☦︎︎6☦︎︎

1K 108 50
                                    


"Namjoon. Yapma." Kıkırtılarım arasında Namjoon'u kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum. Evlendiğimizden beri istisnasız her sabah beni kokusu ile mühürlüyordu ve bunu biraz oyalanarak yaptığı için gıdıklanıyor ve gülerek uyanıyordum.

Son üç haftamı sorunsuz geçirmiştim. "Neyi yapmayayım Hoseok." Boynumdan uzaklaşıp gözlerime baktı. Sağ elimi ensesinde ki saçlara atıp oynamaya başladım ve "Burnunla beni gıdıklamayı." Namjoon da kıkırdayıp "Sadece eşimi mühürlüyorum bebeğim." Dedi.

Burnunu burnuma sürtüp anlıma bir öpücük kondurdu ve yavaşça doğruldu "Hadi kalk da kahvaltı yapalım." Dedi. Saate bakıp "İşe gitmeyecek misin?" Diye sordum. Geç kalacaktı. "Imm hayır." Diye mırıldandı. Yataktan çıkıp banyoya giden Namjoon'un peşine takıldım ve "Neden ki? Bir problem mi var?" Dedim. Musluğu açıp yüzünü yıkadıktan sonra tezgaha yaslandı. "Önemli bir toplantım olmadığı için gitmeme kararı aldım." Dedi. Eline diş fırçasını alıp üstüne macununu sıktıktan sonra bana göz kırparak "Balayımızdan beri yoğundum." Dedi.

Yanına gidip omzuna hafifçe vurmuş ve "Yapma şöyle." Demiştim. Kıkırdayıp sol eliyle belimden sarılmış ve köpüklü ağzı ile yanağımı öpmüştü. Eline vurup "Kim Namjoon!" Demiştim. Sadece gülmekle yetinmişti.

"Haftaya olan kontrolün hangi gün?" Diş fırçamı elime alıp dalgınca düşünmeye başladım. Salı mıydı? Perşembe mi? Kaşlarımı çatıp "Emin değilim." Dedim. Fırçayı dişlerime dayayıp fırçalamaya başladım. Namjoon çenesini omzuma yaslarken aynadan bana baktı. "Unuttun mu?" Dedi sakince. Ona sinirle bakıp fırçayı uzaklaştırdım ve "Ne münasebet canım!" Diye çıkıştım.

Gülüp "Normal bir şey bu bebeğim." Dedi. Derin bir nefes alıp "Tomurcuğun kontrolünü unutamam Namu." Dedim elim karnıma giderken. Büyümeye başlamıştı. Çok büyük değildi ama belli oluyordu. Tomurcuğun kontrolünü unutamazdım. Unutmazdım. "Yeni uyandım diye aklım karıştı sadece." Diye mırıldandım. Namjoon benden uzaklaşıp "Evet bebeğim." Dedi. Ağzını çalkalayıp doğruldu aynadan gözlerimin içine bakıp "Sadece yeni uyandığın için kafan karıştı." Dedi.

Bende ağzımı çalkalayıp doğruldum ve beni izleyen Namjoon'a döndüm. "Ne?" Gülüp belimden kavradı ve boynuma burnunu sürttü. "Kendine gelince kontrol gününü söylemeyi unutma." Diye mırıldandı. Mırıltılarım ile onu onaylamakla yetindim sadece. Namjoon ise geri çekilip "Duşa gireceğim. Benimle gelmek ister misin?" Diyerek göz kırpmıştı.

Omzuna bir şaplak atıp geri çekilmiş ve "Namjoon!" Demiştim. Kıkırdayıp göz kırpmıştı bana sadece. Gülerek banyodan çıkmış ve giyinme odasına yönelmiştim. O sırada su sesi de gelmeye başlamıştı. Rahat bir tişört ve pantolon takımı giymiş uzamış kızıl saçlarımı gözümün önünden çekmek için bandanalarımdan birini takmış ardından odadan çıkmıştım. Hala banyoda olan Namjoon'a "Ben aşağı iniyorum." Diye seslenmiştim.

"Tamam bende birazdan geliyorum." Diyen su sesine karışmakta olan sesini duymuş ve odadan çıkmıştım. Yavaş adımlarla merdivenleri inmiş ve mutfağa yönelmiştim. Nona kahvaltı hazırlıyordu gülümseyerek "Yardım edeyim mi?" Diye sordum. Kocaman gülümsemesi ile "Gerek yok oğlum sen bahçeye geç yeter." Demişti. Bu sabah kahvaltı bahçede yapılacaktı anlaşılan. Gülümseyerek mutfak kapısından bahçeye çıkmıştım bende.

Kimseye ayak bağı olmak istemiyordum. İlk haftalar bu konuda çok çekişmeli geçse de artık ne denirse onu yapıyordum. Daha az sorun çıkıyordu böyle. Bahçedeki küçük salıncağa doğru gitmiş ve ona oturarak hafifçe sallanmaya başlamıştım. Kuş sesleri ve güneşin vuruşu ile yeşillik dolu olan arka bahçe muhteşem görünüyordu. Kim malikanesinin muhteşem arka bahçesiydi nede olsa burası.

EMBARAZADA DE AMOR / OMEGAVERSE NAMSEOKWo Geschichten leben. Entdecke jetzt