"We Are Here."

256 45 8
                                    

Böyle bir yer yazdığım için hepinizden özür diliyorum. Uzatmadım, daha uzundu...
Bunu kendime de yapamadım zaten. Ben bile katlanamadım ve sildim. O yüzden uyarı veriyorum, böyle bir konuyu(anlayın dilim varmıyor) okumak istemeyen geçmişi atlasın.
!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

14 Şubat 2018

Harry, gözünün altındaki şişliğin hala inmediğini görünce aynadaki solgun yüzüne memnuyetsizce baktı. Kendi yüzünü görmek istemiyordu. Patlamış kaşı, boynuna doğru gelen anahtarla yapılmış çizik, burnunu kanatan yara ve çenesindeki morluk bedenindeki bir çok yaradan sadece birazıydı. Bir önceki şenlik yarışmasını kazanamaması kötü patlamıştı. Elini pis musluğun altında ıslatıp yavaş yavaş yüzündeki kuruyan kan lekelerini yıkamaya başladı. Yüzünden akan kırmızıya bürünmüş suya biraz da gözyaşları karıştı. Çoğundan kurtulduktan sonra üzerindeki gri tişörte sildi yüzünü. Liam gelecekti. Acele etmeliydi.

Bugün, yılın en sevdiği günlerinden biriydi çünkü Liam ve Niall'ın çalıştığı işçi kurumu bazı günlerde onlara izin veriyordu. Harry de ikisiyle vakit geçirebiliyordu. Niall'ın onu evden kaçıp yanlarına gelmesi konusunda darlaması dışında güzel vakit geçiriyorlardı. Ama Niall anlamıyordu. Chad'in ne tür insanları idare ettiğini istese polislerden bile kurtulabildiğini anlamıyordu. Kaçıp yanlarına gitmesi demek ikisini de pisliğin içine çekmek demekti. Chad durmazdı, olur da kaçarsa durmayacaktı.

Lekeli aynada morarıp solmuş yüzünü izledi bir süre iç çekerek. Hayatı Chad'in zevkleri, kumarları ve bilincinin olmadığı sırada Harry'ye yaptıklarıyla geçiyordu. Acıdı, aynadaki zavallıya. Kemikleri kırılacak gibi dövülürken sesi çıkmayana acıdı. Saçları yolunurken, gözleri acıyla yumulurken, açlıktan bayılırken ağzını bile açamayana acıdı. İnsanlar, sokakta gördükleri kirli saçlı, kirli kıyafetli kıvırcık bir çocuğa acırken Harry o zavallının ezik ruhuna acıdı. Bildikleri kursağına tane tane diziliyordu. Biliyordu, yapamazdı. Biliyordu, acınasıydı. Ve biliyordu, kurtuluşu yoktu, o yalnızdı. Bildiği her şey sert bir yutkunmayla akın etti bütün bedenine. Yuttu Harry, her şeyi bütün kederiyle. Sustu insanlar, kör oldu insanlar, sağır kılındı insanlar. Ardından bir süre sonra bile vicdanını duyamadı insanların, öksüz sokaklar. Bir bir kaderine yazıldı kimsesizlerin bu dünyadaki bütün yalnızlıklar.

Gözlerinden süzülen birkaç damlayı sildi elinin tersiyle. Vicdanlarının üzerine ışıkları kapatan insanları o aydınlatamazdı. Karanlıktan çıkamıyorken başkalarının karanlığına ne ışık ne de daha koyu siyahı katamazdı. Yalnızdı. Her gün defalarca söylüyordu bunu kendine. Söylüyordu ki içindeki en ufak şeye umut bağlamaya hazır yer unutmasın. Söylüyordu ki azıcık umuda kanmasın, canı yanmasın. Ancak çok geçti. Bütün çabalarına rağmen onunla beraber bir daha umut etmişti. Anwer'ı tanımak Harry'nin hayatını tümüyle yıkıp yeniden inşa etmişti.

Yüzünü kurulayıp çıktı iğrenç kokan banyodan. Birazdan Liam gelirdi. Pamuk şeker alacağına söz vermişti. Zaten Niall ve Liam, Harry'ye her buluşmalarında pamuk şeker alırlardı. Ağzını yüzünü pembe şekere bulayan kıvırcığı gülerek izlerlerdi. Kazandıkları üç kuruşla tek göz oda yıkıldı yıkılacak evlerinin kirasını, karınlarını doyuracak yemeğin parasını anca çıkarırlardı ikisi. Yine de Harry'ye her defasında pamuk şeker alırlardı mutlaka. Üçünün en olası şekilde güldükleri tek sebep olurdu pamuk şeker. Harry, dudaklarını sadece kıvırabilir, Liam kıkırdar,Niall ağzını doldura doldura gülerdi. Üçüne birer pamuk şeler mutlu olmak için yeterdi.

Harry, Chad'in haftalardır yok olmasına şükrederek Liam ve Niall'ı beklmeye başladı. Nelson görmesin diye pencereden kaçacaktı. Sonra kapı çaldı. Harry, duraksayıp tüyleri diken diken olarak kapıya baktı. Chad gelmiş olamazdı. Daha aylar boyu ortalıkta olmaması gerekirdi. Kimdi bu gelen? Nelson kontrole mi gelmişti yoksa?
Korkak bir merakla kapıyı açtığında gördü Anwer'ı. Yüzü önce şaşıp kalsa da yavaş yavaş kıvrıldı hafiften dudakları.

Ice Angel-LSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin