50.BÖLÜM

125 35 31
                                    

Redrum: Biliyorsun ki bu gece son.

Redrum: O yüzden tadını çıkarmaya bak.

Redrum: Yarın büyük gün.

Redrum: Sen hazır mısın?

MahurTaskın: Evet.

Redrum: Çok eğleneceğiz, sevgilim. (;

(Bölüm Şarkısı/1: Dua Lipa - Be The One)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Bölüm Şarkısı/1: Dua Lipa - Be The One)

"Nerede kaldılar? Ya biri onları vurduysa?" Endişeyle dile getirdiğim cümleme karşın Pamir, kahkaha attı. Komik miydi?

"O işler, öyle gündüz vakti insanların ortasında olmuyor, küçük." Evet ama siz bilmesenizde Redrum adında bir düşmanınız var. Aynı zamanda kendisi benimde iş birlikçim. Ve kafadan kontak biri olduğu için sağı solu da belli olmuyor.

"O yüzden mi, gece gündüz demeden her saniye bir cinayet işleniyor? Kaldı ki, sizin bir sürü düşmanınız var ve sizi infaz etmek için an kolluyorlar. Bir dakika! Sen böyle söylediğine göre... Yoksa Jonas'a bir şey oldu da bunu benden mi saklıyorsunuz?" Gözlerim dolu dolu Giray'a baktım. Bugün onlarla olan son günümdü. Bu yüzden gergin, stresli ve telaşlıydım. Sağlıklı dünemediğim gibi davranışlarımda garipti.

"Saçmalama tabi ki öyle bir şey yok. Giray, ne dediğini bilmiyor sadece. O yüzden ben çenesini kırmadan kapatacak. Değil mi, Giray?"

"Evet, Pamirsu."

"Si- sevecem ben şimdi senin belanı da..." Ben, hâlâ endişeli şekilde onlara bakarken onlarda, hâlâ kendi aralarında atışıyorlardı.

"Sakin olur musun, Safir? Gelirler birazdan."

"Umarım." Dudaklarımı büküp Tutku'ya baktığımda gelip bana sarıldı. Ona karşılık verip sıkıca sarıldım. Buna ihtiyacım vardı. Şu an için birine sarılmaya ihtiyacım vardı.

"Hadi bakalım, toparlanın. Doğum günü çocuğu gelir, şimdi."

Bugün Jonas'ın doğum günüydü. Her ne kadar kutlamalardan hoşlanmasa da ona sürpriz yapmak istemiştim. Belki bir daha böyle bir şansımız olmayabilirdi. Çünkü, bu gece ona veda edecektim. Ama gitmeden önce güzel ve mutlu anılar bırakmak istiyordum.

Aklım bir an için 2 gün önceki tartışmamıza gidince burukça gülümsedim. Konuşup sorunu halletmiştik. Hatta, bunu hastanede karnımı kontrol ettirirken gerçekleştirmiştik. Neyse ki hem karnımda bir sorun çıkmamıştı, hem de aramız düzelmişti. Olması gerekende buydu, zaten ama yine de içimde bir yerlerde anlamlandırmadığım bir endişe hissi kendine yer edinmişti. Başımı iki yana sallayıp bu rahatsız edici histen uzaklaşmaya çalıştım. Şu an hiçbir şey moralimi bozmamalıydı.

Jonas ile Martin'in geldiğini belli eden araba sesiyle heyecanla ayağa kalkıp pastayı elime aldığımda Hilde'nin yardımıyla mumları yaktım ve kapının açılmasını bekledim. Çok geçmeden kapı açıldı. Jonas, önde Martin, arkasında içeri girdiler. Jonas, ışıkların açılması için ellerini birbirine vurdu ve aydınlanan oda da bir an da karşısında beni görünce duraksadı.

BİRSAM | YARI TEXTİNGWhere stories live. Discover now