•12•

3.8K 170 19
                                    

KELEŞ

Saat 3'e geliyordu. Abim ve Elis çoktan uyumuş olmalıydılar. Onları uyandırmamak için anahtarımla kapıyı açtım ve içeriye girdim. Etrafı kısa bir gözden geçirdikten sonra ayrladığımız minderlerde uyuyan abim ve Elis'i gördüm.

Yüzümde anında bir gülümseme belirdi. Zaten Elis'i ve abimi ne zaman görsen bu gülümseme yerleşiyordu yüzüme. Özellikle de ikisini bir arada görünce.

Yavaşça ilerleyip tam karşılarındaki koltuğa oturdum.

İkisi de kapüşonlarını kapatmış kafaları birbirine değecek şekilde uyuyorlardı.

Elis o kadar masumdu ki... O Tolga denilen herife bile güveniyordu. Halbuki onun gerçek yüzünü bir görse...

Aklıma bir an gitmeden önceki hali geldi. Beni kapıda yakalayıp nereye gittiğimi sormuştu. Merak etmişti. O kadar tatlıydı ki o halleri. Üstündeki o pijamayla zaten ayrı bir tatlıydı. Aslında onun tatlı olması için hiçbir şey yapmasına gerek yoktu. Varlığı tatlıydı, güzeldi.

Bana bir şeyler anlatmıştı. Tabi saçmalamıştı. Ne dediğini anlamamıştım. Ama o kadar komikti ki. Tabi güzeldi de. Ve tatlı. Ve sevimli. Ve şirin. Güzel demiş miydim?

Bu kız bana neler yapıyor bilmiyorum. O ne yaparsa yapsın asla sinirlenemiyorum. Bana sürekli iğneleme yaptığı zaman bile sinirlenmiyordum. Normalde biri bana zıt bir şey söylese o artık dünyada olmazdı. İnsanlar benden korkardı. Yapabileceklerimin sınırı yoktu çünkü. Tabi bunu Elis bilmiyordu. Bilmesini de istemezdim. O masumdu. Temiz kalpli ve anlayışlıydı.

Abimle ilk tanıştığında, yalnız kaldığımız zaman ona abimin farklı olduğunu söylemiştim. Bana o kadar sinirlenmişti ki... Ben hiç onun düşündüğü taraftan düşünememiştim. Sonrasında kapıyı çarpamaması da ayrı bir güzellikti.

Bu kadının her şeyi güzeldi be. Varlığıyla tüm kainatı yerinden oynatırdı. Ama bana özeldi. Onu bundan sonra kimseye veremezdim.

1 hafta burada kalacaktı. Her günüm onunla başlayacaktı. Ama o 1 haftadan sonra da burada kalmalıydı. Bir yolunu bulacaktım. Ona alışmıştım. Artık onsuz olamam. Sesi olmadan, o güzel yüzü, heyecanlı koşturmaları, utanmaları olmadan nasıl geçecekti günler?

Hayır! Bir yolunu bulacağım! Benimle kalacak. Burada hep birlikte kalacağız. Hep birlikte...

Elis hafif kıpırdandığında rahat olmadığını farketmiştim. Sessizce yanına yaklaştım. Bir elimi bacaklarının arkasından bir elimi de sırtından tutarak kucağıma aldım. Kucağıma aldığım gibi yine kıpırdandı.

"Kemal?"

Varla yok arası çıkmıştı sesi. Uyanmamalıydı. Kendini benim kucağımda görürse çok kızardı bana. Gerçi onun kızması bile güzeldi. Ama yine de şu anda kızması pek işime yaramazdı.

Ben olduğum yerde dururken o kolunu boynuma dolayıp kafasını da boynuma gömdü. Nefesini hissedebiliyordum. Şu anda dünyanın en mutlu adamı kim diye sorsalar düşünmeden ben derdim. Kadınım kucağımda bana sarılmış bir şekilde duruyordu. Nefesini boynumda hissetmem içimde bir şeylerin kıpırdamasına sebep oluyordu. Tabi biraz da başka türlü kıpırdanmalar hissediyordum. Bunu yapan ilk kadın olabilirdi. Ben kimseyi istemezdim. Elis'ten önce tabi. Şimdi sadece onu istiyordum.

KELEŞWhere stories live. Discover now