☦︎ 12 ☦︎

682 83 66
                                    


Sizler benim ilham perim olduğunuz için her bölümü birinize ithaf etmeye karar verdim. Bu bölüm thehogishipper gelsin :3

Banyoda bir süre ağladıktan sonra kalkmış ve elimi yüzümü bir güzel yıkamıştım. Biraz soluklandıktan sonraysa hiçbir şey olmamış gibi yemeye inmiş ve sessizce yemeğe katılmıştım.

Saçma düşüncelerimi bastırmaya çalışsamda aklımın bir köşesinde saklanmaktan vazgeçmiyorlardı. Yorulmuştum. Düşüncelerimden, hormonsal dengesizliğimden. En çokta kendimden.

Namjoon sofraya geçmem ile bir süre beni süzmüş ve "İyi misin sen?" Diye fısıldamıştı. Sadece başımı sallayarak onayladım onu. Elini bacağıma koyup biraz okşadı ve "emin misin?" Diye sordu. Derin bir nefes alıp sahte gülüşümü takımdım. "Uzun sürdü biliyorum ama nedenini söyletme bana. Yemekteyiz." Demiştim.

Tuvalette oyalanma sebebimin bağırsaklarım olduğunu sanmasını sağlamayı başarmış olmalıyım ki şefkatla gülümsedi ve "Normalmiş hamilelikte ama." Diye fısıldamış ve yemeyine dönmüştü.

Kötü hissimi atamasamda bastırmaya çalışarak yemeğe döndüm bende. Zorlayarak sadece bir kase çorba içebilmiştim. Namjoon daha fazla yemem gerektiğini söylesede zorlamak istemediğimi belirtmiş ve yemekten ayrılmıştım.

Bir hafta boyunca mide bulantılarımın hepsini saklamış, kustuğumu ise belli etmemeye çalışmıştım. Taki bu güne kadar.

Mide bulantımın dayanılmaz bir hal alması sonucu yattığım yataktan koşarcasına çıkıp banyoya gitmiş ve klozetin başında uzunca kusmuştum. Göz yaşlarım eşliğinde kusarkense Namjoon'un işten erken geldiğini ve odamıza girdiğinide fark edememiştim. Beni o halde görmesi daha kötü etmişti ve göz yaşlarım içinde güçsüz düşmem sonucu klozetin başında gözlerim kararmıştı.

Sonuç olarak şu an yatağımda yatıyordum. Kolumda bir serum vardı ve ayılmamı bekleyen bir adet Kim Namjoon dikiliyordu başucumda. Uyandığımı belli etmemeye çalışsamda bu sefer başarılı olamamış olacağım ki "Kim Hoseok!" Diyen uyarıcı ses ile yavaşça araladım gözlerimi.

Namjoon kollarını önünde bağlamış, kaşları çatık bir şekilde gözlerimin içine içine bakıyordu. Kızmış olmalıydı. Hemde çok fazla. Haksızdı da diyemezdim açıkçası.

Ufak gülüşüm ile "Günaydın?" Dedim masumca. İstifini bozmadan sert sesi ile "Hiç şirinlik yapma. Günlerdir kendine ettiğin eziyetin farkında mısın?" Demişti. Gözlerimi yumup derin bir nefes aldım. Nasıl cevap verecektim şimdi ben. Titrek sesim ile "Ben." Diye bildim sadece.

"Kendini savunamıyorsun bile Hoseok!" Dedi bir eliyle beni göstererek. Bakışlarımı ayak uçlarıma indirip azarlanmayı bekledim. Çaresiz çıkan sesi ile "Ya sana bir şey olsaydı." Yavaşça yanıma oturdu ve yüzümü kavradı. "Ya Tomurcuğa bir şey olsaydı?" Anlını anlıma dayadı. Gözlerini yummuştu. Gittikçe kısıklaşan sesi ile ekledi. "Ya sizide kaybetseydim."

Namjoon'un gözünden akan bir yaş benim göz çukuruma düşünce kollarımı sıkıca boynuna sardım. Hızlı ve tüy kadar bir öpücüğü dudaklarına kondurup başımı boynuna gömdüm. "Özür dilerim Namjoon." Boynunada bir kaç öpücük kondurup karanlık düşüncelerimi dillendirdim.

"Ben sadece benden iğrenmen düşüncesini aklımdan çıkartamadım. Biliyorum öyle bir şey yapmazsın ama elimde değil. Düşüncelerimi kontrol edemiyorum. Aklımdan geçen milyonlarca kötü düşünceye engel olamıyorum. Beni sevmemenden ölümüne korkuyorum. Senide Woojin gibi kaybetmekten korkuyorum. Namjoon ben korkularıma engel olamıyorum."

EMBARAZADA DE AMOR / OMEGAVERSE NAMSEOKDove le storie prendono vita. Scoprilo ora