Özel Bölüm "Gediz'i Almaya Geldik..."

1.3K 85 19
                                    


Merhaba... Geldik bakalım. :) Ben yazarken çok çok mutlu olarak yazdım. Dilerim siz de tebessümle okursunuz. Dilerim yüzünüzden tebessüm, yüreğinizden, yanınızdan sevdikleriniz hiç eksik olmasın.

Medyaya eklediğim şarkıyla okumanızı tavsiye ediyor, yorumlarınızı bekliyorum heyecanla. Yüreğinizden öpüyorum. Görüşmek üzere...


Özel Bölüm


"Gediz'i Almaya Geldik..."

"Ve sana söylemek istediğim en güzel söz ;

henüz söylememiş olduğum sözdür."

Nazım Hikmet Ran



Ne kelimeler yeterdi ne de dünya üzerindeki keşfedilmiş hiçbir dil yeterdi, evladı anlatmaya. Anne, baba, yar, yaren, dost, can elbette eşsiz elbette sonsuz sevdaydı.

Ama evlat, azığındı doyumsuzca açken...

Susuzluğundan çöle düşmüş Mecnun'dan hallice...

Ve evlattı sana bu dünyada ölümü, yaşamı ve hatta cehennemi onun yokluğunun korkusuyla tattıran ve yine cenneti vaat eden bir gülüşüyle.

Başımı çevirip Ahu'ya baktım. Paçamı çekiştirip yarım yamalak konuşmasıyla derdini anlatmaya çabalıyordu. Duyduklarımdan sonra derdini duymasam da olur demiştim ama çok geçti.

"Baba. Baba, Dediş neyde?"

Al işte. Ben ilk aşkıydım. Ne ara Dediş'e. Gediz'e bağlamıştık. Ulan Gediz. Seni bir yakalarsam fena olacaktı. Bıraksaydın bari ön gösterimde tek olaydım hemen jön olup neden beni Erol Taş'a çeviriyordun ki? Yoksa Hulusi Baba mı olacaktım?

Ahu minik, tombul parmağıyla bana eğilmem için işaret etti. Meraktan dayanamayıp eğildim. Dizlerimin üstüne çöküp bana merakla bakan iri gözlere baktım. Uçsuz bucaksız derinlikler vardı o gözlerde.

"Baba."

Tek bir söz, tek bir kelime beni bu ölümlü dünyada daha ne kadar mutlu olabilirimin en kısa, en güzel, en net cevabıydı. Hanlarım, saraylarım olsa bana ne verebilirdi ki? Para mı? Peki, para beni şimdi olduğumdan daha fazlası mı mutlu edecekti?

Tabii ki hayır.

Daha fazla adam mı yapacaktı?

Mümkün değildi. Özü insan olmayanın parayla gelen erkekliğinin ben taaaa. Oysa bu minik surat, bal yanak beni olup olabileceğim en güzele çevirmek için tek bir söze ihtiyaç duyuyordu. Ben neden daha fazlasını isteyecektim ki?

İnsan neden daha fazlasını isterdi? Kendime hemen çekin düzen verip kaşlarımı çatmadan ciddi bir duruş sergilemek için Ahu'mu alıp göğsüme, yüreğime yakın oturtup, minik, bal yanaklarını ısırmamak için Gediz'e yapabileceğim hainlikleri düşünmeye başladım. Ahu, minik tombul ellerini yanaklarıma koyup okşamaya başladı.

Erisem mi?

Hayır Kara! Sakın. O hain Gediz kazanamaz. Bak nasıl da bal yanak. Sakın Kara.

Ama erisem. Çok tatlı be... Erime kalbim. Erime... Bakışlarımı sert tutup ona Gediz'le ilgili ne derse desin hayır demek için kendimi hazırladım.

"Dediş'i istemeye didelim olmaş mı?"

Nefes nereden alınıyordu? Elimi hızla kalbime götürdüm.

Karaoğlu - Kabadayı Serisi (2)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora