14. Bölüm ''Her İnsan Bir Kez Kaybeder Babasını...''

10.8K 863 45
                                    

Merhaba küçük ailem...biraz geç oldu ama güç olmasın dedik ve geldik Demir'le...:)

Bu bölümü biraz zordu yazmak çünkü kaybedilenler dile gelince bu konuda fazla kaybı biri olarak içim çok acıdı...ama oldu sanırım...

Medyaya eklediğim şarkıyla okumanızı tavsiye ediyorum...Oylarınızı ve tabii ki yorumlarınızı bekliyorum ve her yorum, yazdığım her cümleye anlam katıyor...

İyi ki varsınız...Keyifli okumalar...:)



14.Bölüm ''Her İnsan Kaybeder Bir Kez Babasını...''


''Üzülme Can!

Doğruysan Zarar Gördüm Deme...

Bil Ki İyiler Mutlaka Kazanır...''

Mevlana


Etrafıma baktım...O kurşun kime geldi diye...

Ahu gözlüm yanımdaydı...Gözlerimle dikkatle baktım her bir karışına...Verene şükürler olsundu bu kadını...

Derya'm...

Kadir'im...

Ezo...Deniz...Babaannem...

Tam derin bir nefes koyverecekken birden Gülüm'ün çığlığı doldurdu kocaman alanı...içimi...Bu öyle bir çığlıktı ki...içinde ah vardı...'baba gitme' vardı.

Koştum...

Hayatımın en uzun koşusuydu ama bir adımdı aramızdaki mesafe...

Yere düşmüş bedeni,kapalı gözleri,kanlar içindeki bedeni...Ellerim titreyerek yanına diz çöküp kalbinin durup durmadığına baktım.Elim kaldı orada bir süre...

Sebepsiz...

Amaçsız...

Yitik...

Yanıma düşen gölgeyi biliyordum.Ben o gölgenin yankısıydım ama ona bakacak ne cesaretim vardı ne acısını kabullenecek yürek...Yüreğim onla doluyken...oyken nasıl kabul ederdim ki onun çektiği,çekeceği acıyı...

''Baba...kalk...lütfen yalvarırım hadi kalk...bak daha beni gelinlikle göreceksin...hadi baba...''

Babasının göğsüne başını koyup küçük bir kız çocuğu gibi ağlayan kadın...ömrümün hatta ruhumun sahibi olan kadın...Hıçkırıklarını dinlemek ölüm gibiydi.Nefes alıyordum ama her geçen saniye daha çok ölüyordum.Kollarından tutup kendime çektim.Çoktan yanımıza gelen Kadir,Cihan babayı kontrol ediyordu.

Derya ve Salih yakalanan adamı almışlardı bile. Gülüm'ü kucağıma alıp odasına çıkarken merdivenleri yine aynı acıyı duymanın bir sızısı almıştı bile beni...öyle bir sızı ki anlatılmazdı.Anlatamazdı hiçbir kelime hiçbir cümle.

Kucağımda küçücük kalan bedenine hasretler sığdırdığım küçük kadınım...

Odanın kapısını açıp içeri girdiğimizde yatağa büzülüp yatan,saçları yastığına dağılmış bu kadın...Tam çıkacakken sesini duydum...

Yaralı,bitik ama hala Gülüm olan...

''Gitme... Kokuna ihtiyacım var Demir...''

Hızla yanına gidip çıkardım ceketimi...Yanına uzanıp sardım koza gibi...Tüm acılarını içime almak ister gibi...Tüm yitik olan ne varsa içinde anne,baba,kardeş ne varsa her şeyi olmak ister gibi.

Karaoğlu - Kabadayı Serisi (2)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora