2- saça konan lotus

1.2K 198 81
                                    


Sonraki birkaç hafta Wei Wuxian Lan Wangji'yi bulup onu rahatsız etmek için her fırsatta yüzeye çıktı. Neredeyse her gün Lan Wangji dünyayı dolaşıp hayat bahşediyor, Wei Wuxian ise diğer tanrıyı takip ederken durmadan konuşuyordu. Sessiz kaldığı tek an, Lan Wangji'nin bir yerde durup guqin'ini çalmaya başladığı andı ve çaldığı her şarkı bir önceki kadar güzeldi. Ancak Lan Wangji bitirip başka bir yere gitmeye hazırlandığı an, Wei Wuxian tek taraflı konuşmasına başlayıp sanki konuşmayı hiç bırakmamış gibi devam ediyordu.

Lan Wangji çoğu zaman onu görmezden geliyor gibiydi. Ara sıra, yüzüne ifadesizlik maskesini hızlıca takmadan önce, Wei Wuxian'a onaylamayan ya da can sıkıntısı dolu bakışlar atıyordu ve zaten Wei Wuxian'ın devam etmesini sağlayan şey de buydu. O bakışlar, görünen bu buz gibi cephenin altında gerçek bir insan olduğunun kanıtıydı ve Wei Wuxian o insanı ışığa doğru sürüklemeye kararlıydı.

Lan Wangji'yi kızdırmanın, onlarca yıldır en eğlendiği şey olmasından bahsetmiyordu bile.

Bir gün, Lan Wangji sanki Wei Wuxian var olmamış gibi davranmakta özellikle inatçıydı ve bu yüzden Wei Wuxian daha da sinir bozucu bir şekilde davranmaya başlamıştı.

"Hanguang-jun, bana ilgi göster," diye sızlandı.

Lan Wangji onu görmezden gelerek dağ yolunda yürümeye devam etti ancak Wei Wuxian yılmamıştı. İleri doğru atılıp kendi etrafında dönerek geri geri yürümeye başlamış, Lan Wangji'nin bakışlarını yakalamaya çalışmıştı.

"Hanguang-jun," tekrar denedi.

Lan Wangji ise Wei Wuxian'ın bakışlarından kaçınmak için başını çevirdi.

"Lan Wangji."

Cevap yok.

"Lan Er-gege."

Sessizlik artmıştı. Wei Wuxian tam surat asıyordu ki, bir anda gözleri parladı.

"Lan Zhan~" Şarkı söyler gibi çıkmıştı sesi.

Lan Wangji ona bakabilmek için kafasını çevirdiğinde Wei Wuxian'ın midesi tam bu an zevkle kıvrandı. Daha önce gerçekten buna dikkat etmemişti ama, şu an birbirlerine oldukça yakın durduklarından, Lan Wangji'nin ondan birkaç santim daha uzun olduğunu fark etmişti.

Lan Wangji, "Utanmaz," diye tısladı.

"Hı, sorun ne?" Wei Wuxian bunu kirpiklerini masumca kırpıştırarak sormuştu. "Eğer seni daha iyi hissettirecekse, sen de bana Wei Ying diyebilirsin."

Lan Wangji sadece kaş çatarak onu geçmek için hızlanmıştı ancak kulakları kırmızıydı ve Wei Wuxian bunu bir zafer olarak sayıyordu. Kendi kendine kibirle gülümseyerek düşündü, nihayetinde Lan Wangji böyle davranıyor olmasına rağmen, ona aslında kendisini yalnız bırakmasını hiç söylememişti.

Lan Wangji'yi kuyruk gibi takip ederken konuşmaya ve alay etmeye devam ediyordu ki, Lan Wangji'nin bir anda durması Wei Wuxian'ın ona çarpmasına sebep olmuştu.

"Aiya," Wei Wuxian geriye sıçramayı önlemek için otomatik olarak Lan Wangji'nin cüppesinin arkasına tutundu. "Lan Zhan? Sorun nedir?"

Lan Wangji'nin omzunun üzerinden etrafa baktı ve öylece kalakaldı.

"Oh..." dedi usulca.

Flowers Blooming in the Dark | wangxianHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin