33- bana güvenmene ihtiyacım var

622 131 27
                                    

Bir ağaca yaslanmış olan Wei Wuxian iç çekmiş ve güneşe doğru bakmıştı. Vakit öğleni çoktan geçmişti ve Lan Wangji henüz ortalarda görünmüyordu. Hâlâ Lan Qiren'le mi konuşuyordu? Wei Wuxian kötü hiçbir şey olmamasını umdu.

Wei Wuxian tam da Bulut Kovuğu'na doğru uçmayı düşünürken, ufukta beyazlar içinde tanıdık bir figür gördü.

Lan Wangji kılıcından indiğinde, "Lan Zhan," diye selamladı fakat bereket tanrısının yüzünü görünce, gülüşü solmuştu. "Sorun ne?"

"Wei Ying." Lan Wangji, Wei Wuxian'ın iki elini de avuçlarının arasına aldı. "Gitmeliyiz."

"Huh?"

"Açıklayacak zaman yok," dedi Lan Wangji. "Gitmeliy-"

"WANGJI!"

Wei Wuxian ve Lan Wangji; Lan Qiren, Lan Xichen ve bir avuç müritin onlara doğru uçtuklarını görmek için kafalarını çevirdiler.

Wei Wuxian gözlerini kırpıştırdı. "Ne-"

"Zaman yok," diye tekrarladı Lan Wangji. Wei Wuxian'ın bileğini tutarak, onu koşmaya zorlamıştı. "Hadi gidelim."

"Ha?" Wei Wuxian şaşkına dönmüş bir halde, omzunun üzerinden onları kovalayan kimselere baktı. "Lan Zhan, bekle! Lan Zhan!"

Diğer tanrının kendisini dinlemediğini gören Wei Wuxian, topuklarını yere gömdü. Wei Wuxian'ın bu direnişi karşısında ise Lan Wangji ufak bir şekilde kaşlarını çatmıştı ve bu hareketi yüzünün şeklinin biraz bozulmasına sebep oldu. Arkasını dönmüş, Wei Wuxian'ı havaya kaldırmış ve sonra da onu omzuna atmıştı.

Wei Wuxian, "Lan Zhan!" diye feryat etti. Sıcaklık yanaklarına hücum ediyordu. "Ne yapıyorsun?! Beni yere bırak!"

Lan Wangji cevap vermedi. Bunun yerine Bichen'e binmiş ve Wei Wuxian'la birlikte havalanmıştı. Bereket tanrısının omzundan bir pirinç çuvalı gibi sarkan Wei Wuxian ise, Lan Qiren'in yüzünü net bir şekilde görebiliyordu.

"Tüm bunları, konuşmanın iyi gitmediğine yoruyorum?"

"Mn."

"Yine de, neden kaçıyoruz?" Wei Wuxian kıvranarak, Lan Wangji'nin onu kolayca olduğu yerde tutabilmesi yüzünden karnındaki dalgalanmayı görmezden gelmişti. "Amcanın kızgın olduğunu anlıyorum ama Zewu-jun da oradaydı. Eminim ki o, Lan Qiren'i zorlayıcı bir şey yapmaktan alıkoyacaktır."

"Wei Ying," dedi Lan Wangji. "Güvende olduğumuzda her şeyi açıklayacağıma söz veriyorum ama şimdilik bana güvenmene ihtiyacım var. Lütfen."

Wei Wuxian iç çekti. "Elbette sana güveniyorum. Şu an senin için ne yapabilirim?"

"Bizim için Yiling'e bir portal açar mısın?"

"Eğer bir su kütlesine ulaşabilirsek, tabii ki."

Bichen sola doğru açı aldığında birkaç dakika sonra görüşlerindeki sık ağaçlar temizlenmiş, yerini büyük bir göle bırakmıştı. Lan Wangji yüzeyin sadece birkaç santim üzerinde süzüldüğünden, su hafifçe dalgalanıyordu. Wei Wuxian şu anki konumunda Chenqing'i çalamayacağından, yeraltı dünyasındaki bağlantısı için özüne doğru uzanmış ve önlerindeki havayı yırtarak bir geçit açmıştı. Her zamanki portalları gibi güzel ya da incelikli değildi ama bir şekilde yapması gerekiyordu.

Süzülerek portaldan geçtiler. Peşlerinden kovalayanlar da onları takip etmeye çalıştı ancak çok yavaşlardı, portal büzülerek kapanmıştı. Wei Wuxian'ın portal kapanmadan önce gördüğü son şey ise, Lan Qiren'in kükrenkenki öfkeli ifadesiydi, "WEI WUXİAN!"

Wei Wuxian iç çekti, çenesini avucunun içine dayadığında bedeni hâlâ Lan Wangji'nin omzunun üzerinden sarkıyordu.

Bu olanlar, onun kutsamasını almak için çok fazlaydı.

Flowers Blooming in the Dark | wangxianHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin