14.Bölüm

119 9 15
                                    

Bir adam sevmiştim ben.

Bakışı başka, sözleri başka, dokunuşları başka... Onda bulduğum her şey birbirinden başkaydı. Acısı başkaydı, mutlulukları başka,  savaşmak başka, sevişmek başkaydı. 

Bir adam sevmiştim. Tüm farklılıklarını kurak yüreğinde yetiştirdiğim sevgisinde biriktiren. O sevgiyi büyütmek için göz yaşlarımla suladığım topraklara sahip. Sevmiştim. Her şeyden, herkesten çok buzdan bir adamı sevmiştim ve istemiştim ki ondan bir parça benimle büyüsün. İstemiştim ki benim yokluğumda ona bir dal olsun. Hesap edemediğim ise öfkesi de başkaydı adamımın. Yürek parçalayan, can yakan türdendi. 

Yaktı yıktı tüm şehirlerimi. Bir tufanın ortasında savrulmamı izlemişti. Ama biliyordum ki asla yok olmama, nefessiz kalmama izin vermezdi. Gelecekti. Beni, canından can olanı kurtarmak için gelecekti. Onunla hesabım sonraydı. Önce bizi bu cehennemden alacaktı.

***************************

2 AY ÖNCE

Ruhumun yaşadığı yerde öyle çok ağlıyordu ki gökyüzü boğulmasına ramak kalmıştı. Onu oraya yaşayamayacağını bile bile iten adamın ardından dizlerinin üzerinde, düşen damlaların arasında kurtulmayı bekliyordu. Her geçen günde daha da çöken omuzları onu aşağı çekiyordu. Çok canı yanıyordu. Çok canım yanıyordu ama yağmur damlalarına karışan göz yaşlarımı yok sayarak tüm yaralarımla devam ediyordum. Etmek zorundaydım. 

Her şeyden en önce olan şey içimdeki candı. Onu hissettiğim ilk andan sonra tüm evren soyutlanmış bir tek görünmezliğine inat bebeğim somutlanmıştı. Babasının ruhumu yaraladığı anda o da bedenimi yaralıyordu. Bunun tüm yaşamım boyunca böyle devam edeceğini bilemezdim. Bilseydim de vazgeçmezdim. 

"O çok sağlıklı. Gelişimi de  çok daha ileride. Seni zorlaması dışında bir sıkıntı yok." Karanlık bir ekranda küçücük beyaz noktaya kilitlenmiş gözlerim Erica'nın sesiyle kopmuştu. Yorgunluğun çöktüğü göz bebeklerimi ona çevirdim. 

"Ağrılarım çok fazla değil. Dayanabiliyorum." Uzandığım yerden doğrulduğumda o da kalkarak masasına geçmişti. Onun ardından ilerleyerek masasının önündeki koltuklardan  birine oturdum.

"Alex'ten bile daha fazla güç yayıyor. Üstelik daha doğmadı." Gülümsedim. Onun gücünü her hareket ettiğinde nefesimi kesmesinden, tüm kemiklerimin kırılıyormuş gibi sızlamasından biliyordum. 

"Bu yüzden saklıyoruz ya onu. Çok daha güçlü bir Dark tüm evreni kargaşaya sürükler." Dalgın gözleri kapıya kilitlendiğinde yan dönerek kapıya baktım. "Bir sorun mu var?" İrkilerek bana döndüğünde cevap almak için yüzüne bakmaya devam ettim.

"Bir sorun yok. 4 aylık bir bebeğe göre gelişimi çok çok iyi." 

"O iyi olduğu için çok mutluyum. Yaşadığım bu surunun onu etkilememesi beni mutlu ediyor." Yüzünde hüzünlenen gülümsemesi hoşuma gitmese de sessiz kaldım.

"Cinsiyetini öğrenmemekte kararlı mısın?" Odasındaki renkli detayları incelemeyi kesip koyulaşan gözlerimi gözlerine kilitledim.

"Kararlıyım. Sen dışında hiç kimse bilmeyecek. Özellikle de Alex." Başıyla beni onayladığında vedalaşarak odadan dışarıya çıktım. Tüm katı saran korumaları yok sayarak yanımda ilerleyen Jackson ile hastaneden ayrılarak arabaya geçtim. Onu saklamak adına oldukça titiz davranıyorduk ve bir anda kaybolmam dikkat çekse de bir şekilde unutulmuştu. Bol kazaklarımın altına sakladığım hafif belirginleşen karnımı oldukça iyi saklayabiliyordum. Kontroller dışında pek de dışarıya çıkmıyordum zaten.

Ben Sende Kaldım-2Where stories live. Discover now