99.Bölüm | KALPTE Kİ GİZLİ YANGIN

1.8K 176 1K
                                    

Medya Bölümden Kesitler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya Bölümden Kesitler..💫

‼️Bir sonra ki bölüm için 100 Oy 1K yorum sınırı

❄️

Her şeyin pamuk ipliğine bağlı oluşunu hissetmem normal miydi? Savaşın kalbini taştan farksız bir şekilde nefretle işlemesi normal miydi? "Annemin yanına gitmek istiyorum.." Barışın sessizce ve Savaşın vereceği tepkiden korkarca konuşması ile etrafı tarifsiz bir sessizlik sarmıştı. Yarın annesinin normal şartlarda kalbinden riskli bir ameliyat geçirmesi gerekirken kadın sırf ameliyatın risklerinden dolayı bir ömür boyu annelik yapamadığı çocuklarını görmek istiyordu. Barış ve Savaşın konuşmalarından net olarak anladığım şeylerden biriydi bu. "Son kez olacağını hissediyorum. Son kez görmek istiyorum, eminim ki o seni de görmek istiyor" Barışın sesini duyduğum an gözlerimin dolduğunu hissederken Savaş saniyeler sonra o inadı ile konuştu. "Ben bir tek ölüsüne giderim. Son görevimi yerine getirmek için o da." Kadının ameliyatı sadece çocuklarını belki de son kez görebilmesi için iptal ederken Savaşın bu inadı çok acıydı. "Savaş yapma lütfen. Öfkeni anlıyorum ama-" Barış konuşurken Savaşın ses tonuna dikkat etmeden konuşması olduğum yerde hafifçe hareket etmeme neden olmuştu. "Anlamıyorsun. O kadın benim kardeşimi gözlerimin önünde öldürürken yıllar sonra karımı öldürüyordu. Aynı şekilde, aynı bakışlarla, aynı hislerle! Benim kardeşlerime giydiremediğim, yediremediğim, güldüremediğim her bir gün onun sorumluluğunda. Ben değil yüzünü, ismini bile duymak istemiyorum. Midemi bulandırıyor. Eğer Esinin düşmesine neden olduğu o gece elimden almasalardı ben öldürecektim onu. Bırak eceli ile ölsün. Beni katil etmesin." Söyledikleri tüylerimi diken diken yaparken o gece ki Savaşın bağırışları kulaklarımda duyuluyordu. Hâlâ her şeyi kendi omuzlarına yıkıyor ve kendine acı çektiriyordu. "Sen ne sanıyorsun? Esin senin karınsa benim için de Açılaydan en ufak bir farkı yok. Eğer bu durum Esinin değil de Açılayın başına gelseydi yine annemi görmek isterdim. O kadın iyi değil Savaş. Babamı zaten biliyorsun. Oturur bir köşeye bakışları ile insanı deli eder. Eve herhangi birinin, annemin bir arkadaşının bile gelmesine izin vermez, evde en ufak gereksiz bir ses çıkarsa bile esip gürlemesi için bir neden bulur kendine. Babam annemi delirtti. Sonra ise bütün suç onun üzerine kaldı."

Barışın söylediği şeyler Savaşın yaşadığını bildiğim şeylerden çok daha ağırdı.. Savaş anladığım kadarıyla kardeşleri için kendini yakan taraf olup Barışın yaşadığının dört katını yaşamıştı. Aksi hâlde Savaş gibi ailesine tapan bir adamın bu kadar ciddi bir konuda sonunda bir tek ölümü umursaması akıl alır gibi değildi. "Delirmeseymiş. Bak bana. Bende deliyim. Sağım solum belli olmuyor. Ama Esin'i veya oğlumu terk etmiyorum." Terk etme kelimesini duyduğum gibi parmaklarım avuç içlerime gömüldüğünde bana üst düzey bir oyun oynayıp bütün oyunculuğunu kullanarak derdini, üzüntüsünü sakladığını anlamıştım. "Bu kadar katı olmak zorunda mısın?" Barışın fazla iyi niyetli ve sadık biri olması onu daha çok sevmeme neden olsa da Savaşın ne kadar acı çektiğini görmüyor oluşu beni çok üzüyordu. Savaş annesine kızgın olduğu için değil, eğer annesini o hâlde görürse dayanamayacağını düşündüğü için, yelkenlerini suya indirmekten korktuğu için onu görmek istemiyordu. Annesinden nefret ettiğini savunsa da onu gözlemlediğim kadarıyla annesine ölümü yakıştıramadığı için sanki ölecekmiş gibi onu görmek istemiyordu.

SİYAHIN ESİRİ | OrendaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin