•16•

3.2K 169 19
                                    

"Ya Kemal!"

"Ya bağlarsın beline ya da böyle dururum hep."

Eliyle sweatimi çekiştirirken kızgın gözlerle bana bakıyordu. Geldiğimizden beri rahat bırakmamıştı beni. Sürekli, açılan belim ve göbeğimi kapatmakla uğraşıyordu. Mustafa Abiyle voleybol oynayalım dedik ve şimdi de ceketini belime bağlamamı söylüyordu. Manyaktı bu adam! Manyak!

"Of!"

Hafif sesimi yükseltip elinden ceketi hızla çektim. Belime bağlarken o ise bana gülümseyerek bakıyordu. Dediğini yaptırmıştı sonunda.

Bağladığımda o masamıza oturdu. Biz de Mustafa Abiyle voleybol oynamaya başladık.

Mustafa Abi başta tedirgin olmuştu fakat sonradan alışmıştı. Zaten etrafta tek tük insan vardı onlar da uzaklardı. Mustafa Abi topu alıp biraz dinlenmek istediğinde kafamı Kemal'e çevirdim. Kaşları çatık telefonuna bakıyordu. Sonrasında birini arayıp sinirle bir şeyler söyledi. Ellerini yumruk yapmıştı.

Onun sinirli hallerini bildiğim için korkuyordum. Bana hiçbir şekilde zarar vermiyordu. Kızmıyordu bile. Ama yine de bakışlarından korkuyordum.

"Elis bak! Papatyalar!"

Mustafa Abinin sesiyle ona döndüm. Papatyalara bakıyordu. Ben de yanına gittim. Birlikte eğilip bakındık.

"Papatya taçları çok güzel oluyor ama kopartmaya kıyamıyorum."

Gülümsedim. Kalbi çok güzeldi. Kim bilir neden bu hale gelmişti...

"Elis, Kemal'e bakabilir misin? Çok sinirli gözüküyor."

Mustafa Abinin sorusuyla ayağa kalktım.

"Geliyorum hemen."

Kafasını salladı. Ben de karşımda sinirle telefona bakan adama doğru yürüdüm.

O bankta masaya doğru otururken ben de yanına sırtım masaya dönük oturdum. Hâlâ sinirle bakıyordu. Bedenimi ona doğru çevirip bir ayağımı bacağımın altına sıkıştırdım.

Bakışları hâlâ bana dönmezken dişlerini daha da sıktı. Yumruğu ise ellerini kesecek derecede güçlüydü. Elimi korkarak yumruk yaptığı eline uzattım. Elini tuttuğumda bakışları bana döndü. Siniri yavaş yavaş azalırken yumruğunu sıkmayı bırakmıştı.

"İyi misin?"

Gözlerindeki sinir biraz olsun dinmişti fakat gerginliği hâlâ sürüyordu. Elimi çekecekken izin vermedi ve tutmaya devam etti. Bir bacağını bankın diğer tarafına atarken bana döndü. Telefonunu çoktan bırakmıştı elinden.

"Şimdi daha iyiyim."

Gülümsedim ve aramıza koyduğu ellerimize baktım. Neler olduğunu sormak istiyordum fakat çekiniyordum.

Ben hâlâ ellerimize bakarken onun masadaki telefonu çaldı.

"Bunu açmam gerek güzelim."

Kafamı sallayıp elimi elinden çektim ve ayağa kalktım.

"Mustafa Abinin yanındayım."

Gülümsedim. O da bana gülümsediğinde telefonu açtı.

"Bulamadınız mı hâlâ?"

Ben ilerlerken hâlâ sesi duyuluyordu.

"Hangi şerefsiz verdiyse bulacaksınız onu bana! Siktiğimin şirketine boşuna mı diktim sizi lan!"

Sesi biraz yükselmişti. Sondaki küfürüyle kulaklarımı kapatmak istesem de yapmadım ve Mustafa Abinin yanına gittim.

"Ne oldu?"

KELEŞحيث تعيش القصص. اكتشف الآن