Son Dans( FİNAL)

106 6 16
                                    

Gözlerimi açtığımda ilk yaptığım şey Vefa'nın adını söylemek oldu. O sırada kapıdan içeri Sinem ve Görkem Amca girdi. Yüzlerinden Vefa'ya bir şeyler olduğunu anladığım ifadeler dökülüyordu.

Yattığım yataktan doğrulup nasıl olduğunu sordum. Görkem Amca bir şey diyemezken cesaretini toplayan Sinem oldu.

-Şuanlık kalbi çalışıyor ama artık dayanamaz dedi doktor. Her an kendimizi hazırlamalıymışız. Üzgünüm arkadaşım...

Tepkisizce kafamı salladım. Duygularım alınmış gibiydi o an emin olduğum tek bir şey vardı ona bir şey olursa ben de onunla beraber gidecektim.

-Doktorla konuşmak istiyorum çağırır mısınız?, dedim

Görkem Amca kafasını sallayarak doktoru bulmaya gitti.

Yaklaşık on dakika sonra Görkem Amca ve birkaç stajyeriyle beraber doktor içeri girdi. Yüzündeki sıcak tebessümle nasıl olduğumu sordu. İyi olduğunu söyleyerek Vefa'nın durumunu sorunca sıcak gülümseme kendini buz gibi bir duruşa bıraktı ardından konuşmaya başladı:

-Vefa için elimizden geleni yapıyoruz ama dürüst olmam gerekirse çok da umutlu değiliz üzgünüm Naz.

Kafamı salladım. Ben de biliyordum bitmişti
Belki de kavuşmamız artık öteki tarafa kalmıştı.
Belki de böylesi daha iyidi.
Belki de annem beni özlemişti
Belki de babam burada kendi kızıyla mutlu olmalıydı.

-Kaç günü var peki?, dedim. Gözlerimden yaşlar süzülerek

Doktor başını eğerek
-Maksimum bir hafta, dedi. Organlarının daha fazla dayanabileceğini düşünmüyorum.

-Onu görmek istiyorum doktor. İzin verir misiniz?
Kafa sallayarak
-Sadece beş dakika, diyince hazırlanmak için kalktığım yerden doğruldum.

- Görevliler seni yönlendirir tekrar geçmiş olsun.

Teşekkür ederek doktorun ardından ben de çıktım. Bir kolumda Görkem Amca bir kolumda da Sinem vardı.

Hazırlanıp odaya girmek için uygun duruma geldim. Yavaş adımlarla odaya  doğru yürüyordum. Kapının önüne gelince elim titreyerek kolu açtım. Ve onu gördüm.

Teni bembeyazdı. Bakmaya bile kıyamadığım yeşil gözlerini göz kapakları acımasızca örtmüştü. Sakalları çıkmış ve saçları uzamıştı.

Ağlıyordum ve titriyordum. Ona doğru yürüdüm.

Yanına bir sandalye çekip oturdum. Gücüm yoktu.

-Ben yalnız bir çocuktum Vefa, annem ben  doğmadan ölmüştü. Babamın varlığımdan bile haberi yoktu. Koskoca dünyada yetimhanenin bir köşesinde yapayalnız bir çocuktum. Tıpkı diğerleri gibi. Sevgi neydi bilmezdim. Ruh gibi dolaşırdım etrafta. Kimseyle konuşmazdım. Yemek yemezdim. Çelimsiz çirkin bir şeydim işte.

Güldüm ve devam ettim.

Sonra bir gün bahçede herkes oynarken  bir ağacın altına oturdum etrafı izlemeye başladım. Gözlerim karardı tek hatırladığım buydu. Gözlerimi açınca Hazan Atalay diye bir hastanedeydim. Tabii o zamanlar ismini bilmiyordum çok sonraları öğrendim hastanenin adını. O zamanlar bizim yetimhanenin tüm masraflarını karşılayanların  yani Görkem Amcaların hastanesiymiş. O günden sonra Görkem Amca benimle ilgilenmeye başladı. Ardından haftalar geçti ve ben hala hastanedeydim. Meğerse beynimi kemiren bir tümör varmış. Ameliyat olmazsam ölürmüşüm Doktor Görkem Amcaya anlatırken duymuştum. Doktor odadan çıkınca gözlerimi açtım. Görkem Amcaya seslendim

Mücadelem Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz