15.Bölüm

174 9 15
                                    

Alex Dark

Geçmişin kanlı sayfalarında gezinen parmak uçlarım her bir anında acıya bulanarak buz kesti. Satırların başladığı ilk anda bir bebeğin çığlığı karanlık geceyi ikiye ayırdı. Bir anne feryatları arasında son nefesini bıraktı. Bir baba geriye ne bıraktığını umursamadan arkasını dönüp gittiğinde sadece ağlayan bir bebek kaldı.  O bebek büyüdüğünde ve tek tutunduğu, sayfalarının yasemini de koparılarak alındığında bambaşka bir insandı. O artık evreni kana bulayacak bir adamdı. 

Sonra tüm sayfalarının arasına kar taneleri düşmeye başladı. Tüm kanlı kelimeleri yıkayacak kadar, adının yanındaki tüm ölümü dağıtabilecek kadar masumdu. Yok olmak pahasına tutunduğunda sap sarı saçları uçurumdaki sarkıtlar gibi dağıldı sayfaların arasına. Birer yeşil gözden sızan sarmaşıklar tüm geçmişe kilit vurmak istercesine dolandı harflerin boynuna. Masumca kıvrılan dudakları dudaklarımı bulduğunda buz tutmuş kalbime ulaştı. Canı yansa da örseleye örseleye tüm buzları dağıttığında bedenine saplanan sarkıtları umursamadı. Kanla kaplanan ruhunu içeriye sakladı. 

Saklandığı o yerde bir hayat yarattı. O hayata bırakmak istediği sadece masum bir candı. Benim kanımdan olan bir can rahmine düştüğünde son sayfadaydı. Bir ormanda kanlar içinde gelmemi bekliyordu. Geldim. Dudaklarımda adı asılı kalmış kadını soğuk bir toprağın üstünde, yıldızların yorgan niyetine üzerine serildiği bir gecede buldum.

"Nora..." Fısıltıyla adı dudaklarımdan döküldüğünde yaşamım olan gözleri açılmadı. Titreyen parmaklarımı dağılan saçlarının arasına karıştırdım. Korkuyla çarpan kalbim sakin kalmamı engelliyordu. Sakin de kalamazdım. Hayatımı önüne serdiğim kadını kaybediyordum. 

Andrew beni sarsmaya devam ettiğinde kana bulanan gözlerimi yüzüne çevirdim. "Hadi abi. Kendine gel. Hastaneye götürmeliyiz." Kanla kaplanan bacaklarına düşen gözlerim gerçeği idrak ettiğinde buza dönen bedenini kucakladım.

Hayatımın hiçbir anında bu kadar korkmamış, bu kadar dehşete bulanmamıştım. Bedenini sedyeye bıraktığımda benden uzaklaşmasını izledim. Işığım olan saçları kanla, toprakla dağılmıştı. Kırılasından korkarcasına parmak uçlarımı gezdirdiğim teni bembeyaz olmuştu. Kıvrımıyla bende her şeyi yerle bir eden dudakları mosmordu. Dizlerimdeki tüm güç çekildiğinde düşmeme izin vermeden tutanları umursamadım. Beni bir yere oturttuklarında da bomboş duvarı izlemeye devam ettim. 

 Onu asla yalnız bırakmamalıydım. Onu bıraktığım anda ölümle yüz yüze geleceğini bilmeli ve ne onu ne de çocuğumu yalnız bırakmamalıydım. "İyi olacaklar." diye konuşan Ashley yanıma oturduğunda ona bakmadım.  Kimseyi ne görmek ne de duymak istiyordum.

Ben sadece karşıyı izlerken beynimde çıkan savaş beni mahvediyordu. Yüreğime almamak için savaştım kadın bana karşı savaşıp oraya sahip olmuştu. Tüm ruhum onun olduğunda geriye benden bir şey kalmamıştı. Her bir zerreme kadar ona bulanmışken giderse ne yapardım bilmiyordum. Ben annemi kaybetmiş, babası tarafından terk edilmiş, ablası yok edilmiş bir adamdım ama onu kaybedersem yıkılırdım. O gün onunla ölürdüm.

İçimdeki tüm öfkeye rağmen sadece bekliyordum. Kapı aralanarak Erica dışarıya çıktığında büyük adımlarla karşısına geçerek yüzüne baktım. Konuşmasını beklediğim süre boyunca duymak istediklerim dudaklarından dökülmemişti. Tek söylediği "Nora'yı doğuma alıyoruz." olmuştu. 

"Ne?" diye fısıldadığımda tedirginlikle diğerlerine çevirmişti yüzünü. "Ne dedin?"

"Bak Nora geldiğinde çok fazla kan kaybetmişti ve doğum çoktan başlamıştı. Bebek doğmak zorunda." İdrak ettiğim gerçek yıkılmaya hazır yanımı savurduğunda kendi çizdiğim sınırların altında kaldım. Aylarca uzaktan izlemek zorunda kaldığım, sadece bir kez hissedebildiğim bebeğimiz söküp alacaklardı. O an onlar farkında değilmiş gibi bağırdım.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 22, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Ben Sende Kaldım-2Where stories live. Discover now