13. Bölüm

105 8 16
                                    

Korkuyla dolan gözlerimi gizlemeye çalışarak kollarımı karnıma daha da sıkı sardım. Ağlamadan durmalı ve zarar almadan kurtulmalıydım.  Karnıma giren sancıları yok saymaya çalıştım. Kuruyan ve çatlayan dudaklarımı gökyüzüne çevirdim. Buradan kurtulacaktım. 

7 Ay Önce

Her şey olması gereken yoldan saptığında ve ben mutlu bir gelecek kurmak isterken yürüydüğümüz yolun karanlığa saptığını göremediğimde tüm her şey zifiri bir karanlığa büründü. Söylediğim yalanların bacaklarıma dolanacağını, sevdiğim adamın bana olan tüm güvenini yok edeceğini ve benden uzaklaşacağını da anlayamamıştım. Bir sabah onunla aynı şehirde nefes alsam da onsuz uyanacağımı kavrayamamıştım. 

Anne olma isteği tüm kalbimi öyle bir sarmıştı ki sevdiğim adamı onun sahip olduğu yüreğimde gölgede bırakmıştı. Konuşmamızın üzerinden geçen zamanlarda bir daha asla ikna çabalarına girmemiştim. Onun gözlerinde gördüğüm ifade en azından yakın bir zamanda bunu kabul etmeyeceğini gösteriyordu ve benim de o zamanları bekleyecek sabrım yoktu. İçimde öyle bir karanlık vardı ki ömrümün çokta uzun  olmadığını söyleyen sesleri barındırıyordu. Onunla olmasını istediğim bir can her şeyin en başından başladığı, tüm bildiklerimi birbirine saracak ve sonra da ilmik ilmik açacak  ilk noktaydı. 

Onunla gittiğimiz tatilde güzel bir gecenin ilk sabahında yapmıştım ilk ihanetimi.  Asla pişman olmasam da ona karşı yaptığım ilk yanlışımdı. Açtığım çekmecedeki haplara uzunca bir süre bakmıştım ve parmak uçlarımı bile değdirmeden geriye kapatmıştım. Bana olan güveninden emindim ve bunu bile bile ondan gizli içimde bir can yeşermesini bekledim. 

Alex'in olan gezegenlerden birinde, deniz kenarının yanında olan bir evde kalıyorduk. Bu gezegenin en garip olan noktası içinde bulunan ve tam yanında olduğumuz  sipsiyah denizdi. Öyle ürkütücüydü ki gece girmeyi Alex'in tüm ısrarlarına rağmen reddetmiştim. Gecenin karanlığıyla birleşen deniz beni içine çekip yok edecekmiş gibiydi. 

Sadece bir kez gündüz girmeyi kabul etmiştim sonra ise aynı denizin diğer ucuna gitmiştik. Çünkü o burasının aksine öyle berrak ve temizdi ki içinden çıkmak istemiyordun. Aynı deniz bir tarafında karanlığı bir tarafında aydınlığı barındırıyor ama asla karışmasına izin vermiyordu. Alex benim aksime genelde siyah olan kısımda yüzüyordu. En sevdiğim şey ise onu siyah denizde izlemekti. Islaklıkla koyulaşan saçları alnına dökülüyor, esmer teninden dökülen beyaz damlalar düştüğünde siyaha bulanıyordu. Tıpkı onu yansıtıyordu. Ondan kopan her şey siyahlaşıyor ve bu deniz gibi çevresini sarıyordu. 

Bazen kumsalda uyurken onu izlemiş, bazen dizlerime yatırıp saçlarını sevmiştim. Zaman zaman ben konuşsam da genelde o konuşmuş saatlerce ben dinlemiştim. Ona hazırladığım yemekleri iştahla yerken, okuduğum kitapları dikkatle dinlerken, yaptığımız koşulardan sonra sırtına attığı benle okyanusun serin sularına düşerken de hep gülümsemiştim. Gözlerimi bir an bile yüzünden çekmemiş yakalayabildiğim her anda onu sevmiştim. Veda eder gibi.

Tatilimizin son gecesinde ise bu gezegen geleceğime dönüşecek umudu rahmime yerleştirmişti. Kasveti beni boğsa da güvende olduğum bu gezegeni terk etmek istememiştim. Sanki tüm gülüşlerimi burada bırakacakmışım gibi.

Geri döndüğümüzde Alex işlerine yoğunlaşmış, bense bazen ona yardım etmiş, bazen kızlarla vakit geçirmiş, bazense ardımdan gelen adamları bilmiyormuşçasına bu gezegeni dolaşmıştım. Tatilden döndükten bir ay sonra başlayan mide bulantılarım ve diğer belirtiler hem kalbimi korkuyla hem de umutla çarptırmıştı. 

Sabah Alex saçlarımın üzerine bir öpücük kondurduğunda zorlukla aralamıştım gözlerimi. "Günaydın." Boğuk sesim ve kapanmak için çabalayan gözlerim onu gülümsetmişti. Çoktan üzerini giyinmiş hazır bir şekilde yanıma oturmuştu.

Ben Sende Kaldım-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin