18.Bölüm "Ben Seni Herşeyinle Değil,Herşeyi Seninle Seviyorum Demir''

10.5K 759 31
                                    

Merhaba...

Dilerim beğenirsiniz bölümü...Sizi ne kadar çok sevdiği yazmayacağım tabii ki sadece ''İyi ki varsınız'' diyorum...

İyi okumalar sevgili ailem..:)





18.Bölüm '' Ben Seni Herşeyinle Değil,Herşeyi Seninle Seviyorum Demir''

''Kendine İyi Bak...

Bir Daha Hiçbir Ana Doğurmaz Seni...''

Ahmet Arif

...Gülüm'den...


Bazı adamlar...

Onları sevmek zor olurdu. Sevmeyi incitmek sanırlardı ama öyle değildi öyle olmamalıydı. Çünkü hiçbir sevmek incitemezdi,kırmazdı... Onları büyütenlerde bizdik oysa.Doğuran ve hatta sevmeyi öğreten. İlk kelimeleri bizdik... Neden incitirdi bir adam sevdiğim dediğini,kadınım dediğini,kardeşim dediğini?

Bazı adamlarsa... Adamlar değildi benim düşünü kurduğum.Tek bir adamdı. O, Demir'di.Adı Demir olan ama yüreği bu kadar güzel,naif ve kibar olan bir kişi daha tanımamıştım ben bu dünyada. Tanımak da istemiyordum artık.

Beni o yerde o şekilde bulduğunda gözlerine bakmak ölüm gibi gelmişti. Biliyordum ben Refik bana en büyük yanlışı yapıp bedenime karaları çalsa bir kere bile düşünmeden öldürürdüm hem onu hem kendimi. Demir'in bana kızmak,sorgulamak yerine göğsünün en sıcak yerine koyup sarmalıyışı...Oraya kendi isteğimle gidip en güvendiğim insanlardan birinin bu şekilde yaralamasından sonra beni yargılamak, incitmek ve hatta yaralamak kolay olanıyken o tedavi ediyordu.

''Bebeğim...''

Duyduğum en güzel ses onundu. Birde annemindi. Başımı kaldırıp gözlerimi gözlerine diktim.

''İyi misin? Yine mi kabus gördün?''

İri, koyu kahvelerinde gördüğüm o endişeli bakışlarına dayanamıyordum. Neden bağırmıyordu. Kızmıyordu. Neden? Başımı iki yana salladım. Gülümsemeye çalıştım. Dudağımın patlayan yeri hala iyileşmediğinde sızlayınca istemsiz acıyla karışık inledim. Hızla yanıma gelip elleriyle yüzümü avuçlarının arasına aldı. Koyu kahveleri yeşillerimdeydi ve ben o koyuluğun içinde kayboluyordum.

''İyiyim.''

Gözümden bir damla yaş aktı.

''Bebeğim.''

Yüzümü çekmek istedim ama izin vermedi.

''Bana bak Gülüm. Uğruna tüm dünyayı yakacağım o yeşiller, benden bir an olsun ayrılmayacak.''

Bir damla daha aktı. Ve sonra bir damla daha. Ve bir damla daha. Kendine çekip sarıldı. Öyle sıcaktı ki göğsü.Kalbi bu kadar büyük diye miydi sıcaklığı? Hıçkırıklarım daha da artarken daha da sıkı sarıldı.

''Neden kızmıyorsun? Bağırmıyorsun? Neden bana bu kadar iyi davranıyorsun?''

Birden beni kendinden uzaklaştırıp gözlerime baktı uzun uzun. Parmak uçlarıyla gözlerimdeki yaşları silmeye başladı. Minik dokunuşlarla. Sever gibi... Okşar gibi...Kıyamaz gibi...

Karaoğlu - Kabadayı Serisi (2)Where stories live. Discover now