2

27.1K 1K 130
                                    


Uymak istiyorum.

Bir yüzyıl daha lütfen. Usta masa ikiye yarım saat aç.

Uyanmak istemiyorum. Uykum var. Ama başımda durmadan konuşan insancıklar yüzüne uykum açılıyordu.

Yüzümü iyice yastığa gömüp konuştum. Ama büyük ihtimalle sesim götümden konuşuyormuşum gibi çıkmıştı.

"Allah'ını seven sussun."

Bunlar niye susmuyor ya. Vay imansızlar.

"Ne oluyor ya?"

Gözlerimi açmaya çalışırken aynı anda etrafımı görmeye çalışıyordum. Ve bu çok zor bir şeydi.

"Ay sonunda uyandı."

"Anne kız ölmüş gibi davranmayı bırakır mısın? Doktor çok bir şey yok dedi. Bir iki haftaya ayağının üstüne başarmış."

Bir dk bir dk. Ne dedi onlar?

Ölmek
Doktor
Ayak
Basmak

"ANANI..."

Aninden doğrulup bağırmam ile herkes bana dönmüştü. Ama umursamadım. Üstümdeki ince çarşafı atıp ayağıma baktım.

O gördüğüm şey alçı mı?

Değildir ya değildir?

Tamam Mira sakin ol. Sen şizofrensin ve ayağın sapasağlam. Kesinlikle delirdin. Ayağında alçı yok. Unut o beyazımsı şeyi. Unut.

"Gerçek mi la bu?"

Başımda bana bakan kadın ile adama baktım. Yalvarır moda geçiş yapmıştım.

"Nolur bana şizofrensin ve ayağında alçı yok diyin."

Karşımda bana çatık kaşlarla bakan adama bakıyordum. Sanki söyleyeceği söz benim ölüm fermanım gibi hissediyordum.

"Ayağınız alçıya alındı. Ama doktor bir iki haftaya çıkar dedi. Ailenizin numarası..."

"Ben böyle işin.."

Odaya giren doktor ile küfürlerimi yutmak zorunda kalmıştım. Yapma be doktor amca.

"Merhaba Mira Hanım."

Lan bu benim ismimi nerden biliyor. Lan yoksa bunlar organ mafyası mı? Benim böbreklerimi çalıp beni çöp kenarına mı atacaklar.

Şüpheli gözlerle doktora baktım.

"Adımı nerden biliyorsunuz?"

Şüpheyle sorduğum soru ile ayağımı Allah'ına kavuşturan kadın çantamı vermişti. Endişeli bir şekilde yatağa oturup bana baktı.

Endişeli olduğunu nerden mi anladım?  
Elleri titriyordu ve sürekli gözleri ile beni kontrol ediyordu. Maalesef daha gözden her duyguyu anlayan son göz bükücü olmamıştım. Ama çalışıyorum abisi, başaracağım bunu.

"Tatlım çok özür dilerim. Ailene haber vermemi ister misin?"

"Ailem yok. İstanbul'a yeni geldim."

Bendeki şans Kraliçe Elizabeth de yok. İstanbul'a ayak basar basmaz başıma gelmeyen kalmamıştı.

Sırada ne var? Uzaylılar mı? Yolla kardeşim yolla alıştım ben.

Kadının gözleri dolmuştu. Sen niye ağlıyorsun teyze ayağı ölen benim.

"Nerde kalacaksın peki?"

"Otel"

Umursamazca omuz silkmiştim. Dışarda yatacak halim yoktu. Şimdilik bana yetecek param da vardı.

EVİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin