•1•

12.7K 312 68
                                    

"Bırakın beni, ben bir şey yapmadım!"

"Konuşma, yürü!"

Kollarımda yaralar, üstüm başım pislik içinde sürüklemeye devam ettiler. Nasıl bir belaya bulaştım bilmiyorum! Bu adamlar benden ne istiyor onu da bilmiyorum. Ormanın içinde yarım saate yakındır yürüyoruz. Hâlâ hiçbir yere varmadık. Ortalıkta yaşam belirtisi veren bir tek ağaçlar var, onlar da sadece fotosentez yapabiliyor! Ha yanımdaki üç adam da var tabi ama onlara canlı diyemiyorum. Nefes alan her şeye hakaretler çünkü.

"Bakın beni biriyle karıştırmış olabilir misiniz acaba? Yani sonuçta dünyada milyonlarca Elis vardır. Ya da yoktur. Yani ben kendim hariç pek Elis tanımadım aslında. Ama yine de bu bir tek benim olduğum anlamına gelmez değil mi? Başkaları da olab-"

"Sus artık, sus!"

"Aynen ya her gün kaçırılıyorum ben, o yüzden susup beni kaçırmanıza yardım edeyim."

"Ağzını mı bağlasak abi?"

"Az kaldı zaten hadi."

Ben artık ağlamak istiyorum ama! Ne çektim yahu?! Kendi halinde bir kızdım ben. Üniversiteyi bile dışarıdan okudum. Okuma hevesim falan da olmadı hiç zaten. Kafe işleteyim diye işletme okudum. Onu da beceremedim! İkinci aydan battım.

Acaba bu adamlara borcum mu vardı benim? Hatırlamıyor muyum? Yoo öyle bir şey olsa hatırlardım herhalde. En son borcumu 4 ay önce ödedim bitti gitti.

Ben böyle içimde savaşlar verirken çoktan yaşam belirtisi veriyormuş gibi görünen bir eve varmıştık. Yani ev de değil aslında. Kulübe. Evet evet kulübe bu.

Bayağı da eski bir şeye benziyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bayağı da eski bir şeye benziyordu. Her yeri kırık dökük. Burada bir insan yaşıyor olamaz değil mi?

Yanımdaki adamlardan birisi kapıyı çaldı. Yani seslense de yeterliydi bence. Her neyse artık karışmayacağım bu üç manyağın işine.

Kapı açıldı ve içeriden bir adam çıktı. 28-29 yaşlarında gibi duruyordu. Uzun boylu denilmez ama yine de 175 cm civarı diyebiliriz. Bu yanımdaki adamlara bakılırsa korkulması gereken bir tip olmalıydı. Ama nedense bana hiç korku hissi gelmedi.

Adam beni bir süre süzdü. Yavaş yavaş yanıma yaklaşmaya başladı. Geri kaçmaya çalıştım ama yanımdaki adam kolumdan tuttu ve kaçmamı engelledi. Evden çıkan adam yakınıma gelince önce bir durdu. Daha sonrasında etrafımda yavaşça tur atmaya başladı.

"Boyun kaç senin?"

Korkmuyorum mu demiştim? Sesi birazcık(!) korkutucu olduğundan hafif bir titredim sanki.

"Beni kaçırıyorsun ve boyumu mu soruyorsun? Yok benim boyum!"

Adama bağırdıktan sonra adam bir kaç saniye kadar gözü kapalı durdu. Sanırım 4 adam arasında bağırmam biraz yürek yemiş gibi oldu. Cesaretli de değilim ki ben! Adam höyt dese leşim kalacak ellerinde ben bağırıyorum adama! Aptal mısın Elis ya!

KELEŞWhere stories live. Discover now