☦︎ 9 ☦︎

872 104 33
                                    


Aradan bir kaç gün geçmesine rağmen Namjoon hala beni mühürlemeden çıkıyordu evden. Bu beni huzursuz hissettirdi. Neden böyle yapıyordu ki? Bir yanlışım mı olmuştu acaba? Yalnız yatağımda tavanı izlerken düşündüklerim bunlardı. Namjoon'un davranışları.

Derin bir iç çekip kalktım yatağımdan. Pijamalarımı değiştirme gereği duymadan indim mutfağa. Yura şaşkınca bana bakıp "Hoseok?" Diye sordu. "Yok bir şey." Diyerek dolaptan süt çıkarttım ve cezveye koyup ısınması için ocağı yaktım. Büyük bir bardak çıkartıp içine bir kaşık bal attım ve kaynayan sütü de ekleyip güzelce karıştırdım.

Pek iştahım yoktu ama tomurcuğun sağlığı için bir şeyler yiyip içmeye zorluyordum kendimi. Odama geri çıkıp yatağa oturdum ve camdan dışarı bakarak yavaş yavaş içtim sütümü.

Bir süre sonra kapım çalmıştı. "Gir." komutumdan sonra Tae'nin kafası göründü açılan kapıdan. "Müsait misin? Geleyim mi?" Gözlerimi yavaşça açıp kapattım ve "Gel." Dedim.

Usulca içeri girip arkadan kapıyı kapattı. Yavaşça yanıma gelip oturdu ve bir süre beni izledi. "Neyin var Hoseok?" Omuz silkmek ile yetindim sadece. Namjoon'un bana olan tutumunu Tae'ye anlatmak istemedim.

"Hoseok son bir kaç gündür iyi değilsin lütfen bana sebebini söyle. Abimin de gıkı çıkmıyor. Kavga mı ettiniz?" Tutamadım kendimi. "Kavga edecek kadar muhabbetimiz yok Tae korkma!" İğneleyici ses tonum şaşırtmıştı onu. Şaşkınca "Nasıl yani?" Dedi.

Gözlerimin dolmasını engelleyemeden "Bilmiyorum. Yüzüme dahi bakmıyor kaç gündür." Dedim. Sesim titremişti. Tae şaşkın bakışlarının ardından elimdeki bardağı komodine koyup sarıldı bana.

Sırtımı sıvazlarken "İş yerinde bir sorun olmuştur?" Dedi beni rahatlatmaya çalışırken. Göz yaşlarıma hakim olamayıp "Beni mühürlemiyor bile!" Dedim. Kırılgan sesim ve göz yaşlarım Tae'yi sinirlendirmiş olacak ki "Soracağım ben ona sen hiç merak etme." Burnumu çekip Tae'nin kollarından ayrıldım.

"Beni artık istemediğini söylesin diye mi. Gerek yok." Tae kaşlarını çatıp "saçmalama istersen Hoseok." Demişti. Omuz silkip göz yaşlarımı sildim. "Her gün beni kokusuyla mühürleyen adam kaç gündür yüzüme dahi bakmıyor. Başka açıklaması olmaz." Dedim.

Sesimin titremesine engel olmayarak ekledim. "Artık merhemim olmak istemiyor..." sona doğru kısılmıştı sesim. Tae iç çekip "Başka bir şey vardır muhakkak." Dedi. Omuz silkip yatağa uzandım. "Uyumak itiyorum." Dedim sadece.

Tae bir nefes verip "Tamam uyu o zaman sen." Dedi ve odadan yavaşça çıktı. Tae odadan çıkınca tekrar akmaya başladı yaşlarım. Woojin bile benden gitmişti Namjoon'un kalmasını beklemem aptallıktan başka bir şey değildi. Kesin benden daha güzel ve başkasından hamile olmayan bir omega bulmuştu.

Benimle evlendiği için pişmandı işte. Tomurcuğa bakamayacağını anlamıştı ve beni terk edecekti. Göz yaşlarımın arasında düşüncelerimden kaçmak için yumdum gözlerimi. Uyumak en güzel kaçışımdı şu anlık.

"Hoseok." Saçlarımın okşanması ile göz yaşları içerisinde kapattığım gözlerimi araladım. Namjoon saçlarımı okşuyor ve üzgünce bana bakıyordu. Rüya olmasını diledim. Beni terk edeceğini söyleyecekti ve ben bunu istemiyordum.

"Hayır." Dedim titreyen sesimle. Namjoon yatakta doğrulmamı sağlayıp ellerimi avuçları arasına aldı.

"Hoseok ben üzgünüm. Gerçekten fark et-" "Hayır, hayır, hayır. İstemiyorum." "Hoseok konuşmamız lazım lütfen böyle yapma." "İstemiyorum!" "Hoseok neolur dinle bir beni."

Kendimi tutamadım ve göz yaşları içerisinde "Hayır beni terk etmeni duymak istemiyorum!" Diye bağırdım. Şaşkınca bana bakan Namjoon derin bir iç çekti ve bir elini yüzüme yasladı.

EMBARAZADA DE AMOR / OMEGAVERSE NAMSEOKWhere stories live. Discover now