•3•

7.1K 237 14
                                    

Kerem'i çeken Keleş idi. Ensesinden tutup üstümden almıştı.

"Şş hayırdır?"

Aslında Keleş'e sinirlenmeliydim şimdi 'asıl sana hayırdır?' Demeliydim. Ama Kerem'in bana sarılması en son isteyeceğim şeydi. O yüzden karışmamaya karar verdim.

"Ne hayırdır? Kimsin sen? Bıraksana beni!"

Kerem, Keleş'in elinden kurtulmaya çalıştı. Keleş öyle bir tutmuştu ki ensesinden. Bir türlü kurtulamadı elinden. Debelendikçe daha da sıkı tutuyor aynı zamanda gözlerinden sinir fışkırıyoru. Kerem, kolunu ittirmesinin bir fayda etmeyeceğini anlamış olacak ki elleriyle Keleş'in göğsünden ittirmeye çalıştı bu sefer. Yine de kurtulamıyordu elinden. Kerem'in bana davranışlarından her ne kadar hoşlanmasam da o iyi biriydi.

"Tamam bırak onu."

Söylediğim cümleyle Keleş bana döndü. Döndüğü gibi vücudumdan bir elektrik dalgası yayıldı sanki. O siniri taa buradan hissetmiştim.

Bana biraz baktıktan sonra elindeki Kerem'i ittirerek bıraktı. Kerem üzerini düzeltip Keleş'e sinirle bakmaya başladı. Sesi çıkmıyordu. Sadece çenesini sıktı ve öylece Keleş'e baktı. Daha sonra tekrar üstüme doğru geldi. Bu sefer sarılmasına ben izin vermedim ve doğruldum biraz. Doğrulurken Keleş hemen yanıma gelip sedyeyi yükseltme tuşuna bastı. Hem beni tutuyor hem de yatakla ilgileniyordu.

Gözlerim bir an Keleş'in yüzüne kaydı. Fazla yakındaydı sanki. Kokusu da bir an doldu burnuma. Çok, çok farklıydı. Sakalları... Dokunsam? Kızar mıydı ki?

Keleş'in gözleri de bir an gözlerime kaydı. Biraz daha yakın olsa öpecek gibiydi.

Peki bu his neydi? Kalbimin hızlanması... İlaç falan mı verdiler acaba bana? Böyle olmamalıydı. Bu her neyse kötü hissettiriyordu. Böyle hissetmek istemiyordum. Hem de bu adama karşı.

"Çekil ben yaparım."

Kerem'in sözüyle kendime geldim. Transa girmiş gibiydim az önce! Elis! Kendine gel! Bu adam yüzünden evim yandı! Ben adamın sakallarına dokunmayı düşünüyorum bir de ya!

Keleş pozisyonunu bozmadan gözlerini kapattı. Boynunu sağa doğru eğip kütletti. Kirpikleri de çok uzundu bu arada. Söylemiş miydim?

"T-tamam. Oldu işte. Gerek kalmadı Kerem."

Bunu ben söylemiştim. Keleş'in sinirini yakından daha iyi hissetmiştim.

Söylediğimle birlikte Keleş gözlerini açıp bana baktı. Sinirli bakmıyordu. Sakinleşmişti sanırım.

Doğrulup Kerem'e döndüğünde yeniden sinirlendi.

Neden sinirlendiğini anlayamadım. Kerem benim mahalleden arkadaşımdı. Bana karşı ilgisi vardı bunu biliyordum. Ama çok boğuyordu beni. O yüzden onunla fazla konuşmamaya özen gösteriyordum. Buna rağmen yine de bir şekilde yanımda olmayı beceriyordu. Onu kırmak istemediğim için hep uzak durmaya çalıştım. Umut verici davranmamaya özen göstermiştim. Şimdi yine buradaydı.

Burada olduğumu muhtemelen kuzeninden öğrenmişti. Bu hastanede çalışan Ela adında bir kuzeni vardı. Şahsen tanışıklığım yoktu. Kerem sürekli hastaneyle ilgili bir sorunum olduğunda Ela'nın yardım edebileceğini söylüyordu.

Ben Ela'yı tanımıyordu fakat Kerem kesin beni ona göstermiştir. Keremle ne zaman karşılaşsam yanında biri varsa eğer 'Sen Elis'sin değil mi?'diyorlardı. Bu durum canımı sıkmaktan başka bir işe yaramıyordu tabii.

"Zahmet etmişsin Kerem. Gelmene gerek yoktu."

Kerem gülümsedi ve yaklaşmaya çalıştı ama Keleş izin vermedi. Aralarında bir gerginlik vardı. Acaba öncesinde tanışıyorlar mıydı?

KELEŞWhere stories live. Discover now