olsa da onunla konuşamamıştı .
Kendine kahve koyup kahvaltı hazırlamaya başlayınca o kadar kaptırmıştı ki kendini , mutfağa gelen Linda 'yı fark etmedi bile . Onun neşe ile 'günaydın 'demesi ile başını kaldırıp gülümseyerek ;
"Günaydın canım " dedi .
Linda Liz'in alnında ki yara bandını görünce hemen yanına gelip ne olduğunu sordu . Liz ona kahve koyup fincanı uzatırken yanındaki tabureye oturup kahvesinden bir yudum aldı .
"Hadi ama ne oldu alnına ,kahve içmeyi bırak ta anlat ."
Liz ona dün gece olanları anlattı .
"Bu kız delirdi mi ? Ne sanıyor kendini sürtük " dedi öfkeyle .
Linda' ya bu yaşananları Steve 'e anlatmamasını tembihledikten sonra birlikte kahvaltı masalarını hazırlayıp kahvaltı yaptılar .
Öğle saatlerinde Steve aradı . Liz onun sesini duyunca içi mutlulukla doldu . Steve onu çok özlediğini , işinin bir an önce bitip yanına gelmek için sabırsızlandığını söyledi . Akşam verecekleri konserden dolayı provaya gitmesi gerektiği için fazla konuşamadılar . Steve onlara bir akşam önceki konser görüntülerini gönderince keyifle izlediler .
Linda resepsiyona geçince Liz 'de geçen gün Nantucket Book Works 'ten aldığı Debbie Maccomber 'ın Mucizeler Dükkanı adlı kitabını alıp hamağa uzanıp okumaya başladı .
Bu kitabı duymuştu ama okuma fırsatı olmamıştı . Kitaptaki Lydia Goetz 'in kanserle mücadelesini okurken ,onun dibe vurup sonradan yeniden hayata tutunması onu çok etkiledi . Kitap o kadar akıcı bir dille yazılmıştı ki bir iki saatte bitirdi .
Kitaptaki karakterlerin sıkıntıları ile başa çıkmak için örgü örmeleri ona da yol gösterici oldu bir nevi . Onların dostlukları , aşkları , farklı insanların hayatlarını okumak onu kendi dertlerinden uzaklaştırıyordu . Bütün karakterler o küçük dükkanda dertlerinden uzaklaşıp kendi mucizelerini buluyordu .
Ve Liz o an " Benim mucize dükkanım burası " dedi etrafına bakınarak . Sonra kalkıp ona her zaman iyi gelen şeyi yapmak için odasına çıktı . Son zamanlarda bunu yapmamıştı .
Eline kalemini alıp yazmaya başladı . Onun için yazmak terapi gibi olsa da o daha çok kitap yazmak istiyordu . Şu an bulunduğu yerden gördüğü manzaraya bakarak neler yazmaz dı ki . Batmakta olan güneş ,kızılımsı ufuk ,yat limanı ,deniz ,huzur.
Ve Liz mucizesi olan bu yerde kendi mucizesini yazmak için kalemini akıttı kağıda .
O akşam yemeğe inmedi . Bir ara kapısı çalınınca gelene bakmak için balkon kapısından içeri doğru baktı . Yaşlı Steve 'i elinde tepsi ile görünce hemen ayaklandı.
"Steve amca niye zahmet ettin " dedi .
"Bir saattir sana bakıyorum bahçeden ne yapıyorsun ? Yemeğe neden inmedin ?"
"Aç değilim . Yazmaya da başlayınca bırakamadım ."
"Yazmak ?"
"Şey , ben roman yazmaya başladım . Benim romanın , benim mucizem . "
![](https://img.wattpad.com/cover/240752948-288-k76419.jpg)
YOU ARE READING
YENI BAŞLANGIÇLAR
General FictionAmerika da okurken aşık olduğu adamın peşinden büyük umutlarla Türkiye'ye gelen bir kadın. Başta herşey mükemmel ilerlerken,zamanla kadın adamın onu sadece yükselebilmek adına merdiven olarak kullandığını anlar. Gitmek istesede gidemedi kadın.Çünkü...