YENİ İNSAN YENİ HİKAYE

164 46 21
                                    

Yaşadığımız süre boyunca hayatımıza birçok yeni insan  girer ve çıkar. Yeni insanlar da yeni hikayeler demektir.

Ben her insanı bir kitabın başkarakteri olarak düşünürüm. Onların hayatlarını ise birer kitap yani' Her insan kendi kitabının başkarakteridir.'ama ben yaşamayı değil sadece okumayı severim. Bu yüzdendir hayatıma insan sokmayışım. Çünkü dediğim gibi yeni insan yeni hikayedir. Yine de tüm çırpınışlara rağmen  kaderin oyunu ki bazen o hikayeler biz farkında olmadan kendi içine çekiyor bizi.

Gözlerimi çalan alarmla açtım. Kafamı koyduğum test kitabından kaldırırken boynumda ve başımda oluşan dehşet verici ağrıyla sarsıldım.  Elimi boynuma götürüp sızlanmaya başladım. Ağrı kesici içip banyoya girdim çünkü ancak ılık bir duş getirirdi beni kendime.

Duştan çıkıp üzerime okul formalarımı giydim. Mutfaktan gelen mis kokuları duymamla kendimi mutfakta  bulmam bir oldu. Annem mutfakta bir şeyler yapıyordu.

- Günaydın Orman Gözlüm, dedim. Neşeli olmaya çalışan sesimle

+ Günaydın oğlum gel kahvaltı hazır.

Annemin eliyle gösterdiği sandalyeye geçip oturdum.

- Niye kalktın bu kadar erken anne, uyusaydın sen, ben bir şeyler yer giderdim.

+ Aman Vefa napıyorum sanki. Zaten tüm yük senin sırtına bindi. Bari bırak bunları yapayım.

- olur mu öyle şey anne  ben hallediyorum yük mük ne biçim sözler

+ Oğlum çöktün resmen görmüyor muyum ben sanki

-Neyse annem kapatalım bu konuyu takma sen kafana halledemesem söylerdim sana ama gerçekten hallediyorum.

+ Tamam bari ye şunlardan zayıfladın iyice

Anneme kafa sallayıp tabağıma koyduğu kahvaltılıklardan yemeye başladım. Gözüm kol saatime gitti ve son lokmaları da ağzıma atıp annemle vedalaştım. Okul eve on dakikalık mesafede olduğu için yürüyordum. Hem sabah sporu da oluyordu ve ben müzik dinleyerek yürümeye bayılırımm.

Kulağıma kulaklıklarımı takıp  radyoyu açtım , ilk çıkan şarkıyı gelecekteki sevdiğime  ithaf ettim. Ve şarkı çalmaya başladı. İlyas Yalçıntaş'tan "İncir " çalıyordu.
(medyadan ulaşabilirsiniz)
 Bulmadan terk edildim herhalde diye düşünüp gülümsedim.

***

İlk ders bitince oyalanmak için defterime bir şeyler karalamaya başladım. Sonra sınıfa koşarak giren Mert' i gördüm.

"Abi uyuyakalmışım yaaaaa çok bir şey kaçırdım mı?" dedi bana doğru sonra önümdeki sıraya oturdu.

"Hayır, geçen dersten kalan soruları çözdü Murat Hoca" diye cevapladım onu.

Bana doğru dönüp teşekkür etti. Sonra gözü defterimdeki karalamaya kaydı.

"Vaaay Vefa ne güzel çizmişsin" dedi.

- Basit bir karakalem çizimi dedim gayet sıradanmış gibi kafamı sallayarak.

"Yok yok bu baya iyi böyle yeteneklerin olduğunu  bilmiyordum.
"
Şaşırmadım dedim kısık bir sesle

"efendim?"

"Yy yok bir  şey" diyince önüne döndü.

Ve tenefüsümüzün bittiğini işaret eden zil çaldı. Ders edebiyat olduğu için edebiyat kitabımı ve defterimi çıkardım. Öğretmenler zili de çalınca
Bir dakika sonra Fırat Hoca sınıfa girdi. Ama tek değildi yanında uzun boylu, beyaz tenli simsiyah dalgalı olan saçlarıyla bir kız vardı.

Fırat Hoca kızı bize doğru çevirdi . Tam yüzünü görünce anlık bir şok yaşadım. Bu o kafedeki kızdı...

Fırat Hoca konuşmaya başlayınca anca kendime gelebildim.

"Evet çocuklar bu yeni arkadaşınız Yaren. Kendisi ATALAY kolejinden geldi. Bu yıl bizimle okuyacak. Evet Yaren kendini bize tanıtmak ister misin?"

Yaren kafasını sallayıp konuşmaya başladı.

Ben Yaren ATALAY. Babam Görkem  ATALAY (SÜRPRİZZZZZZ😄🥳🥳🥳) geçen yıl bu okulda  bir müddet müzik öğretmeni olarak görev yapmıştı. Hocamın da dediği gibi ATALAY kolejinden geldim. Bu kadar.

Tüm sınıftan hoşgeldin sesleri yükselirken ben tepkisiz kaldım. Sonra Yaren hocaya dönerek istediğim yere oturabilir miyim diye sordu hoca da kafasını sallayınca bana doğru yürüdüğünü gördüm. İçimden "buraya gelmesin buraya gelmesin" diye dua ederken tam önümde durdu.

"Şey oturabilir miyim? " eliyle yanımı gösterince el mahkum kabul ettim. Bu kadar yıllık lise hayatım boyunca ilk defa sıramdaki yalnızlığımın bozulmasının verdiği hüzünle tüm sıraya dağıttığım okul eşyalarımı topladım.  Yüzümdeki üzüntüyü fark etmiş olacak ki mavi gözleriyle  bana bakarak konuştu

YAREN : Rahatsız etmedim umarım?

VEFA : Yok etmedin.

YAREN : Tek oturmak rahat biliyorum ama eski okulumda bu kısımda otururdum ben de bir tür alışkanlık o yüzden yanına oturdum tekrar kusura bakma

VEFA : Önemli değil.

Önüme dönüp derse odaklandım ve konuşma kendiliğinden bitti.

BÖLÜM SONU

Sürprizim nasıldı amaa!? Ben yazarken çok mutlu bir şekilde yazdım. Gönül isterdi Hazan'ımla Görkem'imin  kızı olsun  ama... Kader işte napacaksın

Bu arada o radyo olayını ben çok yaparım. Bazen kendime ithaf ederim bazen başkasına size de tavsiye ediyorum :)   deneyin pişman olmazsınız...

Yine cümle yapılarım hoşuma gitmedi ama idare edeceğiz artık... Kendimi geliştirmeye çalışıyorum :)

Bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum bir sonraki bölüme kadar kalın sağlıcakla...








Mücadelem Where stories live. Discover now