☦︎ 8 ☦︎

912 98 52
                                    


Geçirdiğim küçük çaplı bir ağlama krizinden sonra yine bahçedeydik. Ellerimizde kahvelerimiz, bahçenin huzurlu sessizliğini dinliyorduk. Başım Namjoon'un omzundayken, hafif sallanan salıncakta oturuyorduk. Üstümüzde kırmızı bir pike vardı. Akşam ayazından koruyordu bizi.

Namjoon kahvesinden son yudumlarınıda alarak bana doğru fısıldadı "Odaya çıkabiliriz uykun geldiyse?" Sorar tonda konuşmuştu. Uykum var denemezdi ama yokta sayılmazdı bu yüzden "Fark etmez." Dedim. Elimi kavrayıp beni ayağa kaldırdı. "İyi geceler. Biz uyumaya gidiyoruz." Dedi ev halkına doğru. İyi geceler dileklerini onlarda sununca odamıza geçtik. Direkt banyoya soktu Namjoon bizi.

Ona anlamazca bakarken "O kadar ağladın sıcak bir duşa ihtiyacın var. Tüm vücudun kasıldı." Kafamla onayladım onu. Tişörtümün eteklerini tutup yukarıya doğru çekince kolaylık olsun diye kollarımı kaldırdım. Bir çırpıda tişörtümü çıkartıp kirli sepetine attı. Eşofmanımı da çıkarttı. Kendide aynı şekilde soyunup sadece iç çamaşırı ile kalınca küvetin tıpasını takarak suyu ayarlamaya başladı. Küvet dolunca içine bir tane banyo bombadı attı ve belimi kavradı.

Yavaşça kendine doğru çekip dolu küvete girmemi sağladı. Sırtımı onun göğüsüne yasladım ve kafamı omzuna koydum. Böylece çenesi görüş hizamda olmuş oldu. Yavaşça vücudumu ovarken mırıldandı "Lütfen bir daha bu kadar ağlama Hoseok."

Derin bir iç çektim. Keşke sözünü dinleyebilseydim. Namjoon'un boynuna odaklandım gözlerimi. "Elimde olsaydı bir damla göz yaşımı akıtmazdım Namjoon." Dedim sessizce. Saçlarımı okşayıp "Birden bire ağlayınca çok korktum Hoseok." Dedi. Anlıma bir öpücük kondurup "Canın yandı sandım." Dedi.

Onu endişelendirmekten nefret ediyordum. Yük olmak istemiyordum ve yaptığım tek şey yük olmaktı. Derin bir iç çekip "Özür dilerim." Dedim. Bu sefer tepki vermedi. Eline lifi alıp vücudumu köpükledi. Biraz küvette oyalandıktan sonra durulanıp çıkmama yardımcı oldu.

Bazen Namjoon bakıcımmış gibi hissediyordum. Ben küçük bir çocukmuşumda benimle baş etmeye çalışıyormuş gibi geliyordu. Oysa ikinci evliliğini yapmış hamile bir omegaydım.

Havluyu sıkıca etrafıma sarıp banyodan çıkarttı beni. Giyinme odasına geçince pijamalarımı ve iç çamaşırımı çıkarttı. Yavaşça giydirdi beni. Vücudumu incelememişti. Çekinmemden korkmuş olmalıydı. Hayranlıkla bakakaldım sadece.

Namjoon da hızla giyindi ve odaya geçtik. Kurutma makinasını fişe taktı ve beni makyaj masasının önüne oturttu. Ellerini saçlarıma sokup ağır hareketler ile naifçe kuruttu saçlarımı. Aynadan yüzünü izledim işini bitirene kadar. Saçlarım kuruyunca aynadan bana baktı. Göz göze geldik o an.

Naif bir gülümseme ile "Uyku vakti." Dedi. Kıkırdayıp "Seninde saçlarını kurutalım." Dedim ve hızla yerlerimizi değiştirdim. Şaşkınca sandalyeye otururken aynadan izleme sırası Namjoon'a geçmişti. Ellerimi saçlarına daldırıp canını acıtmamaya özen göstererek kuruladım saçlarını.

Tüm odağımı Namjoon'un saçlarına vermiştim. Ellerimle tarıyor yavaşça kurutuyordum. Saçları kuruduğunda ufak bir gülümseme bırakıp kurutma makinesini kapattım. Masaya koyup Namjoon'un omuzlarını kavradım. Aynadan yansımamıza bakıp göz göze gelmemizi sağladım.

"Uylu vakti? Hımm?" Hafifçe gülüp başı ile onayladı beni. Ayağa kalktı ve elimi kavrayıp yatağımıza doğru çekiştirdi beni. Yatağa girince odanın ışığını kapattı ve yalnızca gece lambasını açtı. Karanlıkla olan sorunlarımı biliyordu.

Yavaşça yanıma geldi ve pikenin altına girdi. Yavaşça ona yaklaşıp kafamı boynuna gömdüm. Bu hareketimle beraber kısa süre hareketsiz dursada hemen ardından ellerini belime sardı. Gözlerimi yumup fısıldadım boynuna doğru "Teşekkür ederim Namjoon." Uykuya yavaşça teslim olurken Namjoon sordu "Neden?" Rüyalara dalmadan hemen önce "Her şey için. Bana bu şekilde baktığın için." Demiştim.

EMBARAZADA DE AMOR / OMEGAVERSE NAMSEOKOnde histórias criam vida. Descubra agora