98.Bölüm | İHANETİN ÖDENMİŞ BEDELİ

1.8K 171 1K
                                    

Medya Bölümden Kesitler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya Bölümden Kesitler..💫

️Bir sonra ki bölüm için 100 Oy 1K yorum sınırı

❄️  

"Sen oğlunu eve bırakıp buraya mı geldin Esin? Kocan olacak adam mı bakıyor yoksa evde?" En son Çisilin sorusunu Savaş yanıt verince Savaşın konu biz olunca ki hassasiyeti beni bir kez daha kendine aşık etmişti. "Kocası olacak adam dibinden ayrılmıyor. Oğlumuz Kaan'a ise halası, dayısı, amcası, yengesi bakıyor." Çisil'in bir abim olduğunu bilmediği için yüz ifadesinin aldığı şekil camı açmama ve derin derin nefes almama neden olmuştu. "Hadi canım sende. Kocaman adamsın bir de dalga mı geçiyorsun? Hani tamam diyorum. Esinin eşi olacağına inanmıyorum. - Gerçi hiç bir kadının uzun süre eşi olacağına inanmıyorum - Ama hadi oldu diyelim böyle bir şey. Esinin abisi yok ki, çocuğunun dayısı olsun?" Çisil'in cümlesini tamamlaması ile Savaşla aynadan bakışmaya başladığımızda Akın Çisili susması için uyarmıştı. Savaşı sadakatsiz biri olarak görmesi ve gördüğü ilk andan yargılaması hoşuma gitmemişti. "Savaş dalga geçmez ve gereksiz şakalar yapmaz. Abim konusuna gelince de onun için sana iki saattir bilmediğin şeyler var diyordu." Savaşın ağzını açıp iki çift laf etmesini Çisilin Savaşın sadakatini sorguladığı an beklerken, beklediğimin aksine Savaş sadakati sorgulandığı andan itibaren Çisil'e bin kat yabancı gibi bakmaya, daha doğrusu bakmamaya başladı ve tanıştığı bir insanı pişman edecek şekilde duruşunu dahi değiştirdi. "Peki. Öyle olsun. Ama bil baştan daha çok şey sorgulayacağım." Bana bakıp inatla konuştuğunda bakışlarını elinde ki Savaşın telefonuna indirip Kaan'a uzun uzun bakmaya devam etti. Tek bir resme takılı kalıp boş boş konuşmasın diye diğerlerine bakabileceğini söylediğimde göz yaşları ve çenesi yol boyunca asla durmamıştı.

Evin önüne geldiğimiz an Savaşın telefonunu arka cebime koyup Savaşla benim yaşadığımı düşündüğü için onun gözüne büyük gelen evde uzun uzun bakarken kapıyı açmamla elimi tutarak indi ve bakışlarını bahçedeki arabaların üzerinde ve evde gezdirmeye devam etti. Akın içeri adımlamaya başlarken Savaş da peşinden gideceği sırada bir şey demeden elini tutup hep beraber içeri geçmeye başladık. Salona girdiğimiz sırada Barış başına çıkarttığı Melisayı yere indirdiğinde Çisil kolumu dürtüp sordu. "Başka çocuğunuz da mı var?" Onun Parsın kızı olduğunu bilmediği için ve tek bakıma Melisa'nın Pars ve bana çok daha benzediği için konuştuğunda başımı olumsuz anlamda sallayıp yeğenim olduğunu söyledim. Akın Barışı gördüğü gibi özlemle birbirlerine sarıldıklarında Parsın içeri girmesi ile Çisil elimi bıraktı ve parmağını kibarca kaldırıp konuştu. "Ben bu adamı tanıyorum." Parsı tanıyor olması benim için imkansız olduğu için kaşlarım çatılırken Parsın ona gülümsemesi ile büyük adımlarla onun yanına gitti ve ikisi sarıldı. Bakışlarım anında şaşkınlıkla Savaşı bulduğunda elini belime dolayıp ortamda ses çok olduğu için kulağıma eğilip konuştu. "Bizim için yapılan sahte cenaze töreninde Çisil ve annesine destek olmuş" Verdiği cevapla tatmin olduğum için üstüne gitmezken Akınla daha yüz yüze bile bakmadığım için kendimi kötü hissediyordum. Lilliana'nın içeri girmesi ile o yumuşacık bakışları birden buz gibi bakmaya başladığında dudaklarımın kenarı Parsı kıskandığı için hoşuma gittiğinden dolayı kıvrıldı ve Savaşın elini çekiştirip çaktırmadan Lilliana'yı gösterdim. Yüzümde ki ifadenin yansıması onda oluşurken sessizce konuşmasıyla dudaklarımdan ufak bir kıkırtı kaçmıştı. "Pars bunu görse dört tane kurban keser" Akın'ın bize doğru geldiğini farketmemle öylece kalırken Akının önceden olan duygularını Savaşın bilmesi beni çok fazla geriyordu. Savaşın elini zorlukla bırakıp nezaketen sarıldığımda konuşması ile elimde olmadan ufak bir gülüşün dudaklarımdan kaçmasına izin verdim. "Çok değişmişsin gerçekten" Kendimde bir değişiklik olmadığını düşündüğüm için böyle diyenlerin nedenini anlamıyordum. Savaşın üzerimde ki bakışları yüzünden çabucak Akından ayrılıp Açılayın yanına giderken onun da yardımı ile Kaan'ı kucağıma aldım ve o daha yeni gördüğü için Akına seslenmesi ile dudaklarımda ufak bir tebessümün oluşmasına izin verdim. "Aa Akın abim gelmiş!" Geleceğini bilse de uzunca bir süre sonra onu görmek hoşuna gitmiş olacak ki sarıldıklarında herhangi bir koltuğa geçip Kaan'ı göğsüme yatırmamla yanağımı küçük saçlarının üzerine koydum ve bedenini kollarım arasında sakladım. Çisil'in yanıma gelmesi ile Açılay Kaan'ı bahçeye çıkartmış olacak ki üzerinde ki pikeyi kenara bırakıp başında ki şapkasını açtığımda yeniden gözleri doldu ve ağlarken elini kaldırıp nazikçe Kaan'ın yanağında elini gezdirdi. "Gerçekten çok daha küçükmüş.." Kaan için konuşması ile Kaan yanağında ki elinden rahatsız olmuş olacak ki başını kaldırıp diğer yanağını göğsüme koyduğunda yüzünde ki ifadeden ne düşündüğünü anlayamıyordum. Akın'ın da kısa süre sonra yanıma oturması ile ikisinin ortasında kaldığımda Kaan'ın başı Akına doğru dönük olmasından dolayı Akın kolaylıkla Kaan'ın yüzünü görebilmek için başını ona doğru eğdi ve Kaanın elini tuttu. "Bir gün bir bebeğinin olacağını asla düşünmezdim" Akın'ın konuşması ile yüzümde silik bir tebessüm oluştuğunda tam bir şey diyeceğim sırada Savaşın bakışlarını hissetmemle bana yanına gelmem için işaret yaptığında sırf Akın değil, Barış konusunda da bu kadar pimpirikli oluşu hoşuma gitmiyordu. Eğer onları bırakıp Savaşın yanına gidersem ayıp olacağı için görmezlikten geldiğimde Çisille Akının Kaanla ilgilenmelerini ve aralarında ki ilişkiyi izlemeye başladım. "Komşunun ikiz bebeklerinin geldiği günü hatırlıyor musun? Kendini nereye saklayacağını şaşırmıştı çocuklar başına doluşunca" Çisilin konuşması ile yıllar önce Akın'ın evindeyken yaşadığımız olay aklıma geldiğinde beni bebek düşmanı olarak bilmeleri komik gelmişti. "Sen kaç yıldır evlisin Esin?" Çisil birden o yumuşacık ses tonunu gizleyip, göz yaşlarını geri gönderdiğinde ne kadar zamandır hayatımın yolunda gittiğini hesaplamaya çalıştığını anlamıştım. Savaşla yaklaşık bir yıllık evliliğimiz vardı. Fakat Çisil'e bunu söylersem direk bir yıl içinde hiç düşünmeden bebek mi yaptın diye arada bir laf sokuştururdu. Aksi halde ona doğruyu söylersem de evlenmeyi bekleyemedin mi diye başımın etini yer, Savaşı ve ailemizi gereksiz sorgulara çekerdi. Sorusuna Akın'ın yanında verecek bir cevabım olmadığı için Kaan'ı göğsümden ayırıp Kaan'ı kucağına almak istediği her halinden belli olan Akına Kaan'ı verdiğimde başımı Çisil'e çevirip bizi dinlemeyen Akından destek alarak konuştum. "Bu gece hepsini konuşuruz" Bakışlarım beni sadece oturduğu yerden sadece bakarak sıkmaya başlayan Savaşı bulduğunda ayağa kalktım ve o sırada bana her şeyin hazır olduğunu söyleyen Açılay'a başımı çevirdim. Ona onaylarca mırıltı çıkartıp Savaşın yanına gittiğimde sırtını koltuğa yaslamaya bir son vererek elimi tuttu ve başını oturduğu yerden bana kaldırıp sanki sırf bu gün doğum günüm olduğu için susuyormuşça baktı.

SİYAHIN ESİRİ | OrendaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin