25-✴Seni Seviyorum✴

18.3K 548 245
                                    

Ben maviyim ve yüreğimde senin gökyüzünü taşıyorum.

~Murat Ali Ersan~

___________________💦

"Bu ilişkinin tek taraflı olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Bana karşı hislerin var mı Efsun?"

Ne demeliydim? Kendime bile zor itiraf edebilmişken sana söyleyecek cesareti nerden bulabilirdimki
Ali maviliklerini gözlerimden ayırmıyor ağzımdan çıkacak cümleyi merak ediyor olmalıydı. Ama ben söylemeye hazır değilim. Onun bana söylemekte zorlandığı 'Seni seviyorum.' Cümlesini söylemeye cesareti olmadığı gibi, ben de bu konuda güçlük çekiyordum. Sadece 'Evet' diyerek kabul ettiğimi söylesem anlar mıydı?

Ali yaslandığı masadan geri çekilip, geriye yaslanırken ümitle dolu olan bakışları, şimdi bana umutsuzca bakıyordu.

"Efsun bana karşı hislerin yoksa rahatlıkla söyleyebilirsin. Çünkü kendimi sana zorla sevdiremem. Ama enazından bana bir şans ver. Biliyorum bugüne kadar sana düzgün davranamadım. Benim yüzümden iki kez gözlerinin önünde birilerini öldürdüğüme şahit oldun. Biliyorum bunu sana unutturamam. Ama enazından beni hayatın boyunca böyle bilme. Ben sevdiklerime karşı kötü biri değilim."

"Ali..."

"Beni dinle Efsun. Ben hayatım boyunca çoğu çocuk gibi mutlu, huzurlu bir ailenin yanında yaşamadım. Bu yüzden sevmeyide, sevilmektende pek anlamam ama iyi davranabilirim. Sen de beni sana çeken bir şey var. Seni görmeden duramıyorum. Sürekli aklımdasın.
İyi misin değil misin diye düşünüp, dururken işlerimede odaklanamıyorum."

Ali susup bir müddet gözlerime bakarak öylece durdu. Konuşmakta zorlanıyor gibiydi. Öyleki masada olan sağ elinin yumruk olup sıktığını farkettim.

"Beni endişlendiren bu hislerimi ölen kız kardeşime karşı hissediyordum. Ona karşı çok korumacı davranır, içtiği suya kadar dikkat ederek bakardım. Uzun zamandır hissetmediğim bu hisleri sen karşıma çıktığın andan itibaren hissediyorum Efsun."

Ali kardeşinden bahsederken mavilikleri sulanmış halde gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Onun daha önce bu halini hiç görememiştim. Ali'yi tanıdığımdan itibaren onun hep sert, kaba, korumacı davranışlarına maruz kalmıştım. Ama şimdi onun maviliklerini, gözleri dolduğu için parladığını görmek beni afallatmıştı.

"Kardeşime verdiğim değeri ise şimdide sana göstermek için çabalıyorum. Bu yüzden senden bir şans istiyorum."

Aslında Ali ilk zamanlardaki gibi değildi. Çok değiştiği gün gibi ortadaydı. Eski kaba, hırçın tavrının aksine daha ılımlı, söyleyeceği sözleri söylemeden önce düşünüp, tartığını gözlerinde görebiliyordum.

Ve bana ilk kez cesaret gösterip kendisi hakkındaki bazı bilgileri açıklamıştı. Ali gibi kapalı kutu bir adamın, o bunu yapması bir mucize değildi de neydi. Ben de cesaret edip söyleyeceğim ama her şeyden önce bilmem gereken bir konu vardı. Bunun cevabını aldığımda ona ancak o zaman kararımı söyleyebilirdim.

"Ali bu sorumun cevabını aldıktan sonra sana kararımı söyleyeceğim."

Ali beni dikkatle dinlerken yaslandığı sandalyeden doğrulduğunda sipariş ettiğimiz yemekleri garson yemek arabasıyla gelip önümüze koyarken gitmelerini bekledik. Garsonlar getirdiği yemek arabasından kalan atışmalık yemekleride masaya koyup uzaklaşırken bakışlarım bizden uzaklaşan garsondan Ali'ye çevrildi.

Ali önünde duran sıcak üzerinde dumanı tüten yemeğini es geçip maviliklerini bana dikti. Daha fazla beklemeden sormak istediğimi soruyu sordum.

TUTSAK  Kde žijí příběhy. Začni objevovat