100.Bölüm | DİLHUN

1.5K 182 1K
                                    

Medya Bölümden Kesitler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya Bölümden Kesitler..💫

‼️Bir sonra ki bölüm için 100 Oy 1K yorum sınırı

❄️

Kahvaltıdan sonra Barış da uyanmış ve hep beraber bahçede ki ağacın altında ki masada oturuyorduk. Açılay Savaşın ve Barışın evde olma nedenini anlamadığını düşünsem de Barışın ona bir şeyleri söylediğini düşünüyordum. Çünkü Barış Açılayın da ne olursa olsun annesini görmek isteyeceğini düşünüyordu. Ve Savaşın onların gitmesine izin vermeyeceğini düşündüğü için Açılayı kendi tarafına çekmek için ona söylemiş olmalıydı. Ki- bence söylemişti, çünkü Açılayın bu durgunluğunun başka bir açıklaması olamazdı. Barışın su almaya gitmesiyle ortamda ki muhabbete katılmak için kendimi zorlarken Savaş rahatsız edici bir şekilde bakışlarını üzerime sabitlemişti. Gelen telefon sesiyle Açılay ayağa izin isteyerek kalktığında Savaşın bakışları keskin bir şekilde üzerini buldu ve o gidene kadar peşinden bakmaya devam etti. O sırada Akına laf yetiştirmeye çalışırken Savaşın sessizce konuşması ile dikkatim dağılmıştı. "Arzuyla konuşacak" Bu kadar net konuşması ve fevri davranışları her şeyi çok daha zor bir hâle getiriyordu. Sandalyede arkama yaslanıp derin bir nefes aldığımda Savaşın Kaan'a bakma bahanesi ile ayağa kalkması ile yaslandığım yerden anında doğruldum ve kötü bir şeyin yaşanmasını istemediğim için aslında neden ayağa kalktığını bildiğimden dolayı dışarıdan dikkat çekecek şekilde elini tuttum. Gözlerine buna karışmaması için nerdeyse yalvarırca bakarken ustaca endişemi gizlemek için elime kibarca bir baskı yaptı ve mırıldandı. "Sen dert etme uyanmışsa giyindirir gelirim" Elimi nazikçe bırakıp gitmesi ile stresle kesik soluklar almaya başladığımda Çisil baştan beri üçümüzün yalnız kalmasını bekliyormuş gibi sessizliğini bozdu. "Sen burada mutlu musun?" Geldiğinden beri el altından da olsa hep bir olay olduğu için üzerimde ki stresi anlamış gibi sorduğunda samimi bir tebessümle yanıtladım. "Elbette"

Kaşlarını havalandırıp yaslanmak yerine dirseklerini masaya koyduğunda her an birinin gelme ihtimali ile beklemeden konuştu. "Bak eğer mutlu değilsen, sırf oğlun için katlanıyorsan bunu yapmak zorunda değilsin. Bu insanları tanımıyorum, haklarında düşündüklerim belki sana çok ters geliyor olabilir. Belki de bana çok kızıyorsun. Ama ben her şeyden önce seni düşünüyorum. Çünkü benim tanıdığım Esin bunca yıl ortadan kaybolurken bana yalanlar söylemezdi. Eğer evlendiğin adamla aranda zorla bir ilişki varsa lütfen söyle. Diğerleri sana çok iyi davransalarda o adamı hiç gözüm tutmadı. Bakışları bile defolup gidin der gibi. Oğlunu bile kucağına aldığında ona bile buz gibi bakıyor. Kendi canını sevmeyen biri seni sever mi?" Söyledikleri ve düşündükleri ile hayretler içinde bakarken Savaş Çisilin ona karşı olan bu ters davranışları sonrasında ona bizden biri gibi bakmadığı için böyle düşündüğünü anlamıştım. Fakat bu konuda Savaşı haklı buluyordum. Çünkü her şeyden öte Savaş gibi bir adamın sadakati sorgulanamazdı. Ve Çisil ilk dakikadan onun damarına basmayı başarmıştı. "Çisil, öyle değil." Akın'da en az ben kadar şok olmuş olacak ki düşüncelerini değiştirmek ister gibi konuştuğunda Çisil Akının karışmasını istemiyormuş gibi durması için elini kaldırdı. "Seni onca yıl sonra ölü sanarken diri buldum, fakat sen bile çok.. çok fazla geri duruyorsun. Şu hâline bir bak. Ben seni yıllar önce gördüğüm hâlinden en az on kilo daha zayıfsın. Çocuk gibi kalmışsın. Seni yolda görsem çocuğu olan bir anne olduğuna ihtimal bile vermem. Ne yaşadın sen? Hadi anlat bana.. Kötü mü davrandılar, canını mı yaktılar? Eşin ve ailesi için demiyorum. Ama biri sana bir şey yapmış gibi." Dediklerine verecek tek yanıtım bu psikopatça düşüncelerini inkâr etmekti.

SİYAHIN ESİRİ | OrendaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin