55-Özel Bölüm Part-5 🦋 Belirliliğin belirsizliği 🦋

2.3K 93 14
                                    


Kalbim senin için sonsuza kadar tutkuyla atıyor.

~Hidden Love~

Aylar, yıllar birbirini kovalıyordu...

İlk kez Anne olma duygusunu tatmamın üzerinden biraz zaman geçmişti. Ama hislerim hala aynı şekilde devam ediyordu. Mutluydum. Annelik duygusu, çocuğuma bakabilmek, onu çok sevmek, her güne yeni bir umut ve sevinçle uyanmamı sağlıyordu. Oğlumun büyümesiyle zamanın ne kadar hızlı olduğunu daha iyi anlamıştım.

Gözlerimin önünde, zamana karşı her gün büyüyor, yüzü değişiyordu. İlk zamanlar bana benzerken şimdi ise Babasının kopyası olmuştu. Dokuz ay boyunca benim karnımda büyümesine rağmen ona benzemesine biraz içerlemiştim.

Bana benzemesi gerekiyordu. Ali'ye değil. Ama olan olmuştu. Bunu kabullenmem gerekiyordu. Bu durumu Ali'ye söylemekten de geri kalmıyordum. O ise bunu dert etmeme gerek olmadığını yeniden hamile kaldığında bu kez de bir kız çocuğu olursa kesinlikle bana benzeyeceğini söyleyerek, tekrardan hamile kalmam için beni kışkırtıyordu.

Onun sözlerine kanmamaya çalışıyordum. Ama etkisine kolayca kapılan biri olduğum için bu pekte mümkün görünmüyordu. Bu düşüncelerim arasında yüzüme küçük bir tebessüm koyarken, kapı pervazına yaslandım. Gökyüzü güneşin yavaş yavaş batmasıyla kararırken Ali peşinden koştuğu Yağız'ı yakalamaya çalışıyordu. İstese iki saniyede onu yakalayabilirdi. Ama oğlunun kahkalarını duymaya devam etmek istercesine bu oyunu devam ettiriyordu.

Oldukça büyük bahçede her iki yana doğu koşup duruyorlardı. Ali, 6 yaşını bitirmesine az kalan Yağız'ın gücünün tükenmeye başladığını fark ettiğinde yavaşça duraksadı. Ve kenarda, yerde duran topa ilerledi. Topu eline alırken, hala koşmakta olan Yağız'a baktı.

"Yağız!" Ali ona seslenirken elindeki topu ellerinde çevirip, onun dikkatini çekmeye çalıştı. Bunu gören Yağız olduğu yerde durup babasına baktı. Babasının elindeki topu gördüğü an bağırdı;

"Topu istiyorum. Baba onu bana at!"

"Gelip kendin almayı denemelisin." Ona hafifçe sırıtırken geri doğru ilerlemesiyle Yağız topu almak için ona koştu. İkisi beraber çok eğlenirken ben uzaktan keyifle onları izliyordum. Onların bu anlarını unutmamak istercesine zihnime kaydediyordum. Onları izlemeye dalmışken aniden omuzlarıma sarılan ellerle irkildim.

"Yenge burada ne yapıyorsun?"

Barış'ın sesiyle yüzümü ona çevirdim.

"İki yaramaza bakıyorum." Barış bu dediğimle kıkırdarken tekrar konuştu;

"Yukarıda neler olduğunu bir bilsen burada durmaz oraya koşarsın."

"Ne diyorsun Barış? Dökül artık."

Yönümü ona doğru çevirdim. Elleri omuzlarımdan ayrılırken sorgulu bakışlarımı ona diktim.

"Yavuz abim Yağız'ın yeni odasında bir şeyler yapıyor." Son söylediğiyle harekete geçtim. Kolumla onu yana ilerlerken hızlı adımlarla merdivenlere ilerledim. Yavuz'un odada ne yaptığını merak etmiştim. Defalarca kez odasını ben düzenleyeceğime dair ikaz da bulunmuştum. Kendi başına hareket etmekten geri kalmamıştı.

Merdivenlerden hızlıca çıkarken koridorda ilerlerken ona karşı söyleyeceğim sözleri aklımda dolandırıyordum. Yağız'ın odasına gelip hızla kapıyı açtığımda gördüklerimle olduğum yerde kalakaldım. Yerde yuvarlak kabın içerisinde, renkli boyalar koyulmuş malzemelerle doluydu. Kapıyı açmamla dikkati dağılan Yavuz'un bakışları beni buldu.

TUTSAK  Where stories live. Discover now