14-✴KALP KIRIKLIĞI✴

25.7K 840 591
                                    

Kalbimde saklı tüm anılardan,
Ben seninkileri topladım, birbirine bağladım.
Yansıyan onları odanın öbür ucunda izledim. Seni acının her patlamasıyla izledim.

BTS ~ Film out~
_________________💦


Ben ne olduğunu bile çözemezken salonda yalnız olan Ali hemen mutfağa girmişti. Ben de hemen arkasından mutfağa girdiğimde Tuğçe'nin sol elinin kan içinde olduğunu gördüm.

"Ne oldu Tuğçe!"

"Elim kesildi! Ahh..!"

Elimdeki sürahiyi masaya bırakıp dolapları arayıp içinden yardım çantasını bulup Ali'ye uzatmıştım.

"Ver elini bana."

Ben tekrar kapının kenarına gidip onları izliyordum. Ali Tuğçe'nin elini yavaşça elleri arasına alıp yarasına bakıyordu.

"Fena kesmişsin Tuğçe"

"Bilmiyorum makinaya yerleştirirken bıçak elimi kesti."

"Tamam dur saracağım çok
acıyor mu?"

"Evet acıyor..."

Ali yardım çantasından çıkardığı pamuğa tendüriyot sürmüş avucunu temizliyordu.

Nedensizce gözlerim dolmuştu. Bana yardım ederkenki davranışlarını bu kez Tuğçe'ye gösteriyordu. Ama... Ama ben onun bana karşı bir şey hissettiğini düşündüğüm için bu kadar hassas davrandığını sanıyordum.

Meğersem sadece bana değil herkese takındığı davranışlarındanmış. Gözlerimin dolması yerini yanaklarımdan usul usul akan damlalara bırakmıştı. Ali Tuğçe'nin ellerini sargı beziyle sarmış gözlerinin içine bakıyordu. Hem de beni her gördüğünde parıldayan mavilikleriyle...

Ali'nin elleri usulca Tuğçe'nin çenesini tutup yaşlı gözlerini kendine çevirmişti.

"İyi olacaksın ağlama artık Tuğçe"

Başını usulca sallayıp gözlerini bir an bana çevirmiş ardından bakışlarını Ali'nin gözlerine dikmişti. Ali çenesindeki elini yukarı ilerletip baş parmağıyla Tuğçe'nin gözyaşlarını silmişti.

Daha fazla bu hallerini görmeye dayanamadım. Ali'nin Tuğçe'ye her dokunuşunda kalbime kesikler atılıyordu. Kalbim kırılmıştı. Bazı şeyleri kendimce kabullenmiştim. Hata etmişim. Yanlış düşüncelerle aklımı bulandırmış, Ali'nin bana karşı duygular beslediğini sanarak kendimi buna inandırmıştım.

Arkamı dönüp kendimi mutfaktan hızla dışarı atmıştım. Arka tarafa doğru yürürken gözyaşlarımı elimin tersiyle ne kadar silersem sileyim her defasında yenileri ekleniyordu.

Hava almaya ihtiyacım vardı. Ali'nin Tuğçe'nin elini tutuşu aklıma geldikçe nefesim kesiliyor boğuluyormuşum gibi hissediyordum.

Arka kapıya gelip kapıyı açarak dışarı çıktım. Her zaman burada olan koruma şu an ortalıkta görünmüyor, diğer taraftaki korumalarda bu tarafa değil ters yöne bakıyorlardı. Gidip izin almak istemedim. Malum şuan Ali'nin Tuğçe'nin eline derman olması gerekiyordu.

Kafama esen sinirle sessiz adımlarla ormana doğru koşmuştum. Çok uzağa gitmesemde biraz karanlıkta dolaşmak iyi gelirdi. Eskiden Bar da çalıştığım zamanlar mesai bitiminde taksiye binmez yürüyerek giderdim. gece dışarıda yürümeyi çok severdim. Uzun zamandır bunu yapmamıştım.

Ben hep gecenin ayrı bir havası ve huzurunun olduğunu düşünürdüm. Temiz hava bana iyi gelir rahatlamamı sağlardı.

Durmaksızın koşarken eskiden olduğu gibi kendimi özgür hissediyor, beni durduracak kimsenin olmayışıyla istediğim her yere gidecek kadar özgürdüm. Beni ağaç ve çalılıklardan başka durduracak hiçbir şey yoktu. Koştum... koştum...

TUTSAK  Where stories live. Discover now