☦︎︎7☦︎︎

987 103 83
                                    


Bu gün kontrolümüz vardı bu nedenle erken kalkmıştım. Namjoon'u dürtüp "Kontrole gitmeliyiz." demiştim. "Namjoon." dürtüklemem ile uyanınca "Hmm" diye mırıldanmıştı sadece "Hadi ama tomurcuğun kontrolü var." "O bu gün müydü?" diye sorunca uykulu sesi ile saçlarını geriye doğru elimle taradım ve "Evet bu gün Salı. Kontrol günü." dedim.

Namjoon benden tarafa dönüp gülümsedi. "Kalkmalıyız o zaman." Yavaşça gülümseyip tekrarladım onu "Kalkmalıyız evet." Anlıma bir öpücük kondurup doğruldu. "Kalktım." Diyerek banyoya yöneldi. Giyinme odasına geçip bol bir tişört ve rahat bir eşofman geçirdim üzerime.

Namjoon da giyinme odasına gelip tişört pantolon ikilisini giyindi. Odadan Woojin'in bana aldığı pandayı kucakladım ve "Hazırız." Dedim Namjoon'a doğru. Gülümseyip "Çıkalım o zaman." Dedi.

Arabaya ilerlerken belimden tutmuştu. Kucağımdaki pandaya daha sıkı sarılıp yutkundum. Bazen üç kişilik bir evlilik yapmışım gibi geliyordu.

Wojin sanki hala buradaydı ve ben Namjoon'u ona kuma getirmiş gibi hissetmekten alı koyamıyordum kendimi. Arabaya bindiğimizde Namjoon benim emniyet kemerimi takmış ve saçlarımı okşamıştı. Arabayı çalıştırıp yola koyulduğunda ise sessiz ortamı dağıtmak için radyoyu açmıştı.

Radyoda Woojin ile şarkımız çıkmıştı. Kucağımdaki pandaya yüzümü gömüp "Buradasın biliyorum." Diye mırıldandım. Woojin buradaydı. Yanı başımda Namjoon ile olan evliliğimi izliyordu. Bu düşünce beni yıktı. Sevgilimin üstüne gül koklamıştım ve bu büyük bir vicdan azabı çekmeme neden oluyordu.

Namjoon'a da iyi bir eş olamamış ve görevlerimi yerine getirememiştim. Beni mühürlememişti bile. Kim bilir camiada arkasından neler neler diyorlardı. Onu benim mühürlemiş olduğum gerçeği ise beni utandırdı. Ben onun mührünü taşımazken Namjoon gururla benim mührümü taşıyor hatta sergiliyordu.

Bu beni utandırmıştı aniden. Kızardığımı hissediyordum. "Hoseok." Namjoon'un sesi ile hızla başımı gömdüğüm yerden kaldırmış ve ona bakmışrım. Kaşlarını çatıp elini anlıma koymuş ve "İyi misin? Ateşin mi var acaba? Niye kızardın?" Demişti endişe ile. Kısık bir sesle mırıldanmıştım "Hayır sadece..." bana anlamaz bakışlar atıp "Sadece ne Hoseok?" "Sadece biraz utandım." Mırıltım onu şaşırtmış olmalı ki bana anlamsız gözlerle bakıp "Niye utandın?" Diye sordu.

Derin bir nefes alıp gözlerimi yumdum ve tek nefeste konuştum "Çünkü sen benim mührümü gururla taşırken, ben senin mührüne bile sahip değilim. Sadece beni işaretlemek sana yetmiyordur ve camiada arkandan bir sürü dedikodu yapıyorlar tek suçlusuda benim."

Bir müddet Namjoondan ses gelmeyince gözlerimi yavaşça açıp ona baktım. Çatık kaşları ile beni inceliyordu. "Hoseok bu konuyu hallettik sanıyordum?" Dedi sakince. Yutkunup "Evet ama elimde değil. Aklıma gelip duruyor." Derin bir iç çekip elimi kavramıştı "Bak Hoseok sen hamile ve alfasını yeni kaybetmiş hala aşık bir omegasın. Bende sana ve kurduna saygı duyduğum için en azından tomurcuğun doğumuna kadar seni sadece işaretlemekle yetinebileceğimi söylüyorum. Tomurcuk doğduktan sonra seni mühürleyeceğim ve camiadaki dedikodular duracak. Tamamen kesilmeyecek asla ama bir nebzede olsun azalacak. Kendine bunu dert edinme lütfen. Şu anlık önceliğimiz tomurcuğun sağlığı bir ısırık izi değil. Parmağında benim yüzüğümü taşıdığın müddetçe mührünün olup olmamasının pek bir önemi yok." Derin bir nefes alıp kavradığı elimi öpmüş ve "Anladın mı?" Demişti.

Başımı aşağı yukarı sallayarak "Anladım." Demekle yetinmiştim. Gülümseyerek "Güzel şimdi arabadan inelimde tomurcuğun kontrolüne gidelim." Demişti. Zaman geçtikçe Namjoon'a hayran oluyordum adeta. Arabadan yavaşça inip Namjoon'un bana uzattığı koluna girdim. Yavaş adımlarla hastaneye ilerledik.

EMBARAZADA DE AMOR / OMEGAVERSE NAMSEOKWhere stories live. Discover now