40-✴HATA✴

9.4K 329 297
                                    

Bu şarkıyı bölüm bitene kadar tekrar tekrar açıp dinleyin istiyorum.🌟
Bol bol yorum yapın lütfen🌟

Farketmeden o gün son kez bakmışım yüzüne.
_________________💦

Başıma acı veren küçük bir sızı gözlerimi açmamda beni zorluyordu. Bedenim yorgun, parmaklarımı bile kıpırdatamayacak kadar güçsüzdüm. Başımdaki sızıya rağmen gözlerimi zorlukla biraz olsun açtığımda gördüğüm tek şey karanlıktı. Gözlerim karanlıktan başka hiçbir şey görmüyordu. Ellerimi hareket ettirmek istedim ama yapamadım. Ellerimi sıkıca tutan bir şey ellerime ulaşmama izin vermiyordu.

Zorlukla başımı hafiften kaldırıp ne durumda olduğumu anlamaya çalıştım. Sandalyede oturduğumu farkedip kalkmak istedim ama yapamadım. Ayaklarımın ve ellerimin sandalyeye bağlı olmasından olduğum yere daha kalkamadan oturmak durumunda kaldım. Neredeydim ben, burada ne işim vardı? En son kaza yaptığımızı ve son gördüğüm kişinin Serhat olduğunu hatırlıyorum. Serhat beni eve götürmek yerine neden buraya getirmişti. Hem de bu şekilde?

Derin bir alıp verirken kendime gelmeye çalışıyordum. Başımdaki ağrı beni bir hayli zorluyordu. Kafamı toparlayamıyor başımı dik durdurmakta bile güçlük çekiyordum. Kaşımın sağ tarafında anlayamadığım bir ıslaklık hissediyorum. Karanlığın içerisinde hem göremiyor hem de kıpırdayamıyordum. Sakince bekledim. Bekleyip kendime gelmek isteyerek öylece çektiğim ağrılara rağmen bekledim.

Kısa bi süre sonra ön tarafımda duyduğum anahtar sesinin hemen ardından kapı açılma sesini duyup başımı kaldırıp oraya baktım. Aniden açılan ışık yüzünden uzun süre karanlığa maruz kalmış gözlerim acıyınca gözlerimi kapatıp başımı öne doğru eğdim. Yanıma yaklaşan adım seslerini duyuyordum ama gözlerimi açıpta kim olduğuna bakamadım.

Ayak sesi hemen önümde durduğunda kim olduğunu merak ederek konuşmasını bekledim. Önümde duran kimse ses çıkarmayıp bana doğru eğildiğinde sol kulağımın hemen yanında nefesini hissettim.

"Efsun" diyerek fısıldadığında irkilip kendimi geriye doğru yasladım. Kalın ve tok bir erkeğin sesiydi bu ses Baran'a aitti. Gözlerimi hafifçe açarak ışığa alışmasını bekledim.

"Benden ne istiyorsun? bırak beni!" Başımı yukarı doğru kaldırdım ama ışıktan dolayı gözlerimi tam açamadım. Öyleki Baran'nın yüzüne dahi bakamıyordum.

"Sen istedin diye seni bırakacağımı mı sanıyorsun? Bu mümkün değil." Az da olsa ışığa alışan gözlerimi Baran'a diktim. Okyanus mavisi gözleri dik dik bana bakıyordu. Önümde ayakta durmuş güç ve cesaretini bakışlarından görebiliyordum. Beni koayca bırakmayacağı kesindi. Bana napacaktı?

"Derdin ne senin? Ali ile olan sorunun yüzünden benim suçum ne?" Dediğimde ukala bir şekilde sırıttı. Ardından arkasını dönerek ileride sol tarafta ormanlık alanı gösteren, kapalı pencereye ilerledi. Nerede olduğumu anlamak adına etrafa baktığımda her taraf beyaz renginde ben ve Baran'dan başka hiç bir şey yoktu. Üzerimi süzdüğümde ayaklarımın açık kahverengi renginde kalın bir iple bağlı olduğunu gördüm.

Ellerimi oynattığımda rahat hareket ettiremediğimde anladımki elleriminde ayaklarımdan bir farkı yoktu. sandalyenin arka tarafında bağlanmış haldeydi. Gözlerim pencerenin orada bana dönük bir şekilde pencereye yaslanan Baran'ı buldu. Gözleri bi an olsun üzerimden ayrılmazken onun bu hali beni tedirgin ediyordu. Bana ne yapacağı hakkında herhangi bir fikrim yoktu. Çaresizce olduğum yerde durmaktan başka hiçbir şey yapamazdım.

"Ali'den intikam almamın yolu senden geçiyor Efsun. Sen ne kadar zarar görürsen Ali'nin de o kadar canı yanar ve benim istediğimde bu."

"Suçsuz yere bana zarar veremezsin buna her ne olursa olsun hakkın yok!" Diye sinirle söylendim.

TUTSAK  Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ